'Kayıp Trilyon' davasında gerekçe açıklandı

Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi, "Kayıp Trilyon" davasının gerekçesinde, sanıkların fiilinin Türk Ceza Kanunu'nun "özel belgede sahtecilik" hükmünü içeren 345. maddesi kapsamında değerlendirmekle, Siyasi Partiler Yasası'na uygun olarak hareket edildiğini bildirdi.

Gerekçede, "Siyasi parti yetkililerinin adam öldürme, gasp veya sahtecilik suçlarını işlemeleri halinde yargılanamayacaklarına dair bir hüküm bulunmadığına göre ve böyle bir fiilin işlenmesi halinde siyasi parti faaliyeti olarak değerlendirilmeyeceğine göre, sahte hususi belge düzenlemenin de parti faaliyeti olarak değerlendirilmeyeceği izahtan varestedir'' denildi.

Kararda, Erbakan'ın avukatlarının, kapatılan bir siyasi partinin mali denetimin Anayasa Mahkemesi'ne ait olduğu, mahkemelerinin yetkisiz olduğunu her celse ileri sürdükleri hatırlatılarak, önceliklebu konunun aydınlığa kavuşturulması gerektiği bildirildi. Kararda, kapatılan bir siyasi partinin mali denetimin anlamı ve zamanı üzerindedurulması gerektiğine işaret edilerek, siyasi partilerin kapatıldıktan sonra da mali denetimlerinin Anayasa Mahkemesi'nce yapıldığı belirtildi.

KİŞİSEL SORUMLULUKLARINI ORTADAN KALDIRMAZ

Anayasa Mahkemesi'nin kararları, kapatılan ya da kendisini kapatan siyasi partilerin de kapatılma ya da kapatma kararından önceki yıllarailişkin mali işlemlerini genelde denetleyeceği yönünde olduğu belirtilen gerekçeli kararda, şöyle devam edildi:

"Anayasa Mahkemesi, RP'nin 1997 yılı hesaplarının partinin hukuki varlığının ve hükmü şahsiyetinin sona ermesinden sonra herhangi bir incelemeye tabi tutmamıştır ve bu nedenle işlemden kaldırılmasına karar vermiştir. RP'nin kapatılmasını müteakip Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan incelemede, 1997 yılı hesaplarına ilişkin olarak işlemden kaldırma kararı, sadece mali denetim açısından kesin hesabı hazırlayacak organların varlıklarının son bulması ve bu nedenle kesin hesabın verilemeyeceğinin anlaşılması gerekçesine dayandırılmıştır.

Bu karar parti sorumlularının varsa suç oluşturan fiilini ibra anlamına gelmez ve kişisel sorumluluklarını ortadan kaldırmaz. Bu partinin 1997 yılına ilişkin hesapları, sadece Anayasa Mahkemesi'nin yapacağı denetim yönünden kapanmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin bu yıla ilişkin olarak işin esasına girmeyerek mali denetim yapmaması, Maliye Bakanlığı'nın RP'nin mallarını tasfiyesi ve hesaplanması bağlamında inceleme yapmasını engellemez."

MALİYE UZMANLARININ, KAMUSAL GÖREVİ

Kararda, Anayasa Mahkemesi'nin RP'nin kapatılmasına ve mallarının bu maddeye göre Hazine'ye geçmesine karar verdiği anımsatılarak, Maliye Bakanlığı uzmanlarının, bu partiye ait malların Hazine'ye geçişini sağlamak maksadıyla yaptıkları çalışmalar sırasında belgelerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığını ya da doğru olup olmadıklarını incelemelerinin doğal bir işlem olduğu kaydedildi.

Kararda, ''İşte bu belgelerin gerçek olup olmadığının araştırılması tasfiye kapsamı içindedir. Maliye Bakanlığı uzmanlarının, bu inceleme sırasında kimi belgelerde ya da belgelerin düzenlenmesinde suç unsuru görürlerse durumu yetkili organlara ulaştırmaları veya suç duyurusunda bulunmaları kamusal görevleri sonucudur. Bu durum mali denetim yaptıkları anlamına gelmez... Maliye Bakanlığı elemanlarınca kapatılan RP'nin tasfiyesinin yürütülmesinde ve tasfiye amaçlı inceleme sırasında Parti Genel Merkezi tarafından düzenlenen gelir makbuzlarının sahteliğini tespit ettikleri ve bunu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirmeleri Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası'na aykırı bir yönü bulunmamaktadır'' denildi.

ERBAKAN'A 2 YIL 4 AY HAPİS VERİLMİŞTİ

Mahkeme, kapatılan RP'nin Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ı 2 yıl 4 ay, 19 sanığı 1 yıl 2'şer ay, 50 sanığı da 1'er yıl hapis cezalarına çarptırmıştı.Davada, eski Genel Başkan Yardımcıları Şevket Kazan ve Ahmet Tekdal'ın da aralarında bulunduğu 5 kişi beraat etmişti. Mahkeme, eski Şırnak İl Başkanı Abdulmuttalip Tatar ve eski Hakkari İl Başkanı Ahmet Özdemir'i 10'ar ay hapis cezasına çarptırmış,ancak hapis cezalarını paraya çevirerek ertelemişti.

9. Ağır Ceza Mahkemesi, milletvekilleri Mehmet Zeki Çelik ve Ali Güner'in dokunulmazlıklarının kaldırılması için dosyanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine karar vermişti.