Konuk Yazar

Güncelleme Tarihi:

Konuk Yazar
Oluşturulma Tarihi: Şubat 14, 2000 00:00

Haberin Devamı

BİZ toplum olarak tatili, daha açık söylemek gerekirse sırt üstü yatmayı, sokaklarda gezip eğlenmeyi çok seviyoruz. Milenyumun ilk sömestr tatilini geride bıraktık. Umuyorum ki herkes, yeni döneme daha zinde ve istekle girdi. Bizler geleceği, bugün atacağımız olumlu adımlarla oluşturmak istiyorsak, her alanda daha istekli ve üretken olmalıyız. Böyle olmasının gereğini lütfen anlayalım artık.

TATİLİ KİMLER YAPAR?

Her yılın takvimine bakıyoruz. Ne kadar tatil günü olduğunu inceliyoruz. Zaman zaman az tatil günü olmasından yakınıyoruz. Oysa yepyeni bir yüzyıla girerken, AB'ye girmemiz gündemde iken tatil günleri ile bu kadar yakından ilgilenmemiz bence büyük bir çelişki oluşturuyor. Fakat hiç tatil yapmayalım gibi bir düşünceyi de savunmuyorum. İşte tatil kavramı burada anlamını buluyor. Tatili kimler yapar? Çalışanlar, üretenler, başarıya somut olarak ulaşanlar ve nihayet çalışmaktan yorgun düşenler yapar.

Sevgili öğrenciler, artık tatil bitti. Kendimize gelelim. İşte bu gün yepyeni bir döneme başlıyoruz. Öncelikli olarak işimiz, geleceğe yönelik planlar yapmaktır. Tatilde bunun ne kadarını gerçekleştirdiniz?

Çalışmalara planlı bir dönem ara vermek, dinlenmek, bir gereklilik, bir kültürdür. Onu dahi yapmasını bilmeyenler var. 15 günlük dinlenmenin ardından sınıfların çoğunda Türkçe ve kompozisyon derslerinde sözlü anlatımın konusu ‘‘Tatilinizi nasıl geçirdiniz?’’ oluyor. Bırakalım artık tatillerle uğraşmayı, biraz da geleceğe bakalım.

GELECEKLE İLGİLİ HEDEFLER

Öğretmenler, öğrenciler, aileler olarak hep geçmişe dair konuşmak yerine geleceği planlayalım. Gelecekle ilgili hedefler koyalım. Bunlara ulaşmanın yollarını araştıralım. Yapacağımız panellerin, seminerlerin, açık oturumların konuları,yeni yüzyılın Türkiyesi'ni gerçekleştirmenin yolları olsun. Gezi, anı, öykü gibi türler elbette ki çocuklarımızın anlatımlarını güçlendirecektir. Ancak beyin cimnastiği yaptıracak türlere de yönelmeliyiz. Yani denemelerin, fıkraların, sohbetlerin konusu geleceğe yönelik olmalı. Biz eğitimciler ve aileler, çocuklarımıza ‘‘Gelecek için ne düşünüyorsun. Planların nelerdir?’’ gibi soruları sık sık sormalıyız. Onlara fikirler vermeliyiz.

Amerika ve Avrupa'nın ilerlemiş ülkelerine baktığımız zaman kalkınmalarının özünde, gelecekle ilgili 40-50 yıllık planların yattığını görüyoruz. Geleceğe yönelik düyüncesi olanlara büyük olanakların sunulduğunu görüyoruz. Bizde de en azından düşünce üreten insanlara saygı duyulmalı, onlara sahip çıkılmalı, devletçe çalışma ortamı hazırlanmalı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!