Kitabı 1,6 milyon sattı ama sefalet içinde öldü

Güncelleme Tarihi:

Kitabı 1,6 milyon sattı ama sefalet içinde öldü
Oluşturulma Tarihi: Ekim 27, 2013 01:02

Selçuk Altun’un 31 Mayıs 2009 tarihinde Erje Ayden’e kendi eliyle ve İngilizce olarak yazdırdığı kısa özyaşamöyküsü... Yazar kendisinden özellikle üçüncü tekil şahıs olarak söz ediyor.

Haberin Devamı

Erje Ayden (Erce Aydıner) 1937’de İstanbul Fenerbahçe’de doğdu. Avukat Hidayet Aydıner ve Melek Murat’ın oğlu olan yazar, Çemberlitaş ve Baltalimanı’nda büyüdü. Liseyi Robert Kolej ve İstanbul Erkek Lisesi’nde okuyan Ayden, 1956’da eğitim için New York’a gitti. 1960’ta yazmaya başladı. Kısa öykülerinden oluşan ilk kitabı ‘Balinalar Limanı’nı 1963’te yayımladı. Aynı yıl ressam Willem De Kooning’in maddi destek sağladığı bir deneysel tiyatroya da sahipti.
İlk romanı ‘The Crazy Green of Second Avenue’ (İkinci Cadde’nin Çılgın Yeşili) 1965’te yayımlandı. Sadece 500 adet basılan romanın masrafları yazarın arkadaşları tarafından karşılandı ve basıldığının ikinci haftasında tükendi. İkinci baskısı 10 bin adet yapılan kitap yine 10 günde tükendi. O dönemde imzalı olarak 95 sente satılan romanın eğer bulunabilirse bir kopyasına bugün 600 dolar gibi bir fiyat biçiliyor. 1968’e kadar roman 1,6 milyon gibi bir satış rakamına ulaştı.
Amerika’daki ilk yıllarında Ayden, Michael Goldberg, Alan d’Arcangelo gibi ressamlarla ve Frank O’Hara, John Ashbery gibi şairlerle arkadaşlık kurdu. Daha tanışmadan yazarı takip eden O’Hara’nın Ayden üzerinde hem entelektüel hem de kişisel olarak büyük etkisi oldu.
Erje Ayden 1959’dan 1984’e kadar Amerika Birleşik Devletleri’nde gizli olarak faaliyet gösteren bir NATO casusluk grubunda görev aldı. Aynı dönemde hayatını kazanmak için tuğlacılık, boyacılık ve garsonluk gibi işlerde çalıştı. Hatta Detroit’te bir Rus ajanının peşinde olduğu dönemde mezar kazıcılığı bile yaptı. Sonraki yıllarda bu mesleğin yaptığı en ilginç iş olduğunu söyleyen Ayden, 1969’da edebiyat mezunu eşi Patricia Brownell’le evlendi. Çiftin evlilikleri 1975’e kadar sürdü.
Bu dönemde yaratıcılığı en üst düzeye çıkan Aydıner eleştirmenlerce en iyi kitapları olarak nitelendirilen ‘A Breakable Bird’ (Kırılgan Kuş), ‘The Summer of Our Discotek’ (Diskomuzun Yazı), ‘Sadness at Leaving’ (Ayrılık Acısı) ve ‘The People of Imprisoned City’ (Tutsak Şehrin İnsanları) adlı romanlarını kaleme aldı. Bu yıllarda eserlerini yayımlayan yayınevinin de ortağıydı ve Orhan Veli Kanık ve Melih Cevdet Anday gibi ünlü Türk yazarlarının eserlerini İngilizce olarak yayımladı.
Türk edebiyatına olan merakı Robert Kolej yıllarına dayanan Ayden, Orhan Veli dışında Yahya Kemal ve Cahit Sıtkı’nın etkisi altında kaldı. En sevdiği romancılar Kemal Tahir ve Scott Fitzgerald, en beğendiği şairlerse Sait Faik ve Pirandello’ydu.
Boşanma sonrası uzun bir depresyon dönemi geçiren Erje Ayden bu tarihten sonra fazla yazmadı. Bir sayfiye yeri olan East Hampton’daki evinde zamanının çoğunu okuyarak ve arkadaşlarıyla eğlenerek geçirdi. Bu yıllarda sanat adına yaptığı yegâne üretim yönetmen arkadaşı Bruce Ricker ile imza attığı bir belgesel filmdi. ‘Mavi Şeytanların Sonuncusu’ adını taşıyan film Kansas kentinin caz kültürüyle alakalıydı ve yapımcısı Clint Eastwood’du.
1983 yazında çok ağır bir araba kazası geçirdi ve bir ay komada kaldı. İyileştikten sonra tekrar yazmaya başladı. 1985’te moda tasarımcısı Elisabeth Holm’la nikâh masasına oturdu ve ölünceye kadar da onunla evli kaldı. Evlendikten sonra tekrar üretken hale gelen yazar bu dönemde 20 kitap daha yazdı.
1989’da ‘August and the City’ (Ağustos ve Şehir) adlı bir oyunla tiyatroya dönen yazara eşi de maddi destek verdi. 1999’da ‘Sadness at Leaving’ (Ayrılık Acısı) adlı casusluk romanının haklarını beyazperdeye uyarlanmak üzere Warner Bros’a sattı.

Haberin Devamı

Kennedy’nin kampanyasında çalıştı

Haberin Devamı

1964 Temmuzu’nda ‘Medium Hair’ (Orta Boy Saç) adlı oyunu o kadar kötü eleştiriler aldı ki sadece bir kez oynandıktan sonra sahneden kaldırıldı.
1968 Nisanı’nda Aydıner’in tiyatrosunda çalışan bir oyuncunun politikacı eşi aracılığıyla Senatör Robert Kennedy’yle tanıştı ve başkanlık kampanyasında görev aldı.
1974 kışında o zamanki destekçisi Paddy Chayefsky sayesinde Pulitzer’e aday gösterildi. Yazarın adaylığı Amerikalı olmadığı için reddedildi.
Ayden 1980 yazında alkolizmle mücadele etti. Bu dönemde bir arkadaşının evine gizlice girip bir şişe şarap içen yazar yakalandı ve bir ay hapis cezasına çarptırıldı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!