İstanbul’un turizm köyü

Güncelleme Tarihi:

İstanbul’un turizm köyü
Oluşturulma Tarihi: Haziran 29, 1999 00:00

Haberin Devamı

Köyün tek okulu 5 kilometre ilerideki Cumhuriyet Köyü'ne taşınmış. Bir sağlık ocağı bile yok. Ama en büyük sorun su. Ağır tonajlı kamyonların yol altına döşenen su borularını patlatmasından sonra, bir senedir Polonezköy'e Terkos gelmediğini söylüyor Muhtar Novvicki.

Tem Yolu'nun Anadolu yakasındaki Kavacık Sapağı'ndan denizi arkanıza alıp 17 kilometre içeriye girdiğinizde varıyorsunuz Polonezköy'e. Eğri büğrü, virajlı yollarda kamyonlarla yol arkadaşlığı yapmak zorunda olsanız da, içinden geçtiğiniz ormanın manzarası size yolu da, kamyonları da, virajları da unutturuyor.

Girişe iki tabela konmuş. Üstte ‘‘Polonezköyü’’ yazıyor. Altta da köyün yerlilerinin kullanmayı tercih ettiği ‘‘Adampol’’. Köye girmenizle sizi karşılayan pansiyon ve lokanta tabelaları, ilanlar, Atatürk büstlü mütevazi bir meydan ve sütten memeleri yerlere değen inekler...

Polonezköy kendini haftasonları şehir dışına atmak isteyen İstanbullular'ın yakından tanıdığı bir yer. Yaklaşık 300 hanesi ve 1500'e varan nüfusuyla Beykoz'a bağlı 19 köyden biri. Köyün yerlileri, bundan 150 yılı aşkın bir süre önce buralara Polonya'dan gelip bir daha geri dönmemiş Polonyalı savaşçıların torunları. 150 yılda 14 kişiden 125 kişiye ulaşmış bir topluluk. Polonezköy'ün diğer devamlı ikametçileri ise villa inşaatlarında çalışan işçiler ve villa sahipleri. Tabii bu sayı sadece haftaiçi için geçerli. Haftasonu köyün nüfusu 15 bini buluyor.

Muhtarlık meydanı

Polonezköy'ün Muhtarı Polonya kökenli bir Türk. Adı Frederik Novvicki. 3 dönemdir Polonezköy'ün muhtarlığını yürüten Novvicki'yi köyün kıraathanesinde esnafla batak oynarken bulduk. Köy muhtarlığı asmalarla çevrilmiş kıraathanenin üstünde.

6 oda, bir salondan oluşan muhtarlık, meydanın sadeliğiyle örtüşmüyor. Odaların hepsi, bir belediye binasıymış gibi departmanlara ayrılmış. Bir odanın kapısında sekreter yazıyor, ama sekreter yok. Muhtar Novvicki, muhtarlığın aylık gelirinin 300 milyon lira olduğunu, yasa gereği aylık masrafı 150 milyon lirayı bulan bir bekçi çalıştırdıklarını, köyün çöplerinin toplanmasına da 150 milyon harcandığından ekonomik koşulların ancak bu kadarına yettiğini söylüyor. Elektrik paraları ve diğer masrafları ise muhtar cepten ödüyor. Yani Polonezköy'e muhtar olmak fedakárlık istiyor. ‘‘Ben olmasam başka kimse olmaz, o yüzden muhtarım’’ diyor 167 oyla tek aday olarak muhtar seçilen Frederik Novvicki.

Novvicki odasının her tarafını ünlü devlet adamlarıyla çektirdiği fotoğraflarla süslemiş. Hem Polonya'dan hem Türkiye'den generaller, siyasetçiler, Polonezköy'ü ziyaret ettiklerinde Frederik Novvicki ile bir fotoğraf çektirmeyi unutmamış.

Köye su gelmiyor

Novvicki ile Polonezköy'ü konuşmak istediğimizde, davulun sesinin uzaktan hoş geldiği anlaşılıyor. Ağaçlar arasındaki İstanbul'un haftasonu cennetinin sorunları aslında dağ gibi.

Köyün tek okulu 5 kilometre ilerideki Cumhuriyet Köyü'ne taşınmış. Bir sağlık ocağı bile yok. Ama en büyük sorun su. Ağır tonajlı kamyonların yol altına döşenen su borularını patlamasından sonra, bir senedir Polonezköy'e Terkos gelmediğini söylüyor Muhtar Novvicki. Köylü suyunu kuyulardan çekiyor.

Novvicki, ‘‘Herşeyi devletten beklemeyelim’’ deyip Köy Hizmetleri'nin hazırladığı 15 milyar liralık bir su taşıma projesi için, köylüye hane başına 150 milyonluk bir külfet getirecek salma sistemi önermiş, ama kimse yanaşmamış.

Halbuki belediye, zengin köy diye hizmet ulaştırmıyor Polonezköy'e. Polonezköy'den 35 milyar liraya yakın emlak ve çöp vergisi toplayan, ayrıca bir o kadar da inşaat ruhsatlarından harç alan Beykoz Belediyesi, köye 10 günde bir çöp kamyonu yollamaktan başka birşey yapmıyor. Onun da bir faydası olmuyor çünkü muhtar, işin on günde bir gelecek çöp kamyonuna kalmayacağını anladığından bir traktör tutmuş. Ayda 150 milyon liraya çöpü ona toplatıyor.

Köyde kanalizasyon sistemi de yok. Bütün ihtişamına rağmen milyarlık villalar bile foseptik çukuruyla idare etmek zorunda. Bu durum köylüye artı bir vidanjör masrafı getiriyor ki, bu da hane başına ayda 10 milyon lira demek.

Muhtar Novvicki'ye göre bütün bu sorunlar çözülebilir. Asıl sorun 1924 tarihli Köy Kanunu. Kanun gereği köy muhtarlarına tanınmayan haklar ve köylerin belediyelere haksız yere aktardığı, kendi kullanamadığı kaynaklar bütün bu sorunların çözümünde yeterli Novvicki'ye göre.

Geçimleri turizm

Polonezköy yerlilerinin en büyük geçim kaynağı turizmden elde ettikleri gelir. Özellikle hafta sonları köye akın eden İstanbullular için Polonezköy'ün her yeri pansiyon, çay bahçesi, piknik alanı ve lokantalarla dolu. Pansiyonlarda iki kişinin bir geceliği 12 milyon liradan başlarken, yemekler kişi başına en az 5 milyon liraya mal oluyor. Polonezköy'deki esnafın dağılımı şöyle: 25 pansiyon, 2 otel, 4 lokanta, 2 piknik alanı, 2 bakkal ve 1 kıraathane. Bunların çoğu, köydeki Polonyalılar'a ait. Bu arada köyün yerlisinin bir başka geçim kaynağı da arazi satışları. 5000 hektarlık alanın imara açık tapulu kısmı 1 milyon 600 metrekare. Polonya kökenli yerliler dedelerinden kalma bu arazilerin dörtte üçünü, zaman içinde villa yapmak isteyen İstanbullular'a satmış.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!