İzlenimler Almanya'da kaynaşma

Güncelleme Tarihi:

İzlenimler Almanyada kaynaşma
Oluşturulma Tarihi: Aralık 20, 2001 00:00

OSMAN Balaban, Almanya'dan emekli, Çatalca'da oturuyor. Emekli maaşını alabilmek için bağını koparmıyor Almanya ile... Bayramın ilk günü Düsseldorf'a indiğinde bize Almanya'daki köktendincilerin faaliyetlerinden ve özellikle Kaplancılardan yakınıyor. 11 Eylül olmasaydı Almanlar bu dinci örgütlerin kıllarına bile dokunmazlardı, diyerek şunları anlatıyor:‘‘Çobandık, elimizde sopayı bıraktık Almanya'ya gittik. Almalara ısınamadım. Bize okudular, üflediler İslamiyet'e sığındım. Dini cemaatlerin içinde 18 sene kaldım, hep para verdim; cami yaptırdık. Bir Erbakan'ın bir Türkeş'in yandaşlarına... Gidenlerin bir kısmı 30 yıl Erbakan'a, Milli Görüş'e çalıştılar. Vatandaşın parasını ellerinden aldılar, örgütlendiler.’’ Sonradan gözümüz açıldı, ama geç uyandık, diyerek şöyle devam ediyor:‘‘Bizim emeğimizden, din sömürü şebekelerinin aldıkları bir kan parasıydı. O paraları hesap etseniz, TIR'larla Türkiye'ye taşınamaz. Bu arada işten çıkarılanların yüzüne bakmadılar, gittikleri camiye bile sokmadılar bir daha... Özellikle Erbakan'ın çok günahı vardır.’’* * *İkiz kulelere çarpan uçak Avrupa'da, yakınlaşılabilecek tek laik ülkenin Türkiye olduğu gerçeğini gözler önüne serdi. Bu nedenle Ramazan Bayramı daha bir anlamlı oldu... Bu bayram dinlerarası diyaloğun ne kadar gerekli olduğunu ilk kez çarpıcı bir şekilde sergiledi. Birçok eyalette Türk derneklerinin verdiği iftarlara kilise temsilcileri katıldı. Bazı kentlerde Alman belediye başkanlarının iftarlar düzenledikleri dikkati çekti. Avrupa'da Türkler, sayıları 900'ü bulan camilere akın etti. Barış ve kardeşlik içinde bir arada yaşamanın ne kadar gerekli olduğu anlaşıldı. 800 bir Türk'ün yaşadığı Kuzey Ren Vestfalya eyaletinin başkenti Bonn'da Türk Araştırmalar Merkezi Başkanı (TAM) Prof. Faruk Şen'in ünlü Türk lokantası Opera'da verdiği yemeğe yüzlerce Alman katıldı. Hoş kutlamalar çerçevesinde Dede Efendi'den Tarkan'a kadar parçalar çalındı, bir Türk ile bir İtalyan dansöze marklar yapıştırıldı.RADİKALLERE ÖNLEMTürk kökenli Almanlar çok acılar çektiler, yorgun düştüler. Ama şimdi belirtileri görünen böylesi bir kaynaşma çok gerekli, bir o kadar da yararlı. Çünkü Almanya onlar için 40 yıllık vatan. 11 Eylül'ün sonrasına ramazan da denk gelince bu güzel manzara yaşandı.Almanya, ülke güvenliğinin köktendinciler ve bölücüler nedeniyle tehlikeye girdiğini geç de olsa fark etti. Kaplancılarla başlayan radikal dincilerin sınır dışı edilmeleri tartışma konusu oldu. Almanya'da yaklaşık 30 bin radikal dinci olduğu belirtiliyor. ‘‘Köln Halifesi’’ denilen cezaevindeki Metin Kaplan ve müritlerinin akıbeti konusunda nasıl bir karar verileceği, İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen'in Berlin'de yaptığı resmi gezinin sonunda ortaya çıkacak.Ne yazık ki radikal dinciler 80'li yılların ortalarında Almanların hoşgörüsü ve desteğiyle etkinlik kazandılar. ‘‘Humeyni’’ taktiğine