İzmir'de gazetecilerden Başbakan'a tepki
Güncelleme Tarihi:
DHA
Oluşturulma Tarihi: Aralık 03, 2009 19:36
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen salı günü TBMM'deki grup toplantısında gazetecilere ve köşe yazarlarına yönelik söylediği sözlerin kabul edilemeyeceğini söyleyen Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel, “En ağır şartlardan bile başı dik geçen Türk medyası, bundan sonra gelecek baskıları da göğüsleyecek güce ve birlikteliğe sahiptir” dedi.
Yazılı açıklama yapan TGF Genel Başkanı Sertel, Hükümet uygulamalarını eleştiren gazetelere yönelik ‘boykot’ çağrısıyla başlayan ve son olarak da bir köşe yazarını hedef alan açıklamaların basın, düşünce, ifade özgürlüğüne yönelik bir darbe olduğu düşündüklerini bildirdi.
Sertel, açıklamasında, şu görüşlere yer verdi:
“Bir yandan Avrupa Birliği'ne tam üyelik konusunda çalışmalar sürerken, diğer yandan Avrupa Birliği'ndeki ülkelerin çok gerisinde kalan basın özgürlüğü bu söylemlerle kendini perçinlemekte, Türkiye'nin başta Avrupa olmak üzere tüm dünyada itibarını zedelemektedir. Türkiye'de hapiste gazeteci olmayacak açıklamalarına karşın, onlarca gazeteci bugün cezaevinde yatmakta, ya da yargılanmayı beklemektedir. Ceza davası üzerinden demokrasi, ifade ve basın özgürlüğü sorununu tartışmak yerine, gazetecilerin ceza davaları tehdidi altında çalışmalarına neden olacak yasal düzenlemelerden vazgeçilerek bu yöndeki uygulamaların sona erdirilmesi hepimizin sorumluluğu olmalıdır. Bizler, 24 saatini bu mesleğe veren basın çalışanları olarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, eleştirilere tepki göstermesi yerine bunlara kulak vermesini, gerektiğinde basının önde gelen isimleri ile -ki kendisine destek veren eleştiren ayrımı yapmadan- bir araya gelerek tartışmasını, dışlayan değil, kucaklayan bir yapıyla hareket etmesini beklemekteyiz. Asıl olan ifade özgürlüğüdür. Kalemler özgür olmalı.”
Sertel, açıklamasında, şu görüşlere yer verdi:
“Bir yandan Avrupa Birliği'ne tam üyelik konusunda çalışmalar sürerken, diğer yandan Avrupa Birliği'ndeki ülkelerin çok gerisinde kalan basın özgürlüğü bu söylemlerle kendini perçinlemekte, Türkiye'nin başta Avrupa olmak üzere tüm dünyada itibarını zedelemektedir. Türkiye'de hapiste gazeteci olmayacak açıklamalarına karşın, onlarca gazeteci bugün cezaevinde yatmakta, ya da yargılanmayı beklemektedir. Ceza davası üzerinden demokrasi, ifade ve basın özgürlüğü sorununu tartışmak yerine, gazetecilerin ceza davaları tehdidi altında çalışmalarına neden olacak yasal düzenlemelerden vazgeçilerek bu yöndeki uygulamaların sona erdirilmesi hepimizin sorumluluğu olmalıdır. Bizler, 24 saatini bu mesleğe veren basın çalışanları olarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, eleştirilere tepki göstermesi yerine bunlara kulak vermesini, gerektiğinde basının önde gelen isimleri ile -ki kendisine destek veren eleştiren ayrımı yapmadan- bir araya gelerek tartışmasını, dışlayan değil, kucaklayan bir yapıyla hareket etmesini beklemekteyiz. Asıl olan ifade özgürlüğüdür. Kalemler özgür olmalı.”