İlim mi yapıyorlar filim mi?

Güncelleme Tarihi:

İlim mi yapıyorlar filim mi
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 13, 2005 00:00

Burası ‘akademik’ bir ortam, önce onu belirtelim. Bir öğretim üyesi, bir kız öğrenciyi ‘evlenmek vaadiyle kandırdığı’ suçlamasıyla, üniversite yönetimi tarafından YÖK’e ÅŸikayet ediliyor. Öğretim üyesi, ‘Bu iÄŸrenç komployu, bölümde ve yönetimde siyasi görüşleri nedeniyle kendisini çekemeyenlerin’ hazırladığını söylüyor. YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’ndan bu konuda ‘suç subuta ermediÄŸi için’ ceza almayan yardımcı doçent, aynı bölümden meslektaşına e-mail yoluyla hakaret suçlamasından ise kurtulamıyor, ‘Bir yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması’ cezası alıyor. Ortada baÅŸka isimlerle yazılmış ve yüzlerce akademisyene gönderilmiÅŸ, bir baÅŸka yardımcı doçentin doktora tezini ‘kötüleyen’ e-mail’ler var. Yardımcı doçent, ‘Benim posta kutuma girdiler, onlar yazmıştır’ diyor. Çanakkale Onsekiz Mart Ãœniversitesi (ÇOMÃœ) Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, son aylarda bu kin, nefret, entrika dolu, ‘bilimsel’ tartışmalarla uÄŸraşıyor.Ä°DDÄ°A 1: KIZ ÖĞRENCÄ°YÄ° EVLENME VAADÄ°YLE KANDIRMAKKARAR: SUÇ SUBUTA ERMEDÄ°Ä°smi bizde saklı kız öğrenci, hocasının ‘Seni çok seviyorum, karımdan ayrılıp seninle evleneceÄŸim’ diyerek kendisini kandırdığını, defalarca birlikte olduklarını, sonra da giderek ilgisizleÅŸip kendisini aÅŸağıladığını, küfürler edip kurtulmaya çalıştığını iddia ederek üniversite yönetimine baÅŸvuruyor. Ãœniversite yönetimi, dosyayı ‘kamu görevinden çıkarma’ talebiyle YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’na gönderiyor. Suçlanan hoca Gülendam, tersine kız öğrencinin kendisini rahatsız ettiÄŸini, her ÅŸeyin komplo olduÄŸunu belirterek suçlamaları reddediyor. Gerçi açığa çıkarılan telefon kayıtları, Gülendam’ın da sözkonusu öğrenciyi üniversitedeki odası ve cep telefonundan dört kez aradığını, üstelik Gülendam’ın savunduÄŸu gibi bu aramaların bayram ya da baÅŸka bir özel günde olmadığını ortaya çıkarıyor ancak ifadesine baÅŸvurulan çok sayıda öğrenci ve öğretim üyesi, Gülendam’ı doÄŸrulayınca, YÖK nezdinde aklanıyor. Öğrenci baÅŸka bir okula yatay geçiÅŸ yaparak okuldan ayrılıyor.SUÇLANAN YRD. DOÇENTAsıl kız beni rahatsız ediyorduRamazan Gülendam, 35 yaşında. Tesettürlü bir eÅŸi, üç çocuÄŸu var. Bu iddiaya şöyle cevap veriyor: ‘Bu kız öğrenci herkes tarafından psikolojik rahatsızlığı olan biri olarak tanınır. Ben uzunca bir süre cep telefonumdan arandım, açtım kapandı. Bu nedenle savcılığa baÅŸvurdum. Telefon numarası tespit edildi, o kız öğrenciydi. O zaman savcının sorusuna ‘Hocayla aramızda hiçbir iliÅŸki yok, daha önce derslerde söz veriyordu, ÅŸimdi hiç ilgilenmiyor, o yüzden intikam almak için yaptım’ dedi. Bu olay okulda duyulunca, beni çekemeyen insanlar, ki yönetimde de bunlardan