Kılıçdaroğlu: Sanatçı düşman ilan edilmiştir

Güncelleme Tarihi:

Kılıçdaroğlu: Sanatçı düşman ilan edilmiştir
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 23, 2012 14:21

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Silivri’de düzenlenen "Yerel Yönetimler Strateji Belgesi ve Eylem Planı Toplantısı"nda ’tarihi siluet’ ve ’sanatçı’ eleştirisinde bulundu. Kılıçdaroğlu, "Zeytinburnu’nda tarihi İstanbul surlarının yakınında yapılan 3 gökdelen, kentin Sultanahmet Camii ile özdeşleşmiş tarihi siluetinin içine bir kama gibi girmiştir. Bu çirkin tablonun sorumluları kim?" dedi.

Kılıçdaroğlu, " "Sosyal demokrat belediyelerin olduğu her yerde sanat da, sanatçı da el üstünde tutulmuştur. AKP’li belediyelerin olduğu yerde ise, sanatçı, sanat düşman ilan edilmiştir" diye konuştu.

Silivri’de CHP’nin 81 il başkanı, nüfusu 100 binin üzerindeki CHP’li belediyelerin başkanları ve CHP MYK üyelerinin katılımıyla "Yerel Yönetimler Strateji Belgesi ve Eylem Planı Toplantısı" gerçekleştirildi. Toplantının açılışında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 29 Mart 2009 tarihinde gerçekleştirilen yerel seçimlerden bu yana 3 yıldan fazla zaman geçtiğini ve en geç 2014 Mart ayı içerisinde yeni bir yerel seçim sürecinin daha yaşanacağını hatırlattı.

Yerel yönetimlerin, yerel iktidar odakları değil, demokrasinin beşikleri olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bu çerçevede, belediye başkanlarının ve her kademedeki seçilmişlerin, yurttaşlara hesap verme sorumluluğunun farkındayız ve bunu sürdürmek durumundayız. Öte yandan, Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu siyasal koşullarda, derin bir yerel yönetimler krizi yaşandığı da bilinmektedir. Tek parti devletine dönüşmüş bulunan AKP Hükümeti, yerel yönetimleri kendi iktidar odağının bir parçası haline dönüştürmek istemektedir. Belediyeler, giderek çeşitlenen ve büyüyen sorunlarla karşı karşıyadırlar" dedi.

