Irak Savaşı bahane, aşk şahane

Güncelleme Tarihi:

Irak Savaşı bahane, aşk şahane
OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 22, 2006 12:13

LE TIGRE E LA NEVE/KAR VE KAPLAN
Yön: Roberto Benigni
Oyn: Roberto Benigni, Jean Reno, Nicoletta Braschi
Tür: Komedi-Dram
Süre: 114 dk.

Haberin Devamı

Hayat Güzeldir ile Oscar kazanan Roberto Benigni benzer tarzdaki yeni filmiyle karşımızda. Benigni, hem yönetip hem de kamera önüne geçtiği Kar ve Kaplan'da Irak Savaşı'nı fon alarak tutkulu bir aşk öyküsü anlatıyor. Umuda, iyimserliğe ve pozitif düşünmeye övgüler yağdıran Roberto Benigni'ye eşi Nicoletta Braschi ve Jean Reno eşlik ediyorlar.

Irak Savaşı bahane, aşk şahane


Roberto Benigni kadar iyimser ve de hiperaktif bir insan daha var mıdır acaba?

En kötü şartlarda bile olumlu düşünen, siyahı değil, beyazı görmeyi tercih eden, tavşan gibi holpayıp, zıplamayı seven, yerinde duramayan Benigni, bu özelliğini Hayat Güzeldir ile gözler önüne sermişti.

Haberin Devamı

Babasının bir toplama kampında yaşadıklarından yola çıkarak çektiği Hayat Güzeldir'de, Nazi toplama kampında öldüğü ana kadar, oğluna olanları hissettirmemek için olağanüstü çaba harcayan bir adamı canlandırmış, yönetmenliğini de yaptığı bu film ile Oscar da dahil olmak üzere pek çok ödül almıştı (Oscar töreninde adı açıklandığında, koltukların tepesine tırmanmasıyla da tarihe geçmiştir kendisi).

Daha sonra gelen Pinokyo ise ünlü oyuncuya beklediği başarıyı getiremedi, deyim yerindeyse tam bir fiyaskoyla sonuçlandı.

Ünlü İtalyan sanatçı, şimdi onu Oscar'a ve başarıya götüren tarzına yakın bir filmle çıkıyor sevenlerinin karşısına.

FONDA YÄ°NE SAVAÅž VAR

Arka fonda yine acılar ve savaş var. Hayat Güzeldir'de İkinci Dünya Savaşı yıllarındaydık. Benigni, Kar ve Kaplan 'da daha yakın zamana geliyor ve Irak Savaşı'nın ortasına atıyor kendini. Yanında ise Hayat Güzeldir'de de birlikte rol aldığı eşi Nicoletta Braschi var.

Roma'daki Yabancılar Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olan şair Attilio (Roberto Benigni) her gece rüyasına aşık olduğu kadınla evlendiğini görüyor. Kadının adı Vittoria (Nicoletta Braschi). Önce onun hayal ürünü olduğunu düşünüyoruz. Ama Vitorrria gerçekte var ve Attilio ile evlenmeyi bırakın yanında 5 dakika oturmaya bile katlanamayan bir kadın. Bu sevimli ve de ısrarcı adamın ona yaklaşmak için yaptığı herşey, ölümsüz aşkını ilan ediş tarzı Vittoria'yı daha da kızdırmakta. Sevimli şair ne kadar bu konuda baskı yaparsa, Vittoria onu o kadar güçlü bir şekilde reddediyor.

Vittoria da edebiyat dünyasından bir isim. Üzerinde çalıştığı son kitabı, Irak'lı şair Fuad'ın (Jean Reno) biyografisini anlatıyor. Yıllardır Paris'te yaşayan Fuad, Bağdat'a dönmeye karar verdiğinde, Vitorria da kitabını bitirmek için onun peşinden gitmekte tereddüt etmiyor.

Haberin Devamı

Önce Roma'da buluşan Vitorria ve Fuad'ın Irak'a gitmesiyle filmin savaş ortamına taşındığını görüyoruz. Vitorrio'nun bir Amerikan saldırısı sırasında ağır yaralanıp, hastaneye kaldırıldığını öğrenen Atillio, Irak'a gitmek için her türlü yolu denemeye hazır. Oldukça zorlama olduğu hissedilen, gerçek hayatta pek mümkün olamayacak yöntemlerle kısa bir süre sonra kendini Irak'ta, koma halindeki Vitorria'nın yanında buluyor.

Bundan sonrasında ise Atillio'nun Vitorria'ya ilaç bulmaya çalışma, ölüm döşeğindeki kadını hayata döndürme çabalarını izliyoruz. Savaşın tam orta yerinde, kimi zaman mayınlı arazilerde koşup, kimi zaman deve sırtında oradan oraya savrulurken başına gelmedik kalmıyor, ama umudunu, neşesini asla yitirmiyor.

