‘Kızımın kemikleri sızlamayacaksa bir şey demem’

Güncelleme Tarihi:

‘Kızımın kemikleri sızlamayacaksa bir şey demem’
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 01, 2009 13:23

İSTANBUL'da başı kesilerek öldürülen 17 yaşındaki Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut, kızının öldürülmesiyle ilgili çekilecek filmin kendisi için önemli olmadığını söyleyerek, “Türkiye'de 70 milyona bu film bir şeyler kazandıracaksa, bu cinayetin arka bahçelerini aydınlatacaksa, bu filmden, böyle bir projeden birileri para kazanmayacaksa, kızımın kemikleri sızlamayacaksa bir şey diyemem” dedi.

Memleketi Bolu'nun Mengen İlçesi'ne bağlı Kayabaşı Köyü'ne gelen Süreyya Karabulut, kızının öldürülmesini konu alacat ‘Karabulut’ adıyla çekilecek filmle ilgili soruları cevaplandırdı. Filmin üzerine düşecek zamanının olmadığını söyleyen Süreyya Karabulut, “Film benim için önemli değil. Ama Türkiye'de 70 milyona bu film bir şeyler kazandıracaksa, bu cinayetin arka bahçelerini aydınlatacaksa, bu filmden, böyle bir projeden birileri para kazanmayacaksa, kızımın kemikleri sızlamayacaksa bir şey diyemem. Üzerine düşecek zamanım da yok, aklımda yok. Filmin içeriği nedir, senaryosu nedir, kızımı hakikaten medeni bir şekilde canlandırabilecekler mi? O tarafını düşünemiyorum, biz acımızı yaşıyoruz. Birileri film yapıyor ama bu konunun içeriği nedir? Bu anayı babayı yaralar mı? 70 milyona bir şeyler verebilir mi? Yoksa ceplerine para mı kazanacaklar? Birileri çıkıyor bu ülkede bir şeylerden faydalanmaya çalışıyor. Artık kendime bile güvenemiyorum. O duruma geldim” dedi.

CİNAYETİN AYDINLATILMASI BAŞBAKANIMIZIN ELİNDE

Süreyya Karabulut cinayetin aydınlatılmasının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın elinde olduğunu iddia ederek, şöyle konuştu:
“Başbakanımız, ‘Çoluğunuza, çocuğunuza sahip çıkın, çıkmazsanız ya davulcuya ya da zurnacıya’ dedi. Doğru söyledi. Çünkü, bu cinayetin arka bahçesinin ne kadar karanlık olduğunu Başbakanımız biliyor. Ankara'ya kadar gittim, tekrar gideceğim. Bu cinayetin aydınlatılması, Başbakanımızın elindedir. İleri ki zamanlarda Garipoğlu Ailesi'nin kimlerle yiyip içtiğini, oturup kalktığını teker teker açıklayacağım. Şahidim yok, ispatım yok. Karda yürüyüp izlerini belli etmiyorlar. Ancak benim canım var. Canımı alabilirler. Bu cinayetin arka bahçesi çok iyi biliniyor. Katilleri o akşam yakaladılar. Kim bıraktı, kimler bıraktırdı? Biz aptal değiliz. Benim canım yandı. Meclis'e gittim, bakanlıklara gittim. Katilleri ortaya çıkartacaklar. Devlet kurumlarındaki birileri benim kızımın kanından nemalandı. O paralar boğazlarında kalacak. Bırakacağım da. Başbakanımız diğer kurumlara el atacak. Dosyalar incelensin, savcımız her şeyi biliyor. Ben yaşadığım müddetçe, bu davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar götüreceğim. Bu dosya kapanmaz. Kızımın kanı yerde kalmaz. Kızımın kanını kimse yerde bırakamaz. Mümkün değil.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!