Kayıp iki soru

Güncelleme Tarihi:

Kayıp iki soru
Oluşturulma Tarihi: Eylül 17, 2005 00:00

ANADOLU Ajansı ve İhlas Haber Ajansı önceki gün BBC tarafından yapılan bir anketin sonuçlarını verdi.Bu araştırmada Türkiye ile ilgili bazı sorular da vardı.Ancak Türkiye ile ilgili sorular bana çok ilginç görünmemişti.Dün sabah Skyturk TV’yi izlerken bu araştırma ile ilgili bir başka gerçeği öğrendim.Meğer bu araştırmanın Türkiye ile ilgili bölümünde çok ilginç iki soru daha varmış.AA ve İHA abonelerine geçtiği haberde bu soruları vermemiş.* * *Skyturk doğal olarak şu soruyu soruyor:‘Acaba araştırmanın iki sorusunu ajanslar bilerek mi vermediler?’Bir ihtimal daha var.İki Türk ajansı bu haberi yabancı ajanslardan almışlar.Acaba bu ajanslar mı iki soruyu vermedi?Bunun cevabını biraz geriye bırakarak, haberde yer almayan o iki soruyu aktarayım.BBC anketinde şu soru sorulmuş:‘Ülkenizde en güvendiğiniz kurum hangisidir?’Aslında her Türk bu sorunun cevabını çok iyi biliyor.Çünkü bugüne kadar yapılan bütün anketlerde bu sorunun cevabı aynı çıkıyor.Türk halkının en güvendiği kurum Türk Silahlı Kuvvetleri ve polis.Nitekim bu araştırmada da en güvenilen kurum olarak ordu çıkıyor.Halkın yüzde 41’i ordusuna ve polisine güveniyor.Onun arkasından yüzde 24’le dini liderler geliyor.Onu yüzde 8’le medya takip ediyor.Siyasetçilere güven ise yüzde 5.Tabii şu soru akla gelmiyor değil.Soru ordu ve polis diye sorulmuş.Eğer polis ayrı sorulsaydı, aynı güven oranına ulaşabilir miydi bilmiyorum.* * *Şimdi geliyorum araştırmanın asıl ilginç sorusuna.BBC çalışmasında şöyle çok kritik bir soru sorulmuş:‘Ülkenizde en çok hangi kesime daha fazla yetki tanınmasını isterdiniz?’Şimdi sıkı durun.Halkın yüzde 40’ı ‘ordusuna ve polisine’ daha fazla yetki verilmesini istiyor.Siyasetçiye daha fazla yetki verilmesini isteyenlerin oranı ise yüzde 7.Peki bu soruya dünyanın geneli nasıl bir cevap veriyor:Dünya ortalamasına bakılırsa halkların yüzde 35’i aydınlara daha fazla yetki verilmesini istiyor.Terörün, özellikle de PKK terörünün Türkiye’ye verdiği en büyük zarar işte budur.12 Eylül’ün 25’inci yılında Evren’e ve eski komutanlara, askerlere durmadan çatanların da anlamadığı gerçek budur.Bugün 45 yaş üstü insanlara gidip sorun. 11 Eylül 1980’e dönmek ister misiniz?Ama hiç sormayın, kafanızdaki kumdan demokrasi kaleleri bir anda tarumar olabilir.* * *Geçenlerde Radikal Gazetesi’nde bir mülakat okudum.Neşe Düzel’in konuştuğu bir akademisyen (Kürşat Bumin), Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün ‘Türk ordusunun milletinin ordusu olduğu’ sözlerine takılmış.‘Bunu söylemeye hakkı yok’ diyor.Orgeneral Özkök, ‘Devletin ordusu’ demeliymiş.Çünkü o zaman devletin sıradan bir kurumu haline geliyormuş.Aydınlar istediklerini düşünebilir, istediklerini söyleyebilirler.Hele hele arzularını rahatça yazabilirler.Ama Türkiye’nin gerçeği başka yerde.Bu ülkenin halkı ordusunu, ‘milletinin bir kurumu’ olarak görüyor.Milletinin kurumu olarak güveniyor.Siz ne yazarsanız yazın, ne düşünürseniz düşünün bu gerçeği değiştiremezsiniz.Böyle düşünen aydınların kendilerine şu soruyu sormaları lazım.Türk ordusunun, milletinin ordusunu böyle görmesinin kime ne zararı olabilir?Ben 11 Eylül 1980 gününü hálá çok iyi hatırlıyorum.Bana da ‘O meşum günlere dönmek ister misin’ diye sorsanız, cevabım Türk halkının çoğunluğundan farklı olmaz.Öyleyse benim gibi düşünenlerin farkı ne?Düşündüğünü dürüstçe söyleyebilmek...* * *Gelelim baştaki soruya.Bu iki kritik soru neden ajanslarda yer almamış?BBC’nin haberini getirttim.İki soru da orada vardı. Demek ki birileri bu soruları ya pek beğenmemiş, ya da atlamıştı.Bu arada Anadolu Ajansı yetkilileri, ‘Neden haberinizde bu sorular yoktu?’ sorusunu şöyle yanıtladı: ‘Biz haberi AP Ajansı’ndan kullandık, onların haberinde Türkiye ile ilgili sorular yoktu, bu yüzden vermedik.’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!