karşı Almanya 15 yıl sonra uyandı. Kaynaşmanın ne kadar gerekli olduğunu anladı. İnanan insanların nasıl istismar edildiğini gördü.DAYANIŞMA DUYGUSUAlmanyalı Türkler ilginç bir dayanışma örneği gösterdiler. Türkiye'deki yakınlarına ve akrabalarına, ülkede yaşanan ekonomik sıkıntı nedeniyle bayram öncesinde Türk bankaları önünde uzun kuyruklar oluşturarak havaleler gönderdiler. Böylelikle geride bıraktıklarının sıkıntılarını bir ölçüde paylaştılar.Bayram öncesi Türkiye'deki indirim kampanyaları Almanya'daki Türk işyerlerine de sirayet etti. Çeşitli firmalar indirim kampanyaları düzenledi. Yimpaş, Ramazan Bayramı dolayısıyla tekstil ve mobilyada % 50'ye varan indirim yaptı.Almanya aşçı arıyorAB'de yeni göç kanunları ve önümüzdeki yıllarda birliğe üye olacak 10 ülkenin insanlarının serbest dolaşımına yönelik yeni yaklaşımlar tartışılıyor. Avrupa'da yaşayan 17 milyon göçmenin konumları da bu tartışmaların odak noktasını oluşturuyor. Göç, serbest dolaşım ve göçmen konuları birbirleriyle ciddi şekilde iç içe girmiş durumda. 82 milyonluk nüfusuyla AB'nin motoru olan Almanya 2003 yılından itibaren yılda 400 bin göçmene ihtiyaç duyacak. Yalnız bugün gastronomi branşında 80 bin işçiye ihtiyaç var. Aşçılık için Türkiye bir ‘‘pazar’’.Serbest dolaşım Türkiye insanına 1986 yılından beri verilemiyor. 2003-2006 yılları arasında, 10 ülkenin insanı tam üye olur olmaz serbest dolaşım hakkından yararlanacak. Avrupa'daki göçmenler artan ırkçılık ve yabancılık düşmanlığından nasiplerini alıyorlar. Bundan en fazla etkilenen ise 3.4 milyonluk nüfusu ile Türk göçmenler... En büyük sorunlardan biri bu. Türkiye gündemde bile yok.Paralarımız uçtuKARADENİZ Bakır kurulurken, biz gurbetçilerin dövizle hisse senedi almasına öncelik tanınmıştı. Biz saflar da ‘‘Devlet bizi koruyor’’ diye düşünüp, hatta sevinip hisse senetlerini aldık. Şu anda Karadeniz Bakır özelleştiriliyor, fakat alıcı yok. Bu, ödediğim dövizlerin sıfırlandığını göstermektedir. Gurbette binbir mahrumiyetle çalış, para biriktir, devlet garantisi olan bir kuruluşa yine devletin önerisiyle paranı yatır ve paran uçsun. Karadeniz Bakır'ın kuruluşu 15 Nisan 1971. Aradan geçen zaman tam 30 yıl. O zamanlar Merkez Bankası gurbetçi dolarına % 12 faiz vermekteydi. Buna göre sadece benim kaybım 30 bin dolar. Bu miktar benim 10 yıllık birikimimdi. Bu vicdana, insanlığa sığar mı? Hakkımızı kimden soracağız?Ömer CANCAArkadaşından Yılmaz'a çağrıBAKANLIK sayısını azaltmayı öneren çocukluk arkadaşım Mesut Yılmaz'a sesleniyorum: Gel son bir kez devlet adamlığı yap, Meclis'te aynen bir 'amigo' gibi çalış.- Milletvekili sayısını 150'ye düşürt.- Bakan sayısını 15'e indirt.- Seçimlerin tarihini 15.4.2002'ye aldıran Anayasa değişikliğini onaylat.Biz, gelecekte sadece ve sadece çocuklarını daha uyumlu bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile yaşamalarını arzu eden 68 kuşağını ve 'İşte Türkiye'ye bu yakışır!' diyen dostlarını sevindir.Yaver ZEYTİNOĞLU
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!