Koç, ’Küresel İlkeler’i yayacak
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ekim 26, 2007 00:00
Birleşmiş Milletler(BM) Genel Sekreteri Kofi Annan’la görüşülmesiyle 2006 yılında Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne(Global Compact) dahil olan Koç Topluluğu, bu ağda lider şirket olarak yer alıyor.
Küresel İlkeler Sözleşmesi, çevre, çalışma koşulları, insan hakları, yolsuzlukla mücadele olmak üzere dört başlık altında 10 maddeden oluşan bir sosyal kurumsal sorumluluk ağından oluşuyor.
YAYMAK GEREKİYOR: Koç Holding Genel Merkezi’nde düzenlenen ’Küresel İlkeler Sözleşmesiyle Değer Yaratmak’ konulu toplantıda konuşan Koç Holding Kurumsal İletişim ve Bilgi Teknolojileri Grup Başkanı Ali Koç, iş dünyası ve özel sektörün sosyal sorumluluk ile ilgili yaklaşımına ve artan sorumluluklarına dikkat çekerek, uyguladıkları Global Compact ilkelerinin Koç Topluluğu dışında da değer etkisinin bulunduğunu belirtti. Koç, "Bu ana başlıklar, çocuk işçi çalıştırılmaması ya da çevreye zarar verilmemesi gibi oldukça sık kullanılan başlıkları kapsamanın ötesinde, şirketlerin daha sorumlu kurumsal vatandaşlar olmalarını sağlamaya çalışıyor. İlkelerdeki dört başlıkta önlem alınması lazım. Bu da, basiretli yönetim anlayışının temeli. Bunun başlangıcı arka bahçenizdir. Çalışanlarınıza, doğrudan değer zincirinize, ticari paydaşlarınıza bu ilkeleri yaymanız gerekiyor" dedi.
LİDERLİK, ÖNCÜLÜK YAPACAĞIZ: Koç Topluluğu’nun Global Compact’a 2006 yılında Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç’un Kofi Annan’la görüşmesiyle dahil olduğunu anlatan Ali Koç, kurumsal sosyal sorumluluk alanına giren bu ilkeleri, iş ortaklarına ve çalışanlarına
yaygınlaştıracakları konusunda taahhütte bulunduklarını kaydetti. Koç, bu ilkelerin Koç Topluluğu dışında da değer etkisi bulunduğunu, sorumlulukları arasında liderlik, öncülük yapılmasının da yer aldığını ifade etti. Kofi Annan’ın başlattığı insiyatifte 4 bin 687 firmanın bulunduğunu ve sosyal alanda bir iletişim aracı olarak kabul edildiğini ifade eden Koç, bu ilkeleri kamu ve STK’ların birlikte üstlenmesinin sağlanılmaya çalışıldığını kaydetti. Koç, bu sözleşme ve ilkelerinin Koç Topluluğu’nun kuruluş felsefesi ve iş yapma kültürü ile büyük paralellikler içerdiğini aktararak, "Topluluğumuz 83 yıllık geçmişinde Türk toplumunu pek çok alanda ilklerle buluştururken, kurumsal yönetim modeli ve toplumsal çalışmalarıyla da her zaman örnek olmaya gayret göstermiştir. Sürdürülebilir
büyümenin ancak insan haklarına ve çevreye saygılı bir iş kültürüyle mümkün olduğuna inanmıştır" diye konuştu.
KOÇ, GLOBAL COMPACT’TE LİDER: Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi Direktörü Georg Kell ise, Koç Holding’in Global Compact’taki lider yaklaşımını gördüklerini ve bunun kendilerini memnun ettiğini kaydetti. Altı yıldır var olan Küresel İlkeler Sözleşmesi ağının büyüdüğüne ve ülkelerde yayıldığına işaret eden Kell, bu sisteme katılan şirketlerin iş dünyasında da geliştiğini belirtti. Kell, "Şirketler bu konuyla daha ilgili. Pozitif ve proaktif yöneterek risklerin azaltılması ya da fırsatların artmasını sağlayabilirler. Finansal piyasalardan da şirketler giderek daha fazla bu ilkelere katılıyorlar. İş çevrelerinin bu alanlardaki sorumluluğu giderek artıyor" diye konuştu. Sosyal sorumluluk alanındaki düzenleyici, bağlayıcı ve gönüllü mekanizmalar arasında rekabet değil, birbirini tamamlayıcılık olması gerektiğine değinen Kell, büyümenin toplumdaki bütün aktörlerin olmasını gerektirdiğini kaydetti.
