Kadın vücudu nefis bir silah yeter ki bir beyni olsun

Güncelleme Tarihi:

Kadın vücudu nefis bir silah yeter ki bir beyni olsun
Oluşturulma Tarihi: Ekim 05, 2002 23:29

Bu, İtalyan tasarımcı Giorgio Armani ile beşinci söyleşimiz olacak. Bu kez modadan çok herkesin ‘‘Kral George’’ dediği kişinin yaşamını mercek altına alacağız.

Üzerinden çıkartmadığı koyu lacivert tişörtü, aynı renkte Emporio Armani marka jean'i, bembeyaz saçları, mavi gözleriyle onu herkes tanıyor. Giorgio Armani tam 69 yaşında. Ama her gün spor yaparak formunu koruyor. İki hafta önceki Milano moda günlerine yine damgasını vurdu. Onunla moda haftası sırasında konuştuk. Şimdi o çoktan 2004'ün koleksiyonunu çizmek için Broni'deki muhteşem villasına kapandı bile.

Maestro, koleksiyonlarınızı yaratırken izlediğiniz belli bir yöntem var mı?

-Anlatamayacağım, ifade etmesi zor bir mekanizma bu. Çünkü her seferinde değişiyor. Bir hareket, belki göze çarpan bir renk. Ya da bir fotoğraf, bir enstantane. Bazen görmek istemediklerime karşı bir isyan. Bir eylem. İtiraz hakkı. Bütün bunlar ilham kaynağı olabiliyor ve şehvete, sertliğe dönüşebiliyor. Oradan yola çıkarak yaratma ve üretme süreci başlıyor.

Bir defile öncesi ve sonrası neler hissedersiniz?

-Defile öncesi kendimi iyi hissederim. Öyle de hissetmek zorundayım. Çünkü defile sırasında onlarca kişiyi yönetmeniz, koordine etmeniz gerek. Hem de sabırla. Kızarsanız ipin ucunu kaçırır, koca bir sezonu çöpe atarsınız. Defile sonrası kendimi çok daha iyi hissederim ama aynı zamanda kendimi eleştiri yağmuruna tutarım. Çünkü hiçbir defile kusursuz değildir. Sıcağı sıcağına not tutarım. Hataları elemanlarımın yüzüne vururum, isterse top model olsun!

Hiçbir tasarımcı kadına Armani kadar değer veremez, lafı yıllardır podyumlarda tekrarlanıp duruyor.

-Kadın vücudu bir silah. Yeter ki o nefis şeklin beyni de olsun. O vücudu uyumla örtebilecek zevke sahip olsun, seçebilsin. Ben seçimlerde yol gösteriyorum. Elbette kadına değer veriyorum. Güzel giyinmesi için elimden geleni yapıyorum. Benim mesleğim bu.

Maestro biraz da sizin dünyanıza girelim. Spor yaptığınız belli oluyor.

-Kendimi bildim bileli her gün spor yaparım. Yaz kış yüzerim, yürürüm, koşarım, sigaram yok. Günde bir bardak şarap hastalığı uzaklaştırır. Yemeğime çok dikkat ederim. Sağlıklı Akdeniz mutfağını tercih ederim.

Niçin evde çalışıyorsunuz?

-Her evimde bir atölyem var. Zaten evlerimi de kendim tasarlarım. Dayarım, döşerim. Günlük hayatım da çalışarak evimde geçer. Danışmanlarımla, tasarımcı yardımcılarımla evimde toplantı düzenlerim.

Evlerim, diyorsunuz. Kaç tane var?

-Atölye Milano'da. Şimdilik Broni'deki yeni villamda yaşıyorum. Ama Forte dei Marmi'de, Pantelleria Adası'nda, Paris ve New York'ta da evlerim var. Sık sık bu kentlere gidiyorum ve otel odasına kapanmak istemiyorum. Ama en çok Broni'deki villamı seviyorum. İnanır mısınız bana ilham kaynağı oluyor.

Sizin için ‘‘Dünyanın belki en işkolik insanıdır’’ diyorlar, doğru mu?

-Az uyurum. Zaten kafam hep yeni kreasyonlarda. Yılda dört kez defile yapılıyor. Devamlı üretmeniz, gündemde kalmanız gerek. Ayrıca çalışmak bir beyin jimnastiği. Bu jimnastikten şikayetçi değilim.

Türkiye pazarından memnun musunuz?

-Türkiye'de modayı çok yakından izleyen bir potansiyel var. Saygın Türk müşterilerimiz olduğunu biliyorum.

Peçete kırışıksa iştahım kaçar

En titiz olduğum mekan mutfaktır. Kendi elimle dostlarıma sağlıklı yemekler yapar, abur cubur yemelerini engellerim. Ben İtalyan mutfağının neredeyse başkenti sayılan Emilia-Romagna bölgesinde Piacenza'da doğdum. Bizim taraflarda tortellini ünlüdür. Ricotta (tuzsuz taze, lor peynirine benzeyen bir peynir) ile yapılmışı makbuldür. Risotto'yu Milano usulü zencefille pişiririm. Yemek masasına da meraklıyımdır. Takıntılıyım. Örneğin çatal bıçak ile bardaklar arasındaki mesafeyi neredeyse cetvelle ölçerim. Peçetede bir kırışıklık görsem iştahım kaçar.

HİÇBİR KRİZİN YIKAMADIĞI DEV

Giorgio Armani 1933'de Piacenza'da doğdu. İkinci Dünya Savaşı'nda sokakta bir el bombasıyla oynarken bomba patladı, arkadaşı öldü, o da tepeden tırnağa yandı. Hálá ayaklarında yara izlerini taşıyor. Milano'ya taşındı, tıp okudu, bir mağazada çalıştı. Zamanın ünlü tasarımcısı Nino Cerruti'nin yanına asistan olarak girdi. Eşcinsel olan Armani, kendisinden 10 yaş genç Sergio Galeotti ile uzun bir ilişki yaşadı. Galeotti'nin 1985'te AIDS'ten ölmesi, Armani'yi büyük bir depresyona sürükledi. Armani, İtalyan moda endüstrisinin gerçek kurucusu olarak biliniyor. 1980'lerin başında Richard Gere, Amerikan Jigolosu filminde Armani giyinince bir anda kitleler onu tanıdı. Jean'i haute couture'e sokan o oldu. Kadınlarla erkekleri giyim tarzında birbirine yaklaştırdı. Emporio markasını yarattı. Moda dünyasını sarsan krizleri atlattı. 2001'de Forbes Dergisi'nin dünyanın en zenginleri listesinde 292'nci sırada geliyordu.

SEKRETERLERDEN İLHAM ALDIM

Bu sezon günümüzün modern, genç ve resmiyetten uzak büro sekreterlerinden ilham aldım. Akşam bilgisayarlarını kapatıp sevgililerinin kucağına koşuyorlar...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!