Kafa öyle çekilmez Sayın Şahin

Güncelleme Tarihi:

Kafa öyle çekilmez Sayın Şahin
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 04, 2010 00:00

ANKARA seferine çıkarken hedeflerimden biri (hatta birincisi), bireysel isyanı temsil ederken kitlelere fayda sağlamak uğruna gerekirse kendisine de muhalif olmak temel prensibi üzerine inşa edilmiş ‘Kamerist/Gençist Hareket’ lideriyle, doğal liderim Kamer Genç’le tanışmaktı.

“Gün akşam oldu, liderim nerede?” şeklinde dertlenirken saat 21.00 sularında Kamer Genç Genel Kurul’a, Seinfeld dizisi meraklılarının çok iyi bileceği şekilde bir “Kramer Girişi” yaptı. Aslında liderin içeri girdiğini Burhan Kuzu’ya bakarak da anlayabilirsiniz. Kuzu hakikaten feci geriliyor!

Girdi, anında usule yönelik -deneyimli muhabirler ‘Haklı’ diyor- eleştirisini patlattı, Meclis Başkanı Şahin’le malum kapışmayı yaşadı ve bir süre sonra kulis bölümüne geçti. Hemen koştum yanına ve tanıştık.

Mehmet Ali Şahin’in “Ya, kafayı çekmiş adam” dediğini duymamıştım. Ama yüz yüze 15 dakika sohbet ettiğim Kamer Genç’in “kafayı çekmediğine” yemin edebilirim.

Açıklayayım: “Alkol nedir, kafa çekmek nasıl olur?” bilecek kadar hâkimim olaya. Kamer Bey, Almanya’da bir düğüne katılmış ve uçaktan iner inmez Meclis’e gelmişti.

Alkollü müydü? Çakırkeyfin ‘ç’sinin kuyruğu kadar bile değildi. Belki Almanya dönüşü uçakta yemek servisinde kola yerine bir kadeh atmayı tercih etmiştir ama aşırı hassas bir burnunuz yoksa o kokuyu bile alamazsınız.

Kaldı ki; canavar gibiydi maşallah: “12 Eylül’de askerlerden, keskin muhalefet ettiğim ANAP’tan bile böyle baskı ve tehdit görmedim ama haklarından gelirim, tüzüğü bile bilmiyorlar” diyordu.

Latif ve Bülent Sarıoğlu ile beraber ufak bir sohbet ettik, hatıra fotoğrafı çektirdik ve liderim aynen muhalefet bombası olarak görev yerine döndü.

Bu arada TBMM’nin dekorasyonunda değişen tek şeyin Kamer Genç’in oturduğu koltuğun derisi olduğunu öğrendim gazeteci arkadaşlarımdan; “O kadar çok oturup kalkıyor ki, bir tek onun koltuğunun döşemesi değişti” diyorlar.

Gel de Kamerist/Gençist olma!

Şikâyetim var

Meclis’i halka şikâyet edeceğim birkaç konu var bu arada. Harikulade bahçe düzenlemesine, baharla coşan doğaya bayıldım. Ancak çevre bilinci sıfır! Bu kadar kâğıt harcanan bir yer görmedim ki mesleğim gazetecilik. Bari geri kazanılmış kâğıt kullansınlar ve diğer kurumlara örnek olsunlar. Müthiş bir kuşe ve birinci hamur israfı var.

Bahçede kedi yok

İkinci şikâyetim kedilerle ilgili. Kardeşim bu kadar tombul serçenin, telaşlı saksağanın ve hapasa yemek yiyen adamın yaşadığı bahçede hiç kedi olmaz mı? Köpeği kışkışlarsın fakat kedi bir şekilde girer. O bahçelerde bir toraman tekir, bir nazlı sarman, bir Kötü Kedi Şerafettin olmaz mı? Araştıracağım, inat ettim.

Her yerde yemek

Bir de çok yemek yiyorlar. Her yerde bir yemek faaliyeti var. Son olarak, kulise getirilen dondurmalı baklavayı gördükten sonra hepsinin niye göbekli olduğunu iyice anlamış oldum. Afiyet olsun da sağlığa zarardır bu kadarı.

Bir de itiraf. Hiç hoşlanmayacağımı düşünmüştüm, çok sevdim Meclis’i. Hatta dönünce özlediğimi fark edip kendimden ürktüm.

Vatandaşa yansıttıkları gerilimi oradayken hiç algılamadığımı da söylemeliyim. Zaten hepsinin bağı ayrı, bahçesi ayrı, kulisi ayrı.

Bizi de germeyin kardeşim o zaman, Allah Allaaaah!
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!