İndirim ne zamandan geçerli?

DOĞALGAZDA ‘‘enayilik’’ kargaşası sürecek gibi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Zeki Çakan'ın ağzından duyduğumuz ‘‘Fiyat indirildi’’ sözü, belediyeler tarafından uygulanmıyor. Daha doğrusu faturalara yansıtılmıyor. Bakan'ın net bir biçimde, ‘‘1 Aralık tarihinden geçerli olmak üzere doğalgaz fiyatlarında indirim yapılmıştır’’ şeklindeki açıklaması, belediyeler tarafından farklı bir tarih baz alınarak uygulanıyor. Dün bu konu ile ilgili olarak adımı vermeden aradığım İGDAŞ yetkilisi, ‘‘Söz konusu karar Resmi Gazete'de 8 Ocak 2002 günü yayınlandığı için biz de indirimi bu tarihten geçerli olmak üzere uyguluyoruz’’ yanıtını verdi.Bakan aralık başı diyor, İGDAŞ 8 Ocak diyor. Sonuçta kazık vatandaşa giriyor. En doğrusu Enerji Bakanı'nın çıkıp, bu tarih karmaşasına son vermesi. Suç kimde?DOKTOR bir okurum, Bakan Yaşar Okuyan'ın Bağ-Kur'la ilgili rakamlarına karşı çıkıyor. Ve başından geçeni aktarıyor:‘‘Bağ-Kur borcum olmadığına dair elimde bir belge olsun diye Bağ-Kur'a gittim. Ancak son iki yılda ödediğim primler, Bağ-Kur kayıtlarında ödenmemiş görünüyordu. Bir dilekçe ile durumun düzeltilmesini istemek amacıyla başvurmaya çalıştık. Ama olmadı. 80 yaşındaki babamla yaşına hürmeten görüşen bir şef, bu durumun dert edilmemesini, bankaya yatan primlerin Bağ-Kur kayıtlarına ancak iki yılda geçirilebildiğini söylemiş.’’ Okurum bu başvurusu üzerinden 3 yıl geçtiği halde, hálá dilekçesine bir yanıt almamış. Oysa dilekçeye yanıt almak anayasal bir hak. Ve hálá pek çok primi yatmamış görünüyor. Okurum diyor ki: ‘‘Acaba ödenmeyen primler hep böyle ödenmemiş görünen primler mi?’’ Ve soruyor: ‘‘Bağ-Kur batarken suç kimde?’’ Gerçekten suç kimde Sayın Yaşar Okuyan...Beşiktaş doğru yapıyorBEŞİKTAŞ, İnönü Stadyumu'na sponsor olması için Carlsberg biraları ile anlaşma yapıyormuş. Ve bu durum tartışma yaratmış.Bana sorarsanız bunun tartışılacak iki yönü var.Birincisi İnönü gibi bu ülkenin kurucusu olan bir adamın adının önüne bir bira markası koyulur mu, diğeri ise verilen para yeterli mi? Bunun dışında yapılan şey yüzde yüz doğru. Kulüplerin yaşaması, para kazanabilmesi ve hem içte, hem dışta rekabet edebilmesi için para kaynakları bulması şart. Bu kaynaklar da ancak böyle bulunabiliyor. Çünkü kulüplerin harcamaları, Türk zengininin karşılayabileceği boyutları aştı. Hiçbir ‘‘normal’’ işadamı 30-40 milyon dolarlık açıkları cebinden kapatamaz. Hele hele vergisi ödenmiş parayla bunu yapmak mümkün değil. Tek yol bu sponsorluklar.Carlsberg'e de, böyle bir işe cesaret eden Beşiktaş'a da bravo. Belki ‘‘İnönü’’nün kaldırılıp, yerine sadece Carlsberg konulması daha uygun olur. Ve tabii bunun için istenilecek para miktarı tartışılabilir. Ama fikir yüzde yüz doğru.NOT: Galatasaray aynı uygulamayı bazı markalarla stat değil ama tribün adı olarak yapmak istedi ama fiyatlar biraz yüksek bulunduğu için anlaşma sağlayamadık. Savcı başına 6000 DOSYABİRKAÇ dava ile ilgili ifade vermek üzere savcılığa gittim. Savcılık kátibi dosyaları getirince üzerinde gördüğüm sayı beni ürküttü. 2001/62...62 bin küsur. Savcıya sordum:‘‘2001 yılında bu adliyeye 62 bin dava mı geldi?’’Güldü. ‘‘Ne kadar iyimsersiniz. O kasım ayı. Ondan sonra gelenlerle birlikte son rakam galiba 66 bin oldu’’ dedi. Kátip düzeltti:‘‘66 bin bilmem kaç.’’‘‘Peki kaç savcı var?’’ diye sordum. ‘‘21’’ dedi savcı bey, ‘‘Ama dosyalara bakan 19 savcı var’’ diye ekledi. Hemen kafamdan bir hesap yaptım:‘‘Savcı başına yılda yaklaşık 3450 dosya’’ dedim. ‘‘Sadece bu yıl gelenler. Bir de eskiler var’’ dedi. ‘‘Yani?’’‘‘6 binden aşağı düşmez.’’‘‘Her biri 10 sayfa olsa en az 60 bin sayfa’’ diye hesapladım. Yine güldü. Masadan bir dava dosyası alıp salladı. Meydan Larousse cildi gibiydi. En az 200 sayfa vardı. ‘‘Allah kolaylık versin’’ dedim. Bu dosyalar, bu yoğunluk ve sistemle hakikaten Allah'tan başka kimse Türk adaletine yardımcı olamazdı. NOT: Sayın Hikmet Sami Türk, Türk adaleti derken sizi kastetmedim. Lütfen yine bana dava açmayın. Vallahi sizi kastetmedim, billahi sizi kastetmedim. Yemin ederim!NE ZAMAN ADAM OLURUZ?İmzalı yazılara, imzasız fakslarla yanıt vermediğimiz zaman.