Karikatürlere CHP sahip çıktı

ŞİDDETE KARŞIYIZ AMA

“Geçen hafta Berlin’de kardeşlerimizle buluştum. Aydın’da gördüğüm şevk, onur, kararlılık Berlin’de de vardı. Dünyada en çok yerinde bayrağını dalgalandıran 6’ncı büyük ülkeyiz. İslam dünyasında ve dünyanın her yerinde insanlık onurunu temsil ediyoruz. Biz nerede olursak olalım başımız diktir, bayrağımızın arkasında duruşumuz sabittir. Bir an bile tereddüt etmeden bu onur için her türlü fedakarlığı yaparız. Ajanların ortaya çıkarmaya çalıştığı fitneleri engellemek için söylediğimiz gibi, dünyanın hiçbir yerinde Hazreti Peygamber’e hakaret edene sessiz durmayız. Hazreti Peygamber’in onuru, bütün bir insanlığın onurudur. O alemlere rahmettir. Hiçbir şekilde taviz de vermeyiz, sessiz de kalmayız. Maalesef istiklal aşkı ile yola çıkan o efelerin manevi geçmişine hakaret edercesine o karikatürler yayınlandı ve buna kim sahip çıktı? CHP sahip çıktı. Bizim prensibimiz bellidir, şiddete ve teröre karşı çıkarız ama hakarete göz yummayız. Hazreti Peygamber’in ve onun eshabının onurunu korumak için de her yerde sesimizi yükseltiriz ve yükselteceğiz.

ŞİŞLİ’Yİ İDARE EDEMEYEN

Daha bakın biz 2 ayda kaç reform paketi açıkladık, Sayın Cumhurbaşkanımız, ben kaç ülkeye gittik, kaç konuk ağırladık. CHP hâlâ aynı konuyla uğraşıyor. Şişli’de bütün kirli çamaşırlar ortaya çıktı. Seçimden önce adaydan kağıt almışlar kazansan bile istifa edeceksin demişler. Bu nasıl bir seçim? Sayın İnönü istifa etmeyince tehdit etmişler. O da onları tehdit etmiş. Sanki uluslararası bir mesele gibi Kılıçdaroğlu arabulucu tayin etmiş. Gören de dünyanın en büyük krizi var sanır. Bir Şişli’yi idare edemeyen Türkiye’yi nasıl idare eder? Bırakın onlar birbirlerine vurmaya devam etsinler, biz yolumuza devam edeceğiz. Kınayanın kınamasından, tehdit edenin tehdidinden korkmadan, yılmadan yolumuza devam edeceğiz.

ŞEHİT BAŞBAKAN’IN EMANETİ

Türkiye’de 12 yılda darbe ve milli iradeye dışarıdan müdahale oyunları bütünüyle bozulmuştur. Artık Türkiye’de kimse darbeyi bir siyasi sözcük olarak kullanmıyor. Geçmişte TSK içinde böyle paralel yapılar oluşması gibi cunta şeklinde, 17-25 Aralık olaylarında bir başka paralel çete Türk demokrasisine darbe vurmaya kalktı. Ama hesap edemedikleri şey şuydu: Bu kez karşılarında kaya gibi duran AK Parti kadroları var. Bu paralel çete arkasındaki işbirlikçileri, Türkiye’deki yandaşları, ki onu biliyorsunuz CHP’deki bir vekil Kılıçdaroğlu’na 12 soru sordu. Şimdi de yüzsüzce gelip Adnan Menderes’in memleketi Aydın’dan oy istiyorlar. Şimdi biz milli iradeye sahip çıktık ve sahip çıkmaya devam edeceğiz. Siz, Adnan Menderes’in bize emanetisiniz. Nasıl demokrasi ‘Şehit Başbakanımız’ın bize emaneti ise Aydın da bize emanettir sahip çıkacağız ve çıkmaya devam edeceğiz. Onun için Aydın’ın da demokrasiye daha güçlü sahip çıkma vaktidir. CHP ve muhalefet partileri Adnan Menderes’e yapılanlar gibi Sayın Cumhurbaşkanımıza, başbakanlığı döneminde kumpaslarla ‘Dönemin Başbakanı’ ifadesini kullandılar. Adnan Menderes milletimizin gönlünde ‘demokrasi başbakanı’ olarak kaldı ve hep öyle kalacak. Adnan Menderes’e yapılanın, yapılmak istendiği Recep Tayyip Erdoğan, bugünün Cumhurbaşkanı oldu, hamdolsun. Biz hiçbir şekilde milletimizin bize verdiği emaneti namerde teslim etmeyiz. Milletimizden aldığımız emanetten ötürü başka hiç kimseye hesap vermeyiz.”

Akçeli iş uyarısı

AK Parti Genel Merkezi yöneticileri, yeni seçilen 35 il başkanını Ankara’ya davet ederek vatandaşla ilişkiler konusunda uyardı. 15 Şubat’ta tüm il kongrelerini bitirecek ve seçimlerden sonra da büyük kongre sürecini başlatacak olan iktidar partisi, iki grup halinde çağırdığı il başkanlarına yerelde izlenmesi gereken politika ve karar vericilerle kurulacak ilişki biçimi konusunda brifing verdi. Toplantıda, şu uyarılar yapıldı: “Telefonunuz süreli açık olacak. Sabah 11.00’e kadar yatmayın. Erkenden kalkıp yol alacaksınız. İldeki bürokratlarla ilişkilerinizi mesafeli biçimde sürdürün. Ayrımcılık ve kayırmacılık yapmayın. Bürokrasiyle vali ve kaymakamlıkla ilişkileriniz nezaket ölçüsünde olsun. Bürokrasiye müdahale etmeyin. İlişkileriniz sadece il yöneticileriyle sınırlı kalmasın. Basını yakından takip edin, eksik ve eleştiri noktalarını gidermeye çalışın. Akçeli işlerden uzak durun. Örneğin il başkanının tapu müdürü ile görünmemesi gerekir. İmar ve diğer belediyeyi ilgilendiren konular sizin işiniz değil. Siz ilin genel sorunlarıyla ilgilenin.” Nuray BABACAN / ANKARA