'Kayıp müracaatına birlikte gittik'
Güncelleme Tarihi:
Hasan DÖNMEZ-Ömer ÇETİN/KONYA, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Eylül 07, 2012 11:02
KONYA’da 19 yaşındayken, 8 yıl önce kaybolan kızı Türkan Karataş’ı, arkadaşı olan kapıcı Abdurrahman Avni Baydemir’in öldürüp cesedini de kalorifer kazanında yaktığının ortaya çıkması baba Süleyman Karataş’ı şoke etti.
Kapıcı baba 50 yaşındaki Süleyman Karataş, kızının kayıp başvurusunu polise, 1995 yılından beri tanıdığı Baydemir ile birlikte yaptığını belirterek, ”Kaç yıllık dosttuk, şoke oldum. Ben ondan böyle bir şey beklemezdim. Dost bildim, düşman çıktı. Kızımın kayıp başvurusunu bile onunla birlikte verdik" dedi.
Dumlupınar Mahallesi Osman Sultan Caddesi’nde babasının kapıcılık yaptığı apartmandan 22 Ocak 2004’te ayrılan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Türkan Karataş’ın, aynı gün, sevgili olma teklifini reddettiği 43 yaşındaki evli ve 2 çocuk babası kapıcı Abdurrahman Avni Baydemir tarafından merdivenden itildiği, ölen kızın cesedinin de aynı kişi tarafından kalorifer kazanında yakıldığı ortaya çıktı. Kızın babası Süleyman Karataş’ın arkadaşı ve meslektaşı Baydemir, suçunu itiraf etti ve dün çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
’BİRLİKTE KAYIP MÜRACAATINDA BULUNDUK’
Cinayetin polis tarafından aydınlatılmasıyla genç kızın ailesi şoke oldu. Cinayet şüphelisinin meslektaşı ve sürekli görüştüğü arkadaşı Abdurrahman Avni Baydemir çıktığına hala inanamadığını ifade eden kızın babası Süleyman Karataş, kayıp kızını Baydemir ile birlikte aradığını söyledi.
Kızının kaybolmasından sonra yaşadıklarını anlatan Süleyman Karataş, şunları söyledi:
”Olay günü eve geldiğimde annem vardı. Kızım da babaannesine dışarı çıkacağını söylemiş. Biraz bekledim, kızım gelmeyince çevrede aradım. Kızımı bulamayınca Abdurrahman’ı aradım, geldi. Onunla birlikte parklara baktık, etrafı araştırdık. Hatta bana kendisi, ’Bu böyle olmayacak, polis merkezine gidelim’ dedi. Birlikte gidip kayıp müracaatında bulunduk.”
’HER ZAMAN EVİMDEYDİ’
Polisin kızlarının cesedinin yakılmış olduğunu söylemesiyle yüreğine bir acı indiğini, katil şüphelisinin arkadaşı çıkmasıyla acısının ikiye katlandığını ifade eden Süleyman Karataş, ”Şoke oldum, beklemediğim birisi olunca şoke oluyor insan. Başka birisi olsa bu kadar üzülmezdim. Her zaman evimdeydi, ekmeğimi yedi, suyumu içti. Arkadaştık onunla, ama böylesini beklemiyordum. Kızım zaten hayatta olsaydı bir şekilde haberini alacaktık. Nüfus cüzdanı, kumbaradaki 260 lirası, takıları evdeydi. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Abdurrahman 5 vakit benim evimdeydi; yedik, içtik beraber kaldık. Ben ondan böyle bir şey beklemezdim” diye konuştu.
’KIZIMIN MEZARİ BİLE YOK’
Kızının cesedinin yakılması nedeniyle mezarının bile olmadığını kaydeden Süleyman Karataş, ”Kızımın arkasından sadece Fatiha okuyabiliyorum. Mezarı bile yok. Abdurrahman’a ben ne yaptım da o kızımı öldürdü. Onu dost bildim ama düşman çıktı. Allah kahretsin onu, dost acıymış. 1995 yılından bu yana tanışıyorduk. Ama kızımın kandırıldığını düşünüyorum. Çünkü kendisi gitmez. Telefonla görüşmüş, sonra çıkmış. Sonra kızımı öldürmüş, o gün içinde öldürmüş, yakmış kazan dairesinde” dedi.
Dumlupınar Mahallesi Osman Sultan Caddesi’nde babasının kapıcılık yaptığı apartmandan 22 Ocak 2004’te ayrılan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Türkan Karataş’ın, aynı gün, sevgili olma teklifini reddettiği 43 yaşındaki evli ve 2 çocuk babası kapıcı Abdurrahman Avni Baydemir tarafından merdivenden itildiği, ölen kızın cesedinin de aynı kişi tarafından kalorifer kazanında yakıldığı ortaya çıktı. Kızın babası Süleyman Karataş’ın arkadaşı ve meslektaşı Baydemir, suçunu itiraf etti ve dün çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
’BİRLİKTE KAYIP MÜRACAATINDA BULUNDUK’
Cinayetin polis tarafından aydınlatılmasıyla genç kızın ailesi şoke oldu. Cinayet şüphelisinin meslektaşı ve sürekli görüştüğü arkadaşı Abdurrahman Avni Baydemir çıktığına hala inanamadığını ifade eden kızın babası Süleyman Karataş, kayıp kızını Baydemir ile birlikte aradığını söyledi.
Kızının kaybolmasından sonra yaşadıklarını anlatan Süleyman Karataş, şunları söyledi:
”Olay günü eve geldiğimde annem vardı. Kızım da babaannesine dışarı çıkacağını söylemiş. Biraz bekledim, kızım gelmeyince çevrede aradım. Kızımı bulamayınca Abdurrahman’ı aradım, geldi. Onunla birlikte parklara baktık, etrafı araştırdık. Hatta bana kendisi, ’Bu böyle olmayacak, polis merkezine gidelim’ dedi. Birlikte gidip kayıp müracaatında bulunduk.”
’HER ZAMAN EVİMDEYDİ’
Polisin kızlarının cesedinin yakılmış olduğunu söylemesiyle yüreğine bir acı indiğini, katil şüphelisinin arkadaşı çıkmasıyla acısının ikiye katlandığını ifade eden Süleyman Karataş, ”Şoke oldum, beklemediğim birisi olunca şoke oluyor insan. Başka birisi olsa bu kadar üzülmezdim. Her zaman evimdeydi, ekmeğimi yedi, suyumu içti. Arkadaştık onunla, ama böylesini beklemiyordum. Kızım zaten hayatta olsaydı bir şekilde haberini alacaktık. Nüfus cüzdanı, kumbaradaki 260 lirası, takıları evdeydi. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Abdurrahman 5 vakit benim evimdeydi; yedik, içtik beraber kaldık. Ben ondan böyle bir şey beklemezdim” diye konuştu.
’KIZIMIN MEZARİ BİLE YOK’
Kızının cesedinin yakılması nedeniyle mezarının bile olmadığını kaydeden Süleyman Karataş, ”Kızımın arkasından sadece Fatiha okuyabiliyorum. Mezarı bile yok. Abdurrahman’a ben ne yaptım da o kızımı öldürdü. Onu dost bildim ama düşman çıktı. Allah kahretsin onu, dost acıymış. 1995 yılından bu yana tanışıyorduk. Ama kızımın kandırıldığını düşünüyorum. Çünkü kendisi gitmez. Telefonla görüşmüş, sonra çıkmış. Sonra kızımı öldürmüş, o gün içinde öldürmüş, yakmış kazan dairesinde” dedi.