İnsanlık onurunu yok etmeyin

Güncelleme Tarihi:

İnsanlık onurunu yok etmeyin
Oluşturulma Tarihi: Nisan 25, 2009 00:00

Anayasa Mahkemesi’nin 47. kuruluş yıldönümünde konuşan Başkan Haşim Kılıç, "Yargı kararı olmadan suçlu ilan edilen insanların onurları yok edilmektedir. Bu bir insanlık suçudur. Kimseye eşya muamelesi yapılamaz" diyerek hükümete uyarıda bulundu.

Anayasa değişikliği konusuna dikkat çeken Kılıç, "Sayısal çoğunluğunuza bakmayın, toplumsal uzlaşma arayın" mesajı verdi. Kılıç özetle şunları söyledi:

Yargı siyasetle kuşatılıyor

Yargıyı etkileme ve yönlendirme çabaları halen devam etmektedir. Her önemli davada yargı siyasi düşüncelerle kuşatılmakta, mahkeme hakimlerinden önce medya ve siyaset dünyasının yargıçları kararlarını vererek davayı sonuçlandırmaktadır. Bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanmamış bir yargının, arındırmadan daha çok kirliliği artıracağı kuşkusuzdur. Güçlü ve tarafsız bir yargı demokrasinin, laikliğin ve sosyal devletin güvencesidir.

Savcıların özel hayatıyla uğraşmayın

Mahkemeleri yönlendirme ve etkileme çabaları ile hakimlerin ve savcıların özel hayatlarının didiklenerek vicdani kanaatlerinden uzaklaştırma gayretleri suçtur. Savcılarımızın işlenen bu suçlara karşı hareketsizliği düşündürücü ve üzücüdür.

Hakimler mahalle baskısına kapılmaz

Hakimin verdiği veya vereceği hoşa gitmeyen kararlar nedeniyle içinde yaşadığı sosyal çevreden dışlanma korkusu, meslek onuru ile asla bağdaşmayan bir duygu olup, bu mahalle baskısından kendini kurtarması, tarafsızlığına yapacağı en önemli katkı olur.

Öfke intikama dönmeden önlem alın

İnsan onuru ve kişi dokunulmazlığı, insan hakları sisteminin ve insan hakları bildirilerinin en önemli dayanağı ve Anayasa’nın da üstünde yer alan tek değerdir. Yok edilen insanlık onurunun doğurduğu öfke, demokrasiden ve hukuk devletinden intikam alma duygusuna dönüşmeden gerekli olan her türlü düzenleme acilen yapılmalıdır.

Devlet ’Öteki’ ayrımı yapamaz

Cumhuriyetin laik ve demokratik yapısını, olumsuzluklara rağmen korumaya kararlı görünen Türkiye halkı, toplumsal taleplerinin devlete düşmanlık biçiminde algılanmasının sorunları ötelemekten ve büyütmekten başka sonucu getirmediğini görmektedir. Devletin organları toplumun bir bölümünü kendine dost, bir bölümünü de düşman ilan ederek, ayrımcılığa sebep olamaz.

Rövanş alma tetikleniyor

Toplumsal sorunlara ilişkin çözüm yolları hayata geçirilirken bir kesimin zaferi diğer kesimin hezimeti şeklinde yaratılacak psikolojik ortamlar, barışa ve demokrasiye katkı sağlamadığı gibi rövanş alma duygularını da tetiklemektedir.

Sorunlarda denge gözetin

Sayısal çoğunluğun gücüne bağlı olarak her toplumsal sorunu karşı dengeleri gözetmeden Anayasal norm bazında çözme girişimleri yakın zamanda onarılması çok zor tarihi hataların yapılması sonucunu doğurmuştur.

Haysiyet kırıcı davranış olamaz

İnsan onuru, hiç kimsenin bir eşya gibi muamele göremeyeceğini, bütünüyle haklardan mahrum bırakılamayacağını, haysiyet kırıcı ceza ve uygulamalara tabi tutulmayacağını, işkencenin yasaklandığını, devamına değer görülmeyen yaşamların sona erdirilmesine izin verilmeyeceğini, kişinin en kıymetli varlık olduğu hakkında hiç kimsenin, hiçbir devlet kurumunun, hangi ülkede yargıç kararı ne olursa olsun tasarrufta bulunamayacağını emreder.

Etnik ayrıma göre onur çiğnenemez

İnsan onuru sadece imtiyazlıların onuru değil, insan onuru ortak paydasına sahip her varlığın koşulsuz amasız, fakatsız sahip olduğu temel değerdir. Bunda belirli bir cins, etnik yapı, dini inanış felsefi veya ahlaki aidiyete göre ayırım yapmanın olanağı yoktur.

Türkiye halkı tanımı

BAŞBAKAN Erdoğan’dan sonra konuşan Başkan Haşim Kılıç, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ gibi "Türkiye halkı" tanımını kullandı. Kılıç, seçim barajına da değinerek şunları söyledi: "Yüzde 10 seçim barajı, yüzde 7 hazine yardımı barajı, demokratik rejimin katılımcılığı ve hakça dağıtımla bağdaşmadığı için kaldırılmalıdır. Parti kapatma kaldırılmasın ama düzenlensin."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!