Geleneksel sanatlarımız denince hat, minyatür ve tezhip gibi el sanatları olur akla gelen. Aslında geçmiş sanatlarımız çok geniş bir yelpaze içinde değerlendirilebilir. Son yıllarda çeşitli alanlardan bilim adamları ve araştırmacılar bu karanlık noktalara ışık tutmaya başladılar. Bu araştırmalardan biri de Nurhan Atasoy'un önderliğinde yapılan İpek- Osmanlı Dokuma Sanatı kitabı. Osmanlı kumaşları hakkında yapılmış araştırmalar -ki büyük bir çoğunluğu yabancılar tarafından kaleme alınmıştır- çok azdır. Bugüne dek yapılan araştırmalar daha çok kumaşların desenleri üzerinde yoğunlaşmıştır. Osmanlı kültürü içinde önemli bir yeri vardır ipeğin, yalnız kumaş olarak değil, dokuma teknikleri, desenlerinin çeşitliliği, ipek kumaşlarla yapılan giysilerin Osmanlı Protokolu içindeki yeri ayrı ayrı incelenmesi gereken önemli konulardır. İşte, Türkiye Ekonomi Bankası'nın (TEB) sponsorluğunda basılan kitapta tüm bu konular ayrıntılarıyla değerlendiriliyor ve başka alanların araştırmacılarına önemli bir kaynak da sağlanmış oluyor. Kitabın kaynakça ve sözlüğü gelecek yıllarda bu tür çalışmalar yapacak olanlar için önemli bir başvuru kaynağı da sağlıyor. Aynı şeyi kullanılan resimler için de söyleyebiliriz; yalnız Türkiye'deki müzelerde değil yurt dışındaki önemli merkezlerdeki kumaş ve giysilerin fotoğrafları da bu tür bir kaynak işlevi görecektir. Nurhan Atasoy'un başkanlığında Walter B. Denny, Louise W. Mackie ve Hülya Tezcan'dan oluşan bir ekip tarafından 11 yılda hazırlanabilen İpek kitabı Türk dokuma sanayinin geçmişine de ilginç bir yolculuğa çıkartıyor okuru. İpek kitabı İngilizce ve Türkçe olarak iki dilde yayımlandı.İpekle maaş bile ödenirdiDiplomatik hediye olma özellikleriyle, ipek kumaşlar yabancılar nezdinde Osmanlı hakimiyetini temsil eder duruma gelmiş, ülke içinde de sanatsal fikirlerin yayılması için önemli bir araç ve ekonomide önde gelen bir değer olarak kendilerini kabul ettirmişlerdi. İpek gelirlerini kontrol edebilmek için savaşlar yapılmış, ipek üretiminin teşkilatlanması, düzenlenmesi ve vergilendirilmesi yolunda hükümetler ciddi bürokratik gayret sarfetmişlerdi. Diğer taraftan ipekli kumaşlar, Osmanlı devlet törenlerinde ve yüksek sınıf kültürü içinde statü gösteren ve devlet görevlilerinin ödeneklerinin bir bölümünü oluşturan önemli bir role sahipti.Deli profesöre kapılar açıldıİpek kitabının çıkışı TEB'in önerisiyle oldu. Onlara daha önce İznik Çinileri kitabını hazırlamıştık. Ama ipek konusunda yeteri kadar kaynak yok. Bu çalışmanın yalnız görsel malzeme değil, bilgi açısından da çok sağlam olması gerekiyordu. Bunu bir kişi başaramazdı ve o yüzden yanıma arkadaşlarımı da aldım. Deli gibi bir çalışma temposuyla ancak 11 yılda bitirebildik. TEB hiçbir kurumun gösteremeyeceği sabrı gösterdi ve kaynak sağladı bizim için. Başta Hasan Çolakoğlu olmak üzere gerçekten bilimsel bir çalışma yapmamızı arzu ettiler.Topkapı Sarayı da bu konuda çok kolaylık sağladı. Mikroskop aldılar bir tane. Çünkü kumaşları mikroskop altında inceledik. Bunun çok da faydası oldu. Şimdiye kadar İtalyan zannettiğimiz birçok kumaş Osmanlı çıktı. Osmanlı zannettiğimiz bir çok kumaş da İtalyan. Bütün bunları teknik analiz ile gerçekleştirdik.İki Nikon makine boynumda, birinde print
film diÄŸerinde dia olmak üzere bütün müze depolarına giderek hepsini fotoÄŸrafladım. Bu müzeler Nurhan Atasoy'a açıldı. Bu da deli olmanın fazileti. Deli profesör olunca bütün kapılar ardına kadar açılıyor. Beni öyle tanıyorlar. Ä°hsan YILMAZÂ
button