İttifak MHP’ye hakaret

Güncelleme Tarihi:

İttifak MHP’ye hakaret
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 22, 1998 00:00

Haberin Devamı

Hürriyet'in sorularını yanıtlayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, herhangi bir partiyle ittifak yapmanın, kendileri için ‘‘hakaret’’ sayılacağını söyledi. MHP'nin baraj sorunu olmadığını ve tek başlarına seçime gireceklerini belirten Bahçeli, sorularımıza şu yanıtları verdi:

Sayın Bahçeli, sizinle Hürriyet'i ziyaretinizde ve daha sonra bir yemekte de konuştuk, demeçlerinizde ve konuşmalarınızda da sürekli aynı şeyi vurguluyorsunuz, 'Seçime tek başımıza gireceğiz' diyorsunuz. Diğerleri de öyle konuşuyor, ancak Ankara'da her yerde MHP ile ittifak hesapları yapılıyor, buna nasıl bakıyorsunuz?

Bunlar bizim dışımızda yapılıyor. Nedeni de ortada. MHP'nin giderek büyümesi artıyor. Daha önce size ifade ettiğimiz anket dahil, başka kurum ve kişilerin kamuoyu yoklamalarında da MHP'nin baraj sorunu olmadığı ortaya çıkmıştır. Merkez sağ partilerden ikisi de, eğer MHP ile ittifak halinde seçime girerse, iktidar olabilecek oyun sağlanacağını hesap ediyorlar. Ama bu hesaplarında yanılıyorlar. Böyle bir temas yoktur, bize gelen bir istek de yoktur, bizden talep de olmamıştır. Böyle bir hesap MHP'ye hakarettir.

Otağtepe toplantısı ortalığı karıştırdı. Bir gazetecinin evinde, bir toplantı yapıldı ve çağrı almanıza rağmen gitmediniz. Gitmeme nedeniniz zaman olmamasından mı, yoksa parti açısından sakıncalı mı gördünüz?

Efendim, Otağtepe toplantısı, Sayın Mehmet Barlas'ın İstanbul İl Başkanımız Sayın Mehmet Gül'ü arayarak, bazı parti liderlerine bir yemek vereceğini, bu yemekte beni de görmek istediklerini haber vermiştir. Sayın Gül de beni aradılar. Ben de toplantıya katılamayacağımı ifade ettim. Bir defa, aynı gün, bizim daha önceden programlanmış olan bir gezimiz vardı. Bu gezi programının da ötesinde, çağrılmış liderleri sordurduğum vakit, genellikle muhalefet kanadına ait partilerin liderleri olduğunu öğrendim. Daha önce de buna benzer toplantılar olmuştu. O zaman da yine, Türkiye'de cepheleşme ve kamplaşmanın faydalı olmayacağını ifade etmiştim. Bu toplantının da böyle bir anlam kazanacağını düşünerek, katılmamayı daha uygun gördüm.

CEPHELEŞMEK ZARAR GETİRİR

Yani, cepheleşmenin demokrasi açısından sakıncalı olduğunu görerek katılmadınız?

Evet, evet... Bir de üstelik demokrasi platformu ya da demokratlar adı altında, böyle bir bölümün oluşturularak bir toplantı yapılmasının da getirdiği bir sakınca var. Karşısı da laik cumhuriyetçiler olarak takdim ediliyor. Türkiye'de laik cumhuriyet ve demokrasi birarada bulunması gereken iki değerdir, iki önemli kavramdır. Bu kavramları birer cephe adı olarak nitelendirmek de yanlıştır. Bunlar, bütün partiler açısından ortak değerlerdir. Cumhuriyet de, demokrasi de böyle kabul edilmelidir. Dün tartışma zemininde kullanılan bazı ayrımcı kavramlara ilave olarak ve onlara yeniden bir tanım kazandırarak 'Cumhuriyet ve Demokrasi' cepheleri diye takdim etmek fevkalade zararlı olacaktır.

Peki bu cepheleşme Türkiye'yi nereye götürebilir? Seçimde böyle bir olay hayat bulursa nereye götürür? Seçime yansır mı?

Yansıyacağını sanmıyorum. Şu an için 18 Nisan 1999 tarihinde, TBMM'de iştirak eden milletvekillerimizden 488 tanesi seçime evet demiş olmakla beraber, kamuoyunda seçimin yapılıp yapılmayacağı konusunda da bir tartışma var. Tabii böyle bir durumda bu cepheleşmelerle, bunları ittifaka dönüştürerek sandığa yansıyacağına ihtimal vermiyorum. Daha çok kendi şartları içinde her an değişeceği için, cephelerde bulunanlar farklı cepheye kayış yapabilirler. Geçmiş dönemlerde de görülmüştür.

Seçimin yapılıp yapılamayacağı konusunda ne diyorsunuz? İki seçimin birarada yapılmasında sakınca var mı?

Fiziki olarak sakınca olabilir. Yani, yerel seçimlerde oy kullanılması çok zordur. Bunun genel seçimle birleştirilmesinde zorluklar büyüyebilir.