YAYMAK GEREKİYOR: Koç Holding Genel Merkezi’nde düzenlenen ’Küresel İlkeler Sözleşmesiyle Değer Yaratmak’ konulu toplantıda konuşan Koç Holding Kurumsal İletişim ve Bilgi Teknolojileri Grup Başkanı Ali Koç, iş dünyası ve özel sektörün sosyal sorumluluk ile ilgili yaklaşımına ve artan sorumluluklarına dikkat çekerek, uyguladıkları Global Compact ilkelerinin Koç Topluluğu dışında da değer etkisinin bulunduğunu belirtti. Koç, "Bu ana başlıklar, çocuk işçi çalıştırılmaması ya da çevreye zarar verilmemesi gibi oldukça sık kullanılan başlıkları kapsamanın ötesinde, şirketlerin daha sorumlu kurumsal vatandaşlar olmalarını sağlamaya çalışıyor. İlkelerdeki dört başlıkta önlem alınması lazım. Bu da, basiretli yönetim anlayışının temeli. Bunun başlangıcı arka bahçenizdir. Çalışanlarınıza, doğrudan değer zincirinize, ticari paydaşlarınıza bu ilkeleri yaymanız gerekiyor" dedi.
LİDERLİK, ÖNCÜLÜK YAPACAĞIZ: Koç Topluluğu’nun Global Compact’a 2006 yılında Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç’un Kofi Annan’la görüşmesiyle dahil olduğunu anlatan Ali Koç, kurumsal sosyal sorumluluk alanına giren bu ilkeleri, iş ortaklarına ve çalışanlarına
yaygınlaştıracakları konusunda taahhütte bulunduklarını kaydetti. Koç, bu ilkelerin Koç Topluluğu dışında da değer etkisi bulunduğunu, sorumlulukları arasında liderlik, öncülük yapılmasının da yer aldığını ifade etti. Kofi Annan’ın başlattığı insiyatifte 4 bin 687 firmanın bulunduğunu ve sosyal alanda bir iletişim aracı olarak kabul edildiğini ifade eden Koç, bu ilkeleri kamu ve STK’ların birlikte üstlenmesinin sağlanılmaya çalışıldığını kaydetti. Koç, bu sözleşme ve ilkelerinin Koç Topluluğu’nun kuruluş felsefesi ve iş yapma kültürü ile büyük paralellikler içerdiğini aktararak, "Topluluğumuz 83 yıllık geçmişinde Türk toplumunu pek çok alanda ilklerle buluştururken, kurumsal yönetim modeli ve toplumsal çalışmalarıyla da her zaman örnek olmaya gayret göstermiştir. Sürdürülebilir
büyümenin ancak insan haklarına ve çevreye saygılı bir iş kültürüyle mümkün olduğuna inanmıştır" diye konuştu.
KOÇ, GLOBAL COMPACT’TE LİDER: Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi Direktörü Georg Kell ise, Koç Holding’in Global Compact’taki lider yaklaşımını gördüklerini ve bunun kendilerini memnun ettiğini kaydetti. Altı yıldır var olan Küresel İlkeler Sözleşmesi ağının büyüdüğüne ve ülkelerde yayıldığına işaret eden Kell, bu sisteme katılan şirketlerin iş dünyasında da geliştiğini belirtti. Kell, "Şirketler bu konuyla daha ilgili. Pozitif ve proaktif yöneterek risklerin azaltılması ya da fırsatların artmasını sağlayabilirler. Finansal piyasalardan da şirketler giderek daha fazla bu ilkelere katılıyorlar. İş çevrelerinin bu alanlardaki sorumluluğu giderek artıyor" diye konuştu. Sosyal sorumluluk alanındaki düzenleyici, bağlayıcı ve gönüllü mekanizmalar arasında rekabet değil, birbirini tamamlayıcılık olması gerektiğine değinen Kell, büyümenin toplumdaki bütün aktörlerin olmasını gerektirdiğini kaydetti.