ANKARA-İSTANBUL-İZMİR KIYASLAMASI

Büyükşehir belediyeleri arasında kıyaslama yapan Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) 2012 yılı konsolide bütçesinin 19.5 milyar lira, son dört yıllık konsolide bütçe toplamının ise 73.5 milyar lirayı bulduğunu aktardı. Kılıçdaroğlu, İBB’de toplam bütçenin yüzde 35’ini belediye, yüzde 29’unu bağlı kuruluşlar ve yüzde 36’sını da iştiraklerin oluşturduğunu anlatarak, İBB’ye bağlı 23 anonim şirketin ne Belediye Meclisi, ne de Sayıştay tarafından denetlenmediğini, sadece Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nca özel hukuk hükümlerine göre denetlenediğini belirtti. Ankara Büyükşehir Belediyesi bütçesinin de, birçok bakanlık bütçesinden büyük olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"2011 ve 2012 konsolide bütçesi 10.1 milyar liradır. Bu devasa bütçelere sahip, Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyeleri, kendi metro hatlarını yapamadıkları için bu işi törenle Ulaştırma Bakanlığı’na devrettiler. Yani yılda 19.5 milyar liralık bir konsolide bütçeniz olacak ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak kaynak yetersizliği nedeniyle, 19 kilometrelik Üsküdar-Ümraniye-Çekmeköy, 9 kilometrelik Bakırköy-İncirli-Kirazlı, 25 kilometrelik Kabataş-Beşiktaş-Alibeyköy-Mahmutbey hattı ile 25 kilometrelik Bakırköy-Beylikdüzü metro hattını Ulaştırma Bakanlığı’na devredeceksiniz. Buna açıkça beceriksizlik ve finans yönetimi zaafiyeti diyoruz. İkinci örnek Ankara. Halen Ankara’da Sayın Murat Karayalçın döneminde ihaleleri yapılan, finansman anlaşmaları sağlanan, yapımına başlanan ve 1997 yılından bu yana hizmet veren 23 kilometrelik bir raylı sistem bulunmaktadır. Mevcut yönetim ise, 2002 yılında Kızılay-Çayyolu, Batıkent-Sincan ve Tandoğan-Keçiören metro hatlarının yapımına başladı. Aradan 10 yıl geçti, güncellenmiş rakamlarla maliyeti 3 milyar 40 milyon lira olan hatlar, kaynak yetersizliği gerekçe gösterilerek yapılamadı. İzmir Büyükşehir Belediyemiz, Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye bütçelerine göre daha mütevazi bir bütçeye sahip. Son 10 yıllık bütçe rakamı 13 milyar lira. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 10 istasyonlu İzmir metrosunda 2 bin 250 metre tünelli Ege Üniversitesi Evka 3 istasyonlarının açılışını 31 Mart 2012 tarihinde gerçekleştirdi. Hattın yapımı ve yeni çekerler için 200 milyon lira harcama yaptı. Üçyol-Üçkuyular hattında son aşamaya gelindi. Üçyol-Fahrettin Altay metro hattı için bugüne kadar 285 milyon liranın üzerinde bir yatırım yapıldı. Halkapınar-Otogar ve Üçkuyular-Narlıdere hattının projelerini tamamladı, ihale aşamasına gelindi. İzmir’in 80 kilometrelik Aliağa-Menderes banliyösü için harcadığı para, araç alımları hariç 600 milyon lira. 80 kilometrelik bu hattı 30 kilometre daha uzatarak Torbalı’ya ulaştırma çalışmaları da başladı. Konak-Karşıyaka tramway hatlarının uygulama projeleri tamamlandı. Bu iki hatta 300 milyon lira harcama yapılması öngörülüyor. Körfez ulaşımını güçlendirmek için, 400’er yolcu kapasiteli 15 adet katamaran tipi yolcu gemisi alındı. Otobüs filosuna dahil ettiği yeni çevreci otobüslerle birlikte İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ulaşım için ayırdığı toplam bütçe 1 milyar 700 milyon lira. Lütfen dikkat ediniz, 1 milyar 700 milyon liranın tamamı özkaynak. Yani bu yatırımlar, merkezi hükümetin katkısı sağlanmadan gerçekleştiriliyor. Bununla da kalmıyor, İzmir Büyükşehir Belediyesi, yakında hazineye ait bütün borçlarını da sıfırlayacak. Bu saptamalar, İstanbul-Ankara-İzmir arasındaki farkları anlatmaya yetiyor. Bağımsız bir araştırma ve politika kuruluşu olan Brookings Enstitüsü’nün araştırması da, bu gelişmeleri teyit ediyor. Bu enstitünün, 200 metropol ekonomisi arasında yaptığı araştırmada İzmir’i dünyanın en hızlı büyüyen dördüncü kenti olarak saptamıştır. Aynı listede Ankara altıncı, İstanbul ise yedinci sırada yer almaktadır. Bu durum, bütçe imkanları az olsa da, çeşitli engellemelerle karşılaşsa da, doğru yönetim anlayışının bir kente neler kazandırabildiğinin tipik göstergesidir."

TESİS BİR GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİNE YOL AÇMAKTADIR

Kılıçdaroğlu, çağdaş belediyecilik uygulamalarının temel amaçları arasında, kent sakinlerinin huzur içinde, rahat ve özgür yaşamalarının sağlanmasının da bulunduğuna işaret ederek, hizmetler noktasında AK Parti’li ve CHP’li belediyeleri karşılaştırdı. Eskişehir ve Mersin Belediyeleri tarafından yapılanları sıralayan Kılıçdaroğlu, "İstanbul’un ’Yaşam Kalitesi Araştırması’nda, 39 ilçe arasında yaşam kalitesi en yüksek ilçeler Kadıköy, Beşiktaş ve Beyoğlu olurken, Esenler, Gaziosmanpaşa ve Sultanbeyli son sıralarda yer alıyor. Herhalde bunlar bir tesadüf değildir. İnsanlar nefes almaya Sarıyer’e, Bakırköy’e gidiyorlarsa, bu yönelişte baskı yerine özgür yaşamı hissetme duygusu vardır" dedi.

CHP’li belediyelerin, kentlerinde kullanacakları çiçek ve ağaçların çoğunu çevredeki üreticilere ürettirerek onlardan satın aldığını anlatan Kılıçdaroğlu, buna karşılık başta Ankara Büyükşehir Belediyesi olmak üzere birçok AK Partili belediyenin, yurtdışından çiçek ve ağaç ithal ettiğini dile getirdi. Kılıçdaroğlu, kongre ve fuar alanında yapılan yatırımlara da değinerek, şöyle konuştu:

"Bu alanda Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin attığı tek somut adım, Eskişehir yolunda inşa ettiği demir kafestir. Ankara’ya gelip, Eskişehir yolundan geçenler orada bir ucube görürler, demir yığını görürler. Halk buraya artık ’Demir Kafes’ diyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Söğütözü Kongre ve Ticaret Merkezi adını vererek, yapımına 2006 yılında başladığı ve kaynak yetersizliği nedeniyle yarım bıraktığı tesis bir görüntü kirliliğine yol açmaktadır. O görüntü kirliliğini kapatmak için şimdi reklam panolarıyla orası örtünmek istemektedir. Bu bir kirlilik abidesidir ve Ankara için gerçekten yüz karasıdır. Son bir gelişme oldu, baktılar ki, burada hiç bir şey yapamıyorlar, ’Demir Kafes’i ihaleye çıktılar ve bir kapalı ihaleyle birisine verdiler."