var, bu kızı kullandı ve iÄŸrenç bir senaryo hazırlandı. Savcılıkta iliÅŸkimiz yok diyen kız, hoca beni evlenmek amacıyla kandırdı diye dilekçe verdi. Ama YÖK de buna gülüp geçti... Daha önce de öğrencileri ayarladılar, küfür etti diye. Sebep benim ideolojik düşüncem, milliyetçi muhafazakar olmam. DoçentliÄŸe ve dolayısıyla bölüm baÅŸkanlığına en yakın insanım. Bu yüzden rahatsız oluyorlar. Dava açacağım.’REKTÖR RAMAZAN AYDINÖğrenciyi kontrol edecek hocadırÇanakkale Ãœniversitesi Rektörü Prof. Ramazan Aydın, ‘Öğrencilerden gelen herhangi bir ÅŸikayeti biz sonuna kadar izleriz. Ben bu konuda çok hassasım. Kimseyi savunmuyorum ama evet, lisede, hocasına aşık olan öğrenciler olabilir, yalnız bunu kontrol edecek olan hocadır. Hocalık buradadır. Ä°liÅŸkinin düzeyi bellidir, kulvarın dışına çıkarsa, burada günah iÅŸleyen hoca olur’ diyor. Ä°fadeleri alıp soruÅŸturma dosyasını YÖK’e gönderdiklerini belirten Rektör Aydın, ‘YÖK bizim talep ettiÄŸimiz cezayı uygun bulmadı, ancak arkadaşımız diÄŸer soruÅŸturmadan bir yıl kademe ilerlemesi cezası aldı’ diye devam ediyor.Ä°DDÄ°A 2: MESLEKTAÅžINI E-MAIL YOLUYLA TACÄ°ZKARAR: BÄ°R YIL KADEME Ä°LERLEMESÄ°NÄ°N DURDURULMASIOkul bu iddialar ve tartışmalarla çalkalanırken, 1 Eylül 2004 tarihinde edebiyat dergisi Varlık’ta bir yazı yayınlandı. Altında Süleyman Demirel Ãœniversitesi (SDÃœ) öğretim üyesi Mustafa Bal imzası olan yazı, ÇOMÃœ Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünün bir baÅŸka öğretim görevlisi, Yrd. Doç. Necmi Akyalçın’ın, ‘Anadolu Efsanelerinin Dil Özellikleri ve EÄŸitim Ä°ÅŸlevleri’ adlı doktora tezini eleÅŸtiriyor, çalıntı ve yanlışlarla dolu olduÄŸunu iddia ediyordu. Aynı yazı kısa bir süre sonra, (gönderilen faksın numarası kapalı olarak) üniversitenin rektörüne, fakülte dekanına, öğretim üyelerine, baÅŸka üniversitelere, yani Türk Dili’yle ilgili e-mail zincirindeki yüzlerce kiÅŸiye gönderildi. Olay ÅŸuydu: Yazı yayınlandıktan sonra SDÜ’de bu isimde bir öğretim görevlisinin hiç olmadığı anlaşılmış, e-mail yoluyla iletiÅŸim kurulan Mustafa Bal ile telefonda konuÅŸmak da tüm çabalara raÄŸmen mümkün olmamıştı. Ãœstelik farklı e-mail adreslerinden Türk Dili e-mail zincirine bu yazılarla birlikte hakaret içeren baÅŸka yazılar da gönderilmiÅŸti. Bunun üzerine tezi itham altında bırakılan Necmi Akyalçın, Ä°stanbul Basın Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu ve bu e-mail’leri kimin yazdığının ortaya çıkarılmasını istedi. Ve Emniyet Bilgi Ä°ÅŸlem Åžube Müdürlüğü BiliÅŸim Suçları Büro AmirliÄŸi’nin yaptığı inceleme, Mustafa Bal, Ramazan Gülendam ve uydurma isimlere ait e-mail’lerinin Ramazan Gülendam’ın bilgisayarından gönderildiÄŸini ortaya çıkardı. YAZI YAYINLAMA RÜŞVETÄ°: 10 ABONE VE CENNET VÄ°ZESÄ°!