'İlaçlara karşı direnç oluşabilir'

Güncelleme Tarihi:

İlaçlara karşı direnç oluşabilir
Oluşturulma Tarihi: Aralık 22, 2009 10:15

Domuz gribi teşhisi testi herkese uygulanmayınca ortaya gereksiz yere ilaç kullanan kişiler çıkıyor bu da tehlikeyi büyütüyor.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tercan Us, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı'na bağlı moleküler tanı laboratuvarının 10 yıldır hizmet verdiğini belirterek, laboratuvarda her yıl binlerce test yapıldığını kaydetti.

Laboratuvarın başta Eskişehir olmak üzere Bilecik, Kütahya ve Afyonkarahisar'a hizmet verdiğini anlatan Prof. Dr. Us, şöyle konuştu:
“Burası üniversite hastanesi. Akademik bir kadro mevcut. Deneyimli hocalar var. Bu laboratuvarda H1N1 virüsünün moleküler yöntemlerle tanısının konması mümkün. Sağlık Bakanlığına bağlı ulusal referans laboratuvarının başında gelen Hıfzıssıhha'nın H1N1 virüsünü tanı amacıyla kullandığı PCR yöntemine dayalı testin aynısını Anabilim Dalı Laboratuvarı'nda yapabilecek durumdayız. Bu testi yapmak için altyapı, teknik donanım ve bilimsel açıdan hiçbir eksiğimiz yok. Bu testi rahatlıkla yapabilecek sisteme ve deneyime sahibiz.”

“17 HASTA GEREKSİZ YERE İLAÇ KULLANMIŞ”

Prof. Dr. Us, Türkiye'de H1N1 testlerinin sadece Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği iki referans laboratuvarda yapıldığını belirterek, bunların İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı'ndaki Enfluenza referans merkezi ve Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü'nde bağlı Ankara, İzmir ve İstanbul'daki laboratuvar olduğunu bildirdi.

Türkiye'de H1N1 virüsünün sürveyans taramasının sadece söz konusu laboratuvarlarda yapıldığını ifade eden Prof. Dr. Us, şöyle devam etti:

“Sadece bu laboratuvarlar örnek kabul edebiliyor. Sağlık Bakanlığı sürveyans açısından böyle bir yaptırım uyguluyor. Alt yapıya sahip olan üniversite hastaneleri tanı amacıyla bu testleri yapabilmesi gerekir. Sağlık Bakanlığı bunu engellememeli. Sürveyansa katkıda bulunamayabiliriz, ama bu test tanı amacıyla istendiğinde yapılabilmeli. Sağlık Bakanlığı şu anda bu testin yapımını iki referans merkezine vermiş durumda. Sağlık Bakanlığı bildirdiği algoritimde sadece H1N1 virüsü nedeniyle ölen ve bu virüs nedeniyle yatan ağır olgularda örnek alınıyor. Moleküler yöntemle örnekler iki referans merkeze gidiyor. Bu arada önemli bir hasta grubu atlanıyor. Bunlara da tanı konması lazım.”

Antiviral tedavi alması gereken, ancak yatırılmasını gerektirmeyen olgulara kesin laboratuvar tanısı uygulanmadığını işaret eden Prof. Dr. Us, şunları söyledi:

“Bu da önemli bir sorun. Bu gruba laboratuvar tanı uygulanmadığı zaman söz konusu kişilere şu anda elimizde domuz gribine karşı en güçlü silahımız olan iki ilaç verilmeye başlanıyor. Bunlar uygulandığı zaman bu hastaların tanısı konmadığı için toplumda belli bir süre sonra bu iki ilaca karşı direnç gelişebilir. Bu ilaçlar bu hızla kullanılmaya devam ederse belli bir dönem sonra direnç gelişebilir. Sıkıntı yaratır.

Şu an için H1N1 virüsü bu iki antiviral ilaca duyarlı. Şu an için dirençli olgu sayısı çok az. Ama bu direnç gelişmeyecek anlamına gelmiyor. Bu ilaçların kullanımı kontrol altına alınmadan H1N1 olduğu düşünülen olguların tamamına verilecek olursa bir süre sonra virüs bu ilaca karşı direnç geliştirecek ve ilaç etkili olmayacak. Dolayısıyla bu iki önemli silahımızı kaybetme tehlikemiz var. Tanı amaçlı 34 örnekte test yaptık. Bu 34 hastanın hepsi antiviral ilaç kullanıyordu. Testlerden sadece 17'si pozitif çıktı. Demek ki 17 hasta gereksiz yere ilaç kullanmış. Test sonucu negatif çıkan hastalarda ilaç tedavisi hemen kesildi.”

“4 SAAT İÇİNDE SONUÇ VERİYORUZ”

Prof. Dr. Us, son haftalarda ulusal referans merkezlerinde yapılan kesin laboratuvar tanılarında vakaların yüzde 70'inde H1N1 virüsü tespit edilmediğini belirterek, örneklerin sadece yüzde 30'unda virüs tespit edildiğini bildirdi.
Kesin tanı konulmayan hastalara gereksiz yere antiviral ilaçlar verildiğini anlatan Prof. Dr. Us, şunları kaydetti:
“Toplumda bir müddet sonra bu iki silaha karşı direnç gelişecek olursa bunun hesabını kim verecek? Bu çok önemli bir konu. Hollanda ve İtalya'da referans laboratuvarlar sürveyans ile uğraşıyorlar. Ancak, bu iki ülkede 20'den fazla laboratuvarda tanı amaçlı bu testler yapılabiliyor. Türkiye'de de böyle bir uygulamaya gidilmesinde yarar var. Yeterli donanıma sahip üniversite hastaneleri tanı amacıyla bu testi kontrol edilerek yapabilmeli. Elbette her önüne gelen yapmamalı. Mikrobiyoloji Anabilim Dalları bu testi klinisyenin uygun gördüğü durumlarda test yapabilmeli. Bu sayede hem hastaların çok daha erken tanısı mümkün olacak hem de gereksiz ilaç kullanımı önlenecek. Biz bu testi 4 saat içinde sonuç veriyoruz.

Sağlık Bakanlığı H1N1 gibi birçok virüse, başka bakteriye moleküler testleri uygulayan deneyimli, donanımlı hastanelere bu yetkiyi vermeli, çalışma olanağı sağlamalı. Bu testi rahatlıkla yapabiliriz.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!