Irak savaşı son 25 yılda gazeteci için en ölümlü savaş

Merkezi New York'ta bulunan Komite'nin raporunda, Irak'ta geçen sene görev başında 22, bu sene 1 kişinin öldüğü, böylece savaşın başlamasından beri ölen gazetecilerin sayısının 61'e çıktığı belirtildi. Raporda, bu sayının, örgütün 24 yıllık tarihinde bir savaşta ölen gazeteci sayısı açısından saptadığı en yüksek sayı olduğu kaydedildi.
Raporda, geçen sene dünya çapında yaptıkları işten dolayı 47 gazetecinin öldürüldüğü, böylece son 2 yılda öldürülen gazeteci sayısının 100'e çıktığı belirtildi.

50'nin üzerindeki ülkede gazetecilere uygulanan baskılar ve saldırıların yer aldığı “Basına Saldırılar 2005” raporunda, ABD'nin gazetecileri hapse atan ülkeler arasında başlarda bulunduğu bildirildi. ABD, listede Myanmar ile birlikte altıncı sırada yer alıyor.

ÇİN

Listede demir parmaklıklar ardında 32 gazeteciyi tutan Çin birinci sırada, Küba ikinci sırada (24), Eritre üçüncü sırada (15) ve Etiyopya dördüncü sırada (13) geliyor. Rapora göre, geçen sene 24 ülkede toplam 125 gazeteci hapse atıldı.

ORTADOĞU

Lübnan, Libya ve Irak'ta bağımsız gazetecilerin suikastlarla tehdit edildiği belirtilen raporda, önceki yıllarda görülen eğilimin devam ettiği 2005'te de gazetecilerin öldürülmesiyle ilgili olayların yüzde 90'ında faillerin gereken cezaları almadığı ifade edildi.

LATİN AMERİKA

Örgütün raporunda, Kolombiya, Meksika ve Brezilya'da gazetecilerin kendi kendilerine daha fazla sansür uygulamak zorunda kaldıkları, bunda polis ve yargı gibi kurumların gazetecilerin güvenliğini sağlamayacağı görüşünün etkili olduğu kaydedildi.

Komite Başkanı Paul Steiger, raporun önsözünde, 2005'in dünyanın büyük bölümünde gazeteciler için çok kötü bir yıl olduğunu belirtti.

TÜRKİYE

Raporun Türkiye bölümünde de, “Türklüğü alenen tahkir ve tezyif etmek” suçundan hakkında TCK'nın 159. maddesine göre dava açılan ve daha sonra beraat eden Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in yargılanması süreciyle ilgili bilgi verildi.

Komitenin raporunda, Türkiye'de yasaların, son yasal reformlardan sonra da, çalışmalarından dolayı gazetecilerin kovuşturmaya uğramasına ve hapsedilmesine olanak tanıdığı görüşü savunuldu.