Kâbe’nin uzayan boyu ve Hz. Muhammed’in hakemliği

Güncelleme Tarihi:

Kâbe’nin uzayan boyu ve Hz. Muhammed’in hakemliği
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 19, 2010 00:00

KABE’nin milattan sonra 606 yılında yapılan onarımı sırasında yaşananlar Hz. Muhammed’e “Kabe hakemliği” unvanını getirdi.

Haberin Devamı

Ancak Hz. Muhammed’de bu unvanı kazandıran onarım süreci de Kabe’nin Hz. İbrahim’den o güne kadar değişmediğine inanılan formunun değişimiyle sonuçlandı. İslam tarihi kayıtlarına geçen rivayet şöyledir:
İnsan boyunda ve çatısız
“606 yılında yaşanan onarıma kadar, Kabe’nin boyu bir insan boyunda ve çatısızdır. Sık sık Mekke’de yaşanan su baskınları nedeniyle de yıpranmış olan Kabe, geçirdiği bir yangın sonucu yıkılma noktasına gelir. Sonunda Mekkeli kabileler yıkılarak yeniden yapılması kararı alınır.
Karaya oturan gemiden
Bazı İslam kaynaklarına göre Kabe’nin yeniden yapılması için gerekli olan malzeme, bir kilise inşasında kullanılması için hazırlanan malzemelerden elde edilir. Cidde açıklarında fırtına nedeniyle bir geminin karaya oturduğu ve Yemen’de inşa edilecek bir kilise için malzeme taşıdığı haberini alan Mekkeliler, gemideki malzemeleri enkazıyla birlikte satın alır.
Bizanslı mimar Bakum
Gemide bulunan Bizanslı mimar Bakum er Rumi de onarımı gerçekleştirmesi için Mekke’ye davet edilir. Kaynaklara göre Mekke’de bulunan bir Kıpti de onarımın marangozluk işlerini üstlenir.
Temele kadar yıkıldı
Sonunda Kabe’nin duvarları Hz. İbrahim tarafından yapıldığına inanılan temele kadar yıkıldı. Hatta, temelin de yıkılmak istendiğine, ancak temelden bir taşın çıkartılmaya çalışıldığı sırada Mekke’nin depreme benzer bir şekilde sarsıldığına; bu nedenle vazgeçildiğine inanılır.
Boyu uzadı, üstü kapandı
O temel üzerinden Kabe yeniden inşa edilmeye başlandı. Kabe’nin yüksekliği iki katına çıkartıldı, üstü ise çatıyla örtüldü. Sel sularının içeriye girmesinin önlenmesi amacıyla da giriş kapısı yükseltildi. Sonrasında da pek çok kez onarımdan geçen Kabe’nin, bu “yeniden yapım” sonrasında ulaştığı “form” hemen hemen hiç değişmedi.
Kabe hakemliği
Hz. Muhammed’in “Kabe Hakemliği” ile ilgili rivayet ise pek çok Müslüman için malumdur; Hz. Muhammed’in de onarımına katkı verdiği Kabe’de sıra ‘Hacer-i Esved’ taşının yerine yerleştirilmesine gelir. Taş, Hz. İbrahim ve İsmail tarafından Kabe inşa edilirken Ebu Kubeys dağından getirilmiş ve tavafa başlangıç noktası olarak kabul edilmiştir.
İlk giren karar versin
Hacer-i Esved’in yerine konulması konusunda Mekke kabileleri arasında tartışma başlar. Kabileler taşı yerine koyma şerefinin kendi hakları olduğunu savunur. Sonunda Harem-i Şerif’in Beni Şeybe adlı kapısından ilk giren kişinin karar vermesi mutabakatına varılır; ilk giren Hz. Muhammed olur. Karara uyan Hz. Muhammed sırtından abasını çıkartır, taşı üzerine koyar. Kabile temsilcileri de abanın kenarlarından tutarak, taşı konulacağı yere taşır. Sonunda da Hz. Muhammed taşı kendi elleriyle yerine yerleştirir.”

Şevval orucunun hükmü nedir

Haberin Devamı

DİN İşleri Yüksek Kurulu’ndan
? Soru: Şevval orucunun hükmü Nedir?
? Yanıt: Ramazan ayından sonra şevval ayında altı gün oruç tutmak müstehaptır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilave ederse, sanki yılın bütününde oruç tutmus gibi olur” (Müslim, Sıyam, 24; Tirmizî, Savm, 53) buyurarak Şevval ayında altı gün oruç tutmaya teşvik etmiştir. Bu oruç art arda tutulabileceği gibi, ara verilerek de tutulabilir.