Devletin Hacı Bektaş'ta olması iyidir

Son yıllarda Hacı Bektaş törenlerine devlet yetkililerinin katılmasını nasıl karşılıyorsunuz?

Bunu çok iyi ve hayırlı görüyorum. Türkiye'de yıllardır ihmal edildiklerini, unutulduklarını ve bir ayrımcılığa tabi tutulduklarını müşahade ederek bu kitleyi istismar eden çevreler oluyor. En azından bunların önüne çıkıyor. TC Devleti'ni yöneten bütün yönetici ve kurumlar olaya çok sıcak bir yaklaşım içinde oluyorlar. Bu da Türkiye'nin hayrınadır.

Oyumuz 13.9'a kadar çıkmıştı

Siyasi ortam karışık ve bu ortamda bir seçime gidiyoruz. MHP'nin durumu seçim öncesi nasıl?

Milliyetçi Hareket Partisi, genel merkezi ve parti örgütleriyle yeni seçime hazır gözükmektedir. Örgütlerimiz çok diri ve disiplinli bir durumda ve dediğim gibi seçime hazırdır. Bu da bizi seçimlerde umutlandırıyor.

Yeni bir kamuoyu yoklaması yaptırdınız mı?

Hayır, şu an için yok. Ama talimat verdim, yapılacak. Sonbaharda bir sonuç gelecek. Daha önce kararsız oyların dağılımı ile birlikte bizim oyumuz yüzde 13.9 çıkmıştı. Geçtiğimiz bahar aylarındaki durum böyleydi. Değişik yerlerde yapılan anketlerde, MHP'nin barajla alakalı bir problemi olmadığı ortaya çıkmıştır.

Sayın Bahçeli, ANAP lideri Mesut Yılmaz ile diyaloğunuz var mı?

Hayır, şu an için hiçbiriyle yok. Ancak, bütün siyasi parti liderleri ile ilişkim karşılıklı bir sevgi saygı içinde gelişiyor.

Yani Mesut Bey'le hiç görüşmüyor musunuz?

Hayır efendim, şu an için bir görüşmemiz olmadı.

Olabilir mi efendim?

Neden olmasın, her an için olabilir.

Peki, DYP lideri Tansu Çiller ile diyaloğunuz var mı?

Hayır, hiç bir liderle olmadı. Şu an kurulmuş hiç bir diyalog yoktur. Ancak, MHP'de temsil edilen partilerle kurulan diyaloglar ölçüsünde bazı bilgiler bize de aktarılıyor.

Başbuğ'dan kaldığı gibi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ankara Temsilci Yardımcımız İsmet Solak'ın sorularını MHP Genel Merkezi'nde yanıtladı. Görüşme sırasında Bahçeli ile Solak'ın yanında sadece Basın Sözcüsü Şevket Yahnici vardı. MHP Genel Başkanlık katında turkuaz rengi hakim. Bahçeli, Solak'ın bunun nedenini sorması üzerine, ‘‘Tek eşyada bile değişiklik yapmadım. Oturduğum koltuk ve bütün bu eşyalar Başbuğumuz'dan kalma. Aynen koruyorum’’ dedi.

Birleşme baba ocağında olur

BBP ile birleşip bütünleşme veya ittifak sözkonusu mu? Olursa, nasıl olacak?

BBP içindeki arkadaşlarımız 1991 yılında Meclis'e giren ve çeşitli sebeplerle, gerekçelerle ayrılıp bu partiyi kuran ülkücülerdir. Bugünkü şartlarda ülkücülerin birarada olmaları, birlikte mücadele etmeleri, memleket ve millet hayrınadır. Ben bu amaçla bütün ülkücüler gibi bu ülkeyi seven herkese ve BBP'deki arkadaşlara da ‘MHP’ye dönün' çağrısı yaptım. Türk Bayrağı'na saygı duyan ve bağlı olan herkese kapımız açıktır. Ancak BBP ile iki partinin, eskiden iki sosyal demokrat partinin birleşmesi ya da son günlerde DP ile YP birleşmesi gibi olmadan biraya gelmeyi istiyoruz. Ve diyoruz ki; MHP baba ocağıdır. Baba ocağına pazarlık, iki ayrı ocak gibi bakılıp, ittifak ya da protokol imzalayıp bütünleşmek yakışmaz. Burada herkese yer vardır. Zaten Anadolu'da bu birleşme başlamıştır. Tabandaki birleşme ve büyümeyi tavanda da yaparsak, ülkümüze ve ülkemize daha yararlı oluruz.

Bu hükümetin yolsuzluklarla mücadelesini yeterli mi buluyorsunuz, yetersiz mi?

Yolsuzluklarla mücadele edildiğine dair çok yaygın beyanlar olmakla bebarer, çok somut bir sonuç ortada yoktur.

Sayın Tuğrul Türkeş bir gazete çıkarıyor, bu MHP'ye zarar verir mi?

