Kabiliyetsiz Kabil

BİLİYORUM, şimdi size, efendim ben daha salı günü aynen ‘Kunduz, Kandahar, hatta Kabil de pek yakında düşebilir’ diye yazmıştım ve işte bakın, henüz puntonun mürekkebi kurumadan Taliban sarığını kaptığı gibi ve yalın ayak başı kabak, çarşamba sabahı terk-i diyar eyledi desem, hemen, ‘amaaan, tavus kuşu gibi kabarma’ diye lafı ağzıma tıkar ve hevesimi kursağımda bırakırsınız...Onun için sözümü geri aldım, bundan hiç bahsetmemiş olayım.* * *ZATEN itiraf ediyorum ki, ‘pek yakında’ deyimini kullanmıştım ama doğrusu, daha geçen cuma namazı salavatına dek ülke sathının yüzde doksanını denetleyen molla taifesinin böylesine kısa bir sürede tüyeceğine ihtimal vermemiştim. ‘Kabil’in kabiliyetsizleri'nin bu kadar ödlek olabileceğini düşünmüyordum.Her neyse, ‘Kuzey İttifakı’ ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine, belki ustura bilemekten şu an Afgani berberlerin anası ağlıyor ama, yine salı günü yazdığım gibi, esas mesele bundan sonra başlıyor !* * *BUNDAN sonra başlıyor, çünkü bir; özünde hemen hepsi birer ‘savaş ağası’ olan ‘İttifak-ı Şimaliye’ şefleri başkent Kabil'e Amerika'nın karşı iradesine rağmen ve onu ketenpereye getirerek girdiler. Washington burnundan soluyor.Nitekim, Dışişleri Bakanı Powell derhal resti çekti ve Afganistan'da tüm etnisiteleri kapsayacak bir ‘genel uzlaşma’ iktidarının kurulmasını istedi.Sonra iki; bin Ladin'i haklamak peşinde koşan ABD'nin Afgani hükümet konusunda böyle hassas davranması, Yankee üniversitelerinin bu coğrafyadaki etnografik ve antropolojik yelpazeye büyük önem atfetmesinden kaynaklanmıyor.Bütün sorun, Pakistan !* * *O Pakistan ki, Hint bağımsızlığında Nehru'nun Kongre Partisi konjonktürel bir başarısızlığa uğrayınca, İskoç viskinin saf malt olanından başkasına damak değdirmeyen ve eh, İslam'ın ‘i’siyle de işte şöyle bir ilgisi bulunan Muhammed Cinnah tarafından, yangından mal kaçırır gibi ve kavga döğüş kurulmuştur.Ve yine o Pakistan ki, tıpkı komşusu Afganistan gibi, ‘no nation’ denilen türden ve modern ‘ulus devlet’ kimliğiyle donanmış bir ‘la millet’tir !Ülke, Muhaciri, Pencabisi, Keşmirisi, Bengalisi, Peştunu ve şusu busuyla, kavim, kabile, aşiret ve klan geleneklerini koruyan koca bir yamalı bohçadır.Nüfusun önemli bir kesimini oluşturan bu Peştunlar da yapay sınırın Afgani tarafında kalan ve Taliban'a taban veren kavimle akraba, hısım ve kirvedirler.Aynı kumayı kapatırlar, aynı afyonu üflerler, aynı tüfengi atarlar.Zaten ‘Cihad’ yaygarasına aldırmayın, işe yaramasa dahi Peştunların son dönemde hududun güney tarafından ‘Kabil’in kabiliyetsizleri'ne ‘takviye’ (!) gitmesi Kur'an'i değil, yalnız kavmi bir dayanışmadan kaynaklanmıştır.Fakat, kavmi mavmi ama ‘Pakistan sorunu’ da işte tam burada düğümleniyor!* * *BURADA düğümleniyor, çünkü zaten ABD'yle ittifak yaptığı için pek netameli bir konumda bulunan General Müşerref, eğer ‘Kuzey İttifakı’ Kabil'de Peştunları dışlayan bir hükümet kurarsa, kendi Peştunlarının tepkisine artık dayanamaz.Veya iç savaş kapıya dayanır ki, Suudi Arabistan'la birlikte Koalisyon'un en zayıf iki halkasından birisini oluşturan; üstelik de atom bombasına sahip olan Pakistan'ın muazzam bir kaosa yuvarlanması kaçınılmazlık kazanır.Böyle bir olasılıkta ise, bırakın bin Ladin'in pişmiş kelle gibi sırıtacak olmasını, Hind'iyle ve Çin'iyle tüm coğrafyanın tutuşması işten bile değildir.Dolayısıyla, en başta dediğim gibi, Taliban'ın sarığını toplayıp dağa bayıra kaçması cim karnında noktadır ve öz olarak bir şeyi değiştirmemektedir.Şu andan itibaren çözümlenmesi gereken esas ve hayati sorun, ‘Kabil’deki kabiliyetsizliğe' nasıl ve kimlerle son verilebileceğidir !