İçlerinde soruÅŸturmaya konu olan, oldukça ‘ilginç’ e-mail’ler vardı. Mesela Ramazan Gülendam, Kültür Ãœniversitesi’nden edebiyat doçenti Ömür Ceylan’a, Türk Edebiyatı dergisinde yayınlanmak üzere bir yazı göndermiÅŸti: ‘Sana Müge’nin adıyla (Kırıkkale Ãœniversitesi öğretim görevlisi Aktan Müge Yılmaz) Türk Edebiyatı’na gönderilecek yazının ilk versiyonunu gönderiyorum (...) Yalnız Müge biraz tırsıyor. Ve buradaki bazı i...leri vurucu önemli yerleri çıkarabilir yazıdan. Sen onu ikna et. Buradaki i...ler Varlık’ta osuruktan bir cevabi yazı yayınladılar diye havalara girdiler...’ Ve kendi yazdığı ve baÅŸka bir arkadaşının imzasını koyduÄŸu yazı Türk Edebiyatı dergisinde yayınlansın diye bir de ‘rüşvet’ teklif ediyor: ‘Yazının çıktığı sayıya burada satış rekorları kırdırmak ve dergiye on tane abone bulmak benden sana söz. Buradan cennet vizesi olarak alacağın dualar da cabası...’Ona gelen e-mail’ler arasında Varlık Dergisi’nden Enver Ercan’ın yazdığı da var: ‘Hayali birinin yazısını yayınlamış gibi oldum. Sanırım takma isim kullanıyorsunuz. KimliÄŸini gizleyen birinin yazdıkları inandırıcılığını yitirir. NahoÅŸ bir durum.’ Ramazan Gülendam’la ilgili bu soruÅŸturma dosyası, Ä°stanbul Basın Savcılığı yetkisizlik kararıyla gönderdiÄŸi için halen Çanakkale Cumhuriyet Savcılığı’nda.SUÇLANAN YRD. DOÇENTPosta kutuma gizlice girip bu e-mail’leri kendileri yazdı Mustafa Bal olduÄŸunu kesinlikle kabul etmeyen Ramazan Gülendam, bu suçlamayı da şöyle cevaplıyor: ‘Necmi Bey savcılığa baÅŸvuruyor ve bazı e-mail adresleri verip ÅŸifresi ÅŸunlar olabilir diyor: Benim üç çocuÄŸumun adını veriyor, evet benim ÅŸifrem Ali Yasin’di, oÄŸlumun adı. Savcı da emniyete havale ediyor ve yasalara, Anayasa’ya aykırı olarak, hakimden izin almadan ÅŸifreler açılıyor. Necmi Akyalçın veya vekili, benim e-mail adreslerimin ÅŸifresini kırmış veya kırdırmış ve yasadışı olarak benim e-mail adresime girerek istediÄŸi ÅŸekilde benim adıma mail’ler düzenlemiÅŸ; ondan sonra da savcılığa benim e-mail adreslerimi ve ÅŸifremi bizzat vererek beni ÅŸikayet etmiÅŸtir. Bu adreslerin bana ait olduÄŸu ve bu adreslerden atılan mail’leri benim attığım nasıl kanıtlanmış?’Bu arada, ‘Mustafa Bal deÄŸilmiÅŸsiniz, o zaman Mustafa Bal’ın yazdığı doktora tezi eleÅŸtirisini nasıl buldunuz?’ sorumuza Gülendam, ‘Olanlardan sonra tezi inceledim; ifade edilen ÅŸeylerin hepsi doÄŸru’ cevabını veriyor. Gerçi bu yazı Necmi Akyalçın’ın teziyle ilgili yazdıklarının doÄŸruluÄŸunu yanlışlığını tartışmıyor; o edebiyat çevrelerinin iÅŸi. Asıl soru, bütün bu karşılıklı suçlamaların, iftiraların bir akademik ortamda gerçekleÅŸiyor olması. Galiba, bunu en iyi Gülendam’ın ailesinin söyledikleri açıklıyor... Gülendam, şöyle aktarıyor bunu: ‘Burası çirkef, gayya kuyusu gibi bir yer. Ben bu akademik ortamdan utanıyorum. 12 yıldır benden hiç şüphelenmemiÅŸ olan eÅŸim, olaylardan sonra boÅŸanmaya kalktı. Anneme babama izah edemiyorum. ‘İlim mi yapıyorsunuz, filim mi?’ diyorlar...’Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!