İstanbul'un parklarında "doğrudan demokrasi"

Güncelleme Tarihi:

İstanbulun parklarında doğrudan demokrasi
Oluşturulma Tarihi: Haziran 19, 2013 09:15

Gezi Parkı protestoları üçüncü haftasını doldururken Türk ve dünya basını iki gündür Erdem Gündüz’ün başlattığı ve çığ gibi büyüyen #duranadam direnişini konuşuyor. Ancak #duranadam’ın yanında gözden kaçan çok önemli bir eylem daha var: #heryerdirenişheryergezi

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55ea3106f018fbb8f8708a7b
Özellikle Beşiktaş’ta polis karşısındaki direnişleriyle Gezi Parkı protestolarının sembollerinden biri haline gelen BJK taraftar topluluğu Çarşı’nın girişimiyle başlatılan bir hareket bu.

Göstericilerin cumartesi gecesi Gezi Parkı’ndan çıkarılmasının ardından bir çağrı yapan Çarşı, “Madem öyle biz de mahallelerimizdeki parklarda toplanırız. Bizim için her yer Gezi” mantığıyla, önceki akşam bu mahalle toplantılarını başlattı.

İki gündür başta Beşiktaş’taki Abbasağa Parkı olmak üzere, Maçka Parkı, Yoğurtçu Parkı gibi İstanbul genelindeki (şimdilik) 11 mahalle parkında akşamları forumlar düzenleniyor. Henüz ne zamana kadar süreceği belli değil ama toplantılar şu an itibarıyla her akşam yapılıyor.

Haberin Devamı

NEDEN ABBASAĞA PARKI?
Forumların detayını vermeden önce Abbasağa Parkı’yla ilgili önemli bir not düşmek gerek. Abbasağa bu tür toplaşmalara çok uzak değil aslında. Çarşı tayfasının kendi aralarında kararlar almak, maç öncesi tezahürat belirlemek için burada toplantılar yaptığı biliniyor. Bunun dışında Beşiktaş Belediyesi parkın içindeki ufak sahnede özellikle yaz aylarında konserler, açık hava film gösterimleri düzenliyor. Mahallenin muhtarlığının da parkın içinde olması nedeniyle sakinlerin ayağı buraya çok alışık. Özetle Abbasağa Parkı kelimenin tam anlamıyla bir “kamusal alan” vazifesi görüyor adını aldığı mahalle için.

O nedenle şimdilik en kalabalık akşam forumlarının Abbasağa’da toplanıyor olması da çok şaşırtıcı değil.

ÖNCE ÇEKİRDEK, SONRA KONUŞMA, ARADA BİR "DURMA"
Forumlarda konuşmalar saat 21.00 civarında (Beşiktaş için tencere-tava vakti) başlasa da yaş ortalaması 28 civarındaki insanlar saat 20.00’den itibaren ellerinde çekirdekleri gazozlarıyla sahnenin etrafında toplanmaya başlıyor. Sonra konuşmalara geçiliyor. Saat 22.00’de bir temsili #duranadam eylemi arası, sonra aynen devam...

Haberin Devamı

Konuşma kısmı şahsen benim daha önce hiç görmediğim bir demokrasi örneği. Antik Atina’da agoralarda toplanan insanları düşünün. Şimdi de bu insanların Türkçe konuştuğunu hayal edin...

#duranadam FENOMENİ
Taksim'de önceki gün Erdem Gündüz, polisin Gezi Parkı'na müdahalesini protesto etmek için tek kişilik sessiz bir eylem başlattı. Taksim Meydanı’nın ortasında yüzünü AKM’ye dönerek “duran” Gündüz’ün bu protestosu kısa sürede sosyal medyada duyuldu ve büyük destek buldu. Gecenin ilerleyen saatlerinde Erdem Gündüz ayrıldı, polis amirinin telsizden 'Sabit duranları alın' anonsuyla meydanda bekleyenler gözaltına alındı. O arada ikinci bir duran adam da Beşiktaş'taki Kartal heykelinin önünde ortaya çıktı. Eylem salgın gibi yayıldı. Türkiye genelinde, hatta ABD'de bile bu eyleme destek verenler fotoğraflarını paylaştı. Dünya basını da “duran adam”ı manşetlerine taşıdı.

"RAHATSIZ ETMEYECEKSİN"
Bir kere herkesin eşit bir süresi var (2 dakikaydı, sonradan uzatıldı). Kimsenin boş konuşmasına, sahneyi işgal etmesine, lafı gereksiz uzatmasına izin verilmiyor.

İkincisi mikrofon yok. Konuşmalar çıplak sesle yapılıyor. O nedenle mutlak bir sessizlik şart. Parkın alt taraflarından ya da yakınlardan sesler yükseldiği anda toplu bir “Şişşştttt!” ile kitle, sessizliği sağlıyor. Kalabalık çok büyüdüğü zamanlarda megafona geçiş yapılsa da sesi çok kısık kullanılıyor. Çünkü parkın çevresindeki apartmanlarda yaşayanları kimse rahatsız etmek istemiyor. Zaten bu, “Önce rahatsız etmeyeceksin” kuralı Hipokrat yeminindeki “Önce zarar vermeyeceksin”e dönüşmüş biraz. Tek yüksek ses arada yapılan espriler nedeniyle yükselen kahkahaların toplamından çıkıyor.

Haberin Devamı

DERDİNİ ELLERİNLE ANLAT
Aynı şekilde çok ses çıkmasın, taşkınlık olmasın diye alkış yapmak da yasak. O nedenle her duygu için bir el hareketi icat edilmiş. Ellerinizi havaya kaldırıp parmaklarınızı sallarsanız “sessiz alkış”, yumruklarınızı sıkıp kollarınızı kafanızın üzerinde çapraz yaparsanız “katılmıyorum”, ellerinizi başınızın üzerinde makara gibi sararsanız “konuyu dağıttın, toparla” anlamına geliyor.

Konuşmak isteyenler sıraya geçiyor, sözünü söyleyip yerine dönüyor. Birbirinden çok farklı görüşler arka arkaya geliyor, herkes birbirini saygıyla dinliyor.

CİNSİYETÇİ DİL, BAŞÖRTÜSÜ VE DAHA NELER NELER
Konuşulanlarda Gezi ana gündem maddesi olsa da artık “Bir sonraki adım” için neler yapılacağı, daha doğru bir Türkiye’nin nasıl inşa edileceği konuşulmaya başlanmış.

Haberin Devamı

Bir kadın kalkıp, “Cinsiyetçi dilimizi temizlemek gerek” derken, bir erkek, “Ben son üç haftada gördüğüm saçından sürüklenen kadınları daha önce üniversitede okurken de görmüştüm. O zamanlar da başörtülü oldukları için buna maruz kalmışlardı. Bunu anlamamız lazım” diye konuşuyor.

Konuşulanlar bir yana, forumların asıl önemi dinlemek ve anlamak isteyen insanlardan oluşuyor olması. Görünen o ki Türkiye’nin yeni nesli önceliklerden çok farklı geliyor. İstanbul’un parklarındaki bu benzersiz demokrasi hızla yayılıyor.

Sevin TURAN

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!