Görüyorum ve okudum. Böyle bir gazete çıkarmaya karar vermişler ve çıkarıyorlar. Ama MHP'ye zarar vermez.

Her ülkücü 9 oy getirecek

Enflasyon düşecek mi?

Zannetmiyorum.

Neden efendim?

Çünkü mevcut ANASOL-D Hükümeti'nin ekonomi yönetimi çok başlıdır. Alınan kararlar birbirleri ile çelişiyor. Topluma da bu çelişkiler ile aktarılıyor. Yaz aylarının tabii özelliğinden kaynaklanan bir iki puan enflasyon oranının aşağıya düşmesini abartarak topluma anlatmaya çalışıyorlar. Şu an TÜSİAD'ın yaptırmış olduğu araştırmada da enflasyonun yılsonu itibarı ile yüzde 64'te kalacağı ifade ediliyor. Yani hükümetin hedeflemiş olduğu yüzde 50'ye düşürme bu araştırmalara göre mümkün görünmüyor.

MHP iktidar oldu diyelim. Ekonomiyi yönetecek kadronuz var mı?

Güçlü bir kadromuz var. Kendimize göre hazırlıklarımız var. Biz ülkeyi yönetmeye hazırız ve talibiz. (Ekonomik verilerle ilgili büyük bir raporu masasından alıp gösteriyor ve bölümleri anlatıyor) Dokuz ana konuda çözümlerimiz var. Ayrıca başka ülkelerde enflasyon ile nasıl mücadele edildiği hem mali açıdan, hem de sosyal yönleri ile proje ve program haline getirilmiş durumda.

Bu dokuz ana konu ve dokuz komisyon MHP'deki dokuz ışık ile ilgili mi?

Dokuz rakamı bizim için çok önemli. (Masadan bir tomar kart alıyor.) Bakın burda kartların arkasında dokuz kişi için yerler açılmış. Ben her arkadaşıma görev verdim: ‘Her biriniz bugüne kadar MHP’ye hiç oy vermemiş dokuz kişiyi ikna edin. Bir milyon MHP'li bu iknayı gerçekleştirse ilk seçimde bu yeni insanlar bize oy verirse, dokuz milyon oy olur. Yani iktidar demektir.' Şimdi arkadaşlarımız kendi yörelerinde her ikna ettiği kişiyi bu kartların arkasına yazacak. Seçimde önce kendi oy verecek, sonra ikna ettiği kişilerin oy verdiklerini işaret edip buraya kayıt edecek. Onu ne ölçüde başaracağız, seçimde ortaya çıkacak.

En son okuduğunuz kitap nedir efendim?

Okumakta olduğum kitap, oldukça hacimli bir kitap. Tamamlayamadım henüz, Kissinger'ın (ABD'nin eski dışişleri bakanlarından) diplomasi kitabı...

Ülkücüler olaylara karışmayacak

Ülkü Ocakları sayısını azalttınız. Bazılarını kapattığınız, bazen de birleştirdiğiniz yazıldı çizildi. Buna bir açıklık getirir misiniz?

Ülkü ocakları semtlere kadar çok yaygınlaşmıştı. Bunları daha derli toplu hale getirebilmek, ülkü ocaklarını bir dergi etrafındaki toparlanış şeklini bir tüzel kişilik kazandırarak vakıf haline dönüştürmek maksadıyla yeni bir düzenlemeye tabi tuttuk. Bu yönüyle de ülkü ocakları kültür ve eğitim vakfı kuruldu. Şimdi bu vakfın amaçları doğrultusunda yeterli bir teşkilatlandırma yapısı içerisinde yeniden yapılanıyor. Kapatmalar bu yüzden olmuştur.

Kaç tane oldu efendim?

İstanbul'da 123 şube varken 56 tanesi kapatıldı. Her ilçeye bir şube planlandı ve uygulandı.

Üniversiteler açılırken ülkücü gençlere öğütleriniz neler?

Zaman zaman ülkücü gençlere ve tüm Türk gençliğine aynı tavsiyeleri yapıyorum. TC'nin 100. yılı olan 2023 yılına bugünkü gençlerin yönetiminde Türkiye gidecektir. Yani şimdi öğrenci olan gençler olgunlaşıp yönetici durumuna girecek ve 21. Yüzyıl'ın ilk çeyreğine bizi onlar taşıyacaktır. Üniversitelerde, bürokraside ve siyasette yeralacak düzeye gelmiş bir nesil. Onlara tavsiyem daha çok okuyarak ve öğrenerek; en azından Uzakdoğu dillerinden birini yani Çince, Japonca veya Rusça, batı dillerinden de İngilizce, Almanca veya Fransızca'yı güzel Türkçe ile birlikte mutlaka öğrenmelerini tavsiye ediyorum. Ülkücü gençlere olaylara karışmaması için öğüt veriyoruz. Zaten 1997-98 öğretim yılında ülkücü gençler büyük bir özveri göstererek olaylara girmemeye çalışmışlardır.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!