Kararı alındı

Güncelleme Tarihi:

Kararı alındı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 08, 2003 00:00

TAYYİP Erdoğan hükümeti nihayet dananın kuyruğunu kopardı... Aylardır süren ‘‘Acaba Irak'a asker göndersek mi doğru olur, göndermesek mi?’’ sorusu, Adalet ve Kalkınma Partili (AKP) 358 milletvekilinin dün TBMM'de verdiği destekle ‘‘asker göndermemiz uygundur’’ yanıtına bağlandı. Geride CHP'lilerin ve 7 AKP'linin verdiği 183 oy var.CHP'nin 1 Mart tarihli tezkere olayında da ‘‘ret’’ verdiğini biliyoruz. Bu açıdan bakınca CHP, Irak konusunda tutarlı bir çizgide görünüyor.Ama bu tutarlılığın aslında ‘‘Irak'ta işler karışıp da Türkiye zor duruma düşerse seçimde bize oy getirir’’ hesabına mı yoksa uzun vadeli bir dış politika tahliline mi dayalı olduğunu söylemek için henüz çok erken.Gerçek şu ki, CHP'nin TBMM'de, iyi dış politika uzmanları var. Buna karşılık AKP -1 Mart tarihli tezkere olayında da gördüğümüz gibi- dış politikanın pratiği hakkında bilgisi ve deneyimi bulunmayan birtakım acemilerin izinden giderek bugüne kadar pekçok şeyi berbat etti. Bir kısım olumsuz gelişmelere de kapı açtı.Bununla birlikte dün alınan karar, bizim değerlendirmemize göre de Türkiye'nin içinde bulunduğumuz koşullarda almaktan kaçınamayacağı bir karar idi.O nedenle Tayyip Erdoğan'ı ve AKP'yi kararında destekliyoruz.Belirtmeye değer ki, böyle bir kararı almak AKP için, örneğin bir CHP'den, bir DYP veya ANAP'tan daha zor olmasına rağmen Erdoğan net bir tavır sergiledi ve sonuç aldı.Ancak, alınan kararın niteliğini karıştırmayalım:Hükümet Irak'a asker gönderme taahhüdü altına girmiyor. TBMM'den bir yıllık bir süre içinde kullanmak üzere aldığı izne dayalı olarak bir değerlendirme yapacak. Türkiye'nin çıkarlarını hangi yönde görüyorsa ve ne kadar asker göndermesi gerekiyorsa bundan sonra karar verecek. Bir başka deyişle uygun görürse hiç asker göndermeme seçeneğini de elinde tutacak.Gerçi içinde bulunduğumuz koşullarda bu bize mümkün görünmüyor. O nedenle Türkiye'nin Irak'a asker göndereceğine kesin gözüyle bakmak doğrusu olur.Bu Türkiye'nin 1 Mart tezkeresinin reddi nedeniyle kaçırdığı trenin (bir başka deyişle Irak'ta ve kendi çıkarlarımızı ilgilendiren bölgesel konularda söz sahibi olma şansımızın) son vagonuna binmek gibi bir şey.Bundan sonrası hem bizim kontrol edemeyeceğimiz gelişmelere hem de bizim -hem Türk hükümetinin hem de orada görev yapacak askerlerimizin- başarımıza bağlı.Kısaca bu trenin bizi nereye götüreceği henüz meçhul. Ama binmeye mecbur olduğumuz da bir gerçek.Dileyelim TBMM'nin aldığı karar ulusumuza ve insanlığa yararlı olsun. Irak'a barış ve huzur getirsin...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!