SİZİN ECDADINIZ MI BU HALE GETİRDİ İSTANBUL’U?

Zeytinburnu’nda tarihi İstanbul surlarının yakınında yapılan gökdelenlere de değinen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Zeytinburnu’nda tarihi İstanbul surlarının yakınında yapılan 3 gökdelen, kentin Sultanahmet Camii ile özdeşleşmiş tarihi siluetinin içine bir kama gibi girmiştir. Bu çirkin tablonun sorumluları kim? İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Zeytinburnu Belediyesi. İstanbul 4 numaralı Koruma Bölge Kurulu, bu inşaatın doğru olmadığını saptıyor ve Kültür Bakanlığı’na bildiriyor. ’3 büyük imparatorluğa başkentlik etmiş kentin siluetini ranta teslim edemezsiniz’ diyor ve Kültür Bakanlığı 11 Ağustos 2011’de yine yazı yazıyor, ’Bunu yapamazsınız, durdurun’ diyor. Ne oldu? İnşaatlar bitti, satış devam ediyor. Şimdi merak ediyorum eğer bunu bir CHP’li belediye yapsaydı, şimdi o büyükşehir belediye başkanı bilmem kaç bin yıl hapisle yargılanırdı, belediyesinde yüzlerce müfettiş aynı anda görev yapardı ve belediye başkanını toplum olarak tümümüz linç ederdik. Peki bunu yapan belediye başkanları ne yapıyor? Hiçbir şey, koltuklarında oturuyorlar. Bu tarihi silueti bozmayı, İstanbul’u bu hale getirmeyi hangi yurttaşın vicdanı kabul eder acaba? Bunu yapan bir insanda mercimek kadar kent kültürü var mıdır acaba? Bunu yapan insanda İstanbul sevgisi var mıdır acaba? Hiçbir şey yoktur. Bunu yapan insanın kafasında sadece ve sadede yandaşa para kazandırmak vardır. Bu kent kültürü anlayışını şiddetle kınıyoruz. İstanbul’u teslim aldığımız, AKP’nin rant anlayışından teslim aldığımız zaman bu ucubeyi temizlemek inşallah CHP’li Ana Şehir Belediye Başkanlığına nasip olacak. UNESCO itiraz ediyor. 6 gün sonra, 29 Mayıs’ta İstanbul’un 559’uncu fetih yıldönümü kutlanacak. Merak ediyorum bu belediye başkanları ne yapacaklar? Çıkıp, nutuklar atacaklar, ’İstanbul’u şöyle fethettik, şöyle yaptık’ diye. Bence nutuk atacaksanız, ’İstanbul’u şöyle berbat ettik, şöyle perişan ettik, tarihi şöyle yok ettik, siluetini şöyle katlettik’ diye konuşun. Kars’a gidiyor Başbakan, bir heykele ’Ucube’ diyor, heykel süratle yıkılıyor. Biniyor Sayın Başbakan helikoptere 3. Köprü’nün güzergahını belirliyor, sanki onun eğitimini almış gibi. Peki, bu ucubeyi Sayın Başbakan görmüyor mu? Her söyleminin başında ’Ecdadımız’ diyor. Sayın Başbakan sizin ecdadınız mı bu hale getirdi İstanbul’u? İstanbul’a ecdadınız çok önemli katkılar yaptı, Sultanahmet Camii’ni kazandırdı. Siz o Sultanahmet Camii’ni katlediyorsunuz."

SANATÇI, SANAT DÜŞMAN İLAN EDİLMİŞTİR

Kılıçdaroğlu, "Kanal İstanbul" projesini de hatırlatarak, "2011 seçimlerinde ortaya bir ’Çılgın Proje’ atmışlardı bunlar, ’Kanal İstanbul’. Ne oldu ’Kanal İstanbul’? Hayali proje, hayali seçim yatırımı" dedi. Şehir Tiyatroları’ndaki tartışmaları da değerlendiren Kılıdaroğlu, "Biz toplumsal belediyeciliği savunurken, sanatı ve sanatçıyı da savunuyoruz. Sosyal demokrat belediyelerin olduğu her yerde sanat da, sanatçı da el üstünde tutulmuştur. AKP’li belediyelerin olduğu yerde ise, sanatçı, sanat düşman ilan edilmiştir. En son İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı bunun tipik örneğidir. Osmanlı’dan gelen bir gelenektir o tiyatro. Hani ’Ecdadımız’ dediğimiz o gelenek oradan geliyor. Siz o geleneği düşman ilan ediyorsunuz. Devlette sanatçı olmazmış. Siz daha dünyayı bilmiyorsunuz. Dünyanın her tarafında, tarihin her döneminde sanat da, sanatçı da ödüllendirilmiştir" dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!