Surelere isim veren ayetler

Haberin Devamı

MUSHAFIN 92’inci, iniş sırasına göre 9’uncu sure ismini “Gece” anlamına gelen “Ley” sözcüğünden almıştır. İlk ayette yer alan “Leyl” sözcüğünün isim olduğu surede, “İnsanoğlunun iki zıt davranışlarından; cömertlik ve cimriliklerinden bahsedilir:
“Ortalığı) bürüdüğü zaman geceye andolsun, Açılıp aydınlandığı zaman gündüze andolsun, Erkeği ve dişiyi yaratana andolsun ki, Şüphesiz sizin çabalarınız elbette çeşit çeşittir. Onun için kim (elinde bulunandan) verir, Allah’a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse, biz onu en kolay olana kolayca iletiriz.”

Ramazan Sözlüğü

RECÜL: Tasavvufta, erkek olsun kadın olsun Hakk’ın dostluğunu kazanmış faal, hakşinas, adaletli ve erdemli şahsiyetler, rûhen yücelip kemale ermiş bulunan insanlara denir. Ricâlüllah; ehlullah, evliyâullah, Allah adamları anlamına gelir.

Haberin Devamı

Soralım öğrenelim
Nihat Hatipoğlu

1- Cenaze namazı nasıl kılınır? Neler okunur?/ ŞULE SÖNMEZ/İZMİR
 Cenaze namazını kılmak için, cenazenin önünde kıbleye doğru safa girilir. Niyet ile tekbir alınıp eller bağlanır. Tekbirden sonra imam ve cemaat içlerinden “ve celle senauke” cümlesiyle beraber Subhaneke okurlar. Sonra eller kaldırılmadan tekbir alınıp “salli ve barik” duaları okunur. Üçüncü kez tekbir alınıp cenaze duası okunur. Bilmeyenler onun yerine Fatiha okurlar. Sonra bir tekbir daha alınır ve sağa sola selam verilip namaz bitirilir.
2- Kimlerin cenaze namazı kılınmaz?/NECATİ ÖZEN/ IĞDIR
Baba veya annesini kasten öldürenin cenaze namazı kılınmaz. Bir de çatışmada ölen yol kesicilerinin ve isyana kalkışanların cenaze namazı kılınmaz.
3- Ayakkabıyla cenaze namazı kılınabilir mi?/ BAHATTİN ÖZLEYEN/AMASYA
Ayakkabıda bir necaset yoksa ayakkabıyla cenaze namazı kılınabilir.
4- Ölüler hayattakilerin durumlarından haberdar olurlar mı?/ YILDIZ ÖZ/ORDU
Ölenler hayattakilerden haberdar olurlar. İyiliklerine sevinir, kötülüklerinden ise rahatsız olurlar. Hz. Peygamber Bedir’de ölen müşriklerin konuldukları kuyuya doğru seslenerek, onların kendisini işittiklerini iletmiştir. Nitekim bizler mezarlığa gittiğimizde ölülere selam veririz. Bu Hz. Peygamberin sünnetidir. Öyleyse ölüler bizi duyarlar.

Haberin Devamı

İftarda 5 Kore gazisine madalya
Demet ÖZTÜRK / DHA
KAYSERİ Valiliği, şehit aileleri ve gazileri, Polisevi’nde düzenlediği iftarda bir araya getirdi. İftarın ardından, Güney Kore’den gönderilen 5 madalya, Kore’de savaşan ancak o tarihlerde madalya alamayan gaziler Necip Macit, Ali Arslan, Osman Karakuş, Numan İlgin ve Süreyya Dikmen’e takıldı. Türkiye Muharip Gaziler Derneği Kayseri Şube Başkanı Osman Balcı, “Kore’den geçen yıl bazı arkadaşlarımıza madalya gönderilmişti. Bu yıl da 5 arkadaşımızın barış madalyası geldi” dedi.

Ramazanda az yiyerek tok kalmanın püf noktaları

ANKARA
UZMANLAR, aşırı sıcakların yaşandığı Ramazan ayında fazla yemek yenilmemesi gerektiği konusunda uyarırken; hangi besinlerin tok tutacağı yönünde pratik bilgiler verdiler. Uzmanlar oruç tutan kişilerin fazla yemek yememesi konusunda uyarırken, hangi besinlerin tok tutacağını ise şöyle açıkladı:
? Makarna: Kepekli olanı tercih edilerek tüketilmesi gereken bir besin.
? Esmer pirinç: Bindiği gibi kan şekerini dengelemede uzman olan esmer pirinç uzun saatler tok kalmamızda yardımcılarımızdan.
? Yumurta: Sıcak havalarda fazla tercih edilmiyor olmasına rağmen yumurta iyice pişmiş halde tüketildiğinde yabana atılmaz ölçüde tokluk hissi veriyor.
? Yulaf: Sindirime olan desteğinin yanı sıra açlık hissimizi de büyük ölçüde engelleyen bir besin yulaf.
? Çorba: Genelde yemeğin başlangıcı olarak tükettiğimiz çorba, sofra devamında gereğinden fazla besin tüketmemizi engellemekte birebirdir.
? Badem: Ara öğün yada atıştırmalık olarak tüketebileceğimiz badem tokluk hissi veren besinlerin arasında yer alıyor.

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!