Haberin Devamı

AŞK, KAR KADAR SAF, KAPLAN KADAR VAHŞİ

Irak Savaşı bahane, aşk şahane

Roberto Benigni, Kar ve Kaplan için, "Uzun zamandır yapmayı istediğim bir filmdi. Proje ardında aşk dışında hiç bir amaç ve düşünce taşımıyordu. Hikayemin kahramanları dünyadaki en yıkıcı, en büyük ve en devrim yaratan duygu ile bileylenmişlerdi. O da aşktı. Bu projede gerçekleştirmek istediğim kar kadar saf kaplan kadar acımasız ve vahşi bir duyguyu anlatmaktı. Aşk bir insanın uğruna ölebileceği yegane duygudur... ama gerçekten sevdiği uğruna ölmekten bahsediyorum", diyor.

Benigni'nin ne demek istediğini, Vittoria adlı bu kadına neden böyle körü körüne bağlandığını filmin sonundaki sürprize kadar pek anlamıyorsunuz. İnsan sadece rüyasında ve de okulda gördüğü bir kadın için canını vermeye neden bu kadar hazır olsun ki, soruları film boyunca aklınızı kurcalayıp duruyor. Hatta Benigni'ye Vitorria ile ilgili fazla ipucu vermediği, bir rüyanın peşinde koşan safça bir adam portresi çizdiği, inandırıcı olmadığı için kızdığımız anlar bile oluyor. Neyse ki başarılı final tüm filmi derleyip, toplamayı iyi beceriyor.

Kar ve Kaplan, finaldeki sürprizin ardından tekrar geri dönülüp, sahne sahne tekrar değerlendirilecek filmlerden.

Haberin Devamı

JEAN RENO HARCANMIÅž

Akılda kalan sahnelere gelirsek. Atillio'nun Vittoria'yı alıp evine getirdiği sahne, klişelerle dolu olmasına rağmen son derece komik. İyi çekilmiş, koreografisi gerçekten etkileyici.

Atillio'nun üniversitede öğrencilerine nasıl şiir yazılması gerektiği konusunda verdiği ders de son derece başarılı. Hatta o kadar öğretici ve ilham verici ki, okullarda edebiyat derslerinde rahatlıkla gösterilebilir, örnek alınabilir.
Bu özel sahneler ve finaldeki hoş sürpriz için Roberto Benigni'ye alkış tutmak gerek.

Ancak tüm bu güzellikler, filmin geri kalanındaki eksiklerini görmezden gelmemizi engellemiyor.

Kar ve Kaplan'ın, Jean Reno gibi bir apır topu bu kadar etkisiz ve yetersiz kullanmasını anlamak mümkün değil. Arap şair Fuad'ı canlandıran Jean Reno, bu filmde biraz harcanmışa benziyor. Reno'nun canlandırdığı Fuad hiç bir etki bırakamadan ve de ne olduğu anlaşılamadan çekip gidiyor. Senaryoyu da yazan Benigni o kadar kendine oynamış ki, Jean Reno gibi bir ustaya söz hakkı vermemiş.

Haberin Devamı

BAZI ÖNLEMLER ALMANIZ GEREK

Komik ve etkileyici sahnelerle açılan ve de bir süre böyle ilerleyen Kar ve Kaplan'ın tökezlediği anlar Atillio'nun Irak'a varış ve savaş ortasında varolma hikayesine denk geliyor. Bu noktada film, diyaloglar anlamında sıradan, yaratıcılıktan ve inandırıcılıktan uzak bir seyir izliyor. Bu zorlama sahneler, olaylar, Atillio'nun, Vitorrio'nun başucundayken kimi zaman aşırıya kaçan gevezelikleri kimi zaman rahatsız edici boyutlara ulaşabiliyor.

Kar ve Kaplan, İtalya'da bazı çevreler tarafından, Irak Savaşı sırasında geçmesine rağmen, savaşı yeterince iredelemediği, savaş karşıtı bir film olmadığı için eleştirilmişti. Ama yönetmeninin de dediği gibi, Kar ve Kaplan, savaşı fon olarak kullanan bir aşk hikayesi, Irak Savaşı'nın iç yüzünü gösteren, politik bir film değil.

Kar ve Kaplan'ı izlerken, siyasi mesaj aramayı bir kenara bırakmak, olay akışındaki zorlamaları ve Roberto Benigni'nin kendini tekrarladığı sahneleri de gözardı etmek gerek.Â

Karşımızda bir başyapıt olmadığı ortada. Ama, yerinde duramayan ve ağzı sürekli laf yapan Roberto Benigni'nin hiperaktif oyunculuğundan, hayata ve aşka karşı pozitif, tutkulu yaklaşımından, filmin tümüne yayılmasa da en beklenmedik anlarda gelip, güldüren esprilerden ve de film boyuca anlayamadığımız pek çok şeye açıklık getiren filmin sürpriz sonundan pekala keyif alabilirsiniz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!