İdam mesajı: 16 Nisan'dan sonra meclis gereğini yapacaktır

Güncelleme Tarihi:

İdam mesajı: 16 Nisandan sonra meclis gereğini yapacaktır
Oluşturulma Tarihi: Mart 18, 2017 23:03

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Çanakkale Zaferi’nin 102. yıldönümü nedeniyle dün Çanakkale 18 Mart Stadyumu’nda gerçekleştirilen törende “Şu anda karşımda şehit aileleri var.16 Nisan’dan sonra parlamento inanıyorum ki idam talebinizin de gereğini yapacaktır. Bu bana geldiği zaman tereddütsüz onaylarım. George ne diyecek, Hans ne diyecek hiçbiri bizi ilgilendirmez” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında özetle şunları söyledi:

Haberin Devamı

YA ŞEHİT OL YA GAZİ...
“Çanakkale Deniz Zaferimizin 102. Yıldönümü’nü idrak ettiğimiz bu günde tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle yad ediyorum. Yıllar gelip geçiyor, ama şehitler tepesi boş kalmıyor… Dün analar babalar ‘Ya şehit ol, ya gazi’ diyerek Çanakkale’ye gönderiyorlardı, bugün terör örgütlerinin üzerine gönderiyorlar, Suriye’ye gönderiyorlar. Türk milleti işte böyle bir millettir. Vatanı bayrağı ezanı, istiklali ve istikbali söz konusu olduğunda gözü hiçbir şeyi görmez. 

KAOS ÜRETEN SİSTEM
Darbelerin, krizlerin, kaosların sebebi olan istikrarsızlığı üreten mevcut sistem yerine, dünyanın en gelişmiş ülkelerindeki yönetim sistemine geçiyoruz. Bunun adını Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak koyduk ve işte milletimizin huzuruna getirdik. Bu sistem öyle tercüme filan da değildir. Yerlidir, millidir.  

NE GEREK VAR DİYENLER
Bizim gayemiz Çanakkale’de yedi düvele meydan okuyan dönemin en modern ordularını dize getiren ecdadımıza layık olabilmektir. Çanakkale Savaşlarını bilmeyen, oradaki ruhu, heyecanı, azmi, kararlılığı kalbinde hissetmeyen hiç kimsenin yüreği bu ülke için, bu millet için çarpmaz. Ülkemizde böyle bir kesim her zaman olmuştur. Bundan bir asır önce de kahraman askerlerimiz Çanakkale sırtlarında, kıyılarında düşmana dünyayı dar ederken, birileri ‘Bu savaşa ne gerek var’ havasındaydı.  Tıpkı bugün ‘Suriye’de ne işimiz var, Irak’ta ne işimiz var, Balkanlar’da, Kafkaslar’da, Afrika’da ne işimiz var’ diyenler gibi.   Geçtiğimiz 14 yılda telafi edebileceğimiz kadar zararı telafi ettik. Ama ne yaparsak yapalım iş geliyor bir yerde tıkanıyor. 2007 yılını hatırlayın. Türkiye büyümesiyle, kalkınmasıyla, yatırımlarıyla gayet güzel yolunda ilerlerken birden karşımıza olmadık bir engel çıkardılar. Meclis’te bize cumhurbaşkanı seçtirmek istemediler. 367 gibi akıl mantık dışı bahaneyle Meclis’i kilitlediler. Biz de çözümü millete gitmekte bulduk.  

KAÇINILMAZ DEĞİŞİM 
Bunun bedeli olarak da tuttular o zaman başında bulunduğum partiye kapatma davası açtılar. 2011 seçimlerinde gelin ülkemizi yeni bir anayasaya kavuşturalım dedik; ona da karşı çıktılar. 2013 yılından itibaren yaşadığımız her hadise artık köklü bir değişimin kaçınılmaz olduğunun habercisiydi. 17-25 Aralık’ta girişilen emniyet-yargı darbesi gücünü ve yetkisini milletten almayan bir çetenin ürünüydü. Milletimizin desteği ile bu saldırıyı püskürttük. Bu defa diğer terör örgütlerini devreye soktular. DEAŞ denilen cani örgüt, diğer yandan PKK kanlı eylemlere girişti.  

HEPSİ HESAP VERİYOR
Ülkemize yönelik tüm saldırıları boşa çıkanlar 15 Temmuz’da bu defa kanlı bir darbe girişimiyle hedefe ulaşmak istediler. Milletimiz o gece tarihimizin en büyük kıyamlarından birini gerçekleştirerek FETÖ ihanet çetesi mensuplarını derdest etti. Şimdi hepsi mahkemelerde hesap veriyor. Yakalandıklarında itiraf ettikleri ne varsa şimdi hepsini inkar ediyorlar. İstedikleri kadar inkar etsinler, ortada 249 vatandaşımızın şehadeti, 2 bin 193 vatandaşımızın yaralanması var. Ortada işgal edilmek istenen bir ülke var. Hepsi de suçüstü yakalandı. Milletimiz müsterih olsun o katiller ve onları destekleyen kim varsa hak ettikleri cezayı alacaklar.

YARASALAR İSTEMİYOR DİYE
Şu anda karşımda şehit aileleri var, gazi aileleri var. Hiç merak etmeyin 16 Nisan’dan sonra parlamento inanıyorum ki inşallah onlarla ilgili idam talebinizin de gereğini yapacaktır. Bu bana geldiği zaman tereddütsüz onaylarım. George ne diyecek? Hans ne diyecek? Şu ne diyecek? Hiçbirisi bizi ilgilendirmez. Halkım ne diyecek? Hak ne diyecek?  Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin siyasetten ekonomiye, diplomasiden yatırımlara kadar her alanda yeni Çanakkale zaferlerinin yolunu açacağını iyi biliyorlar. Beyhude uğraşıyorlar. Yarasalar istemiyor diye güneş doğmaktan vazgeçmez. Türk milletinin yeniden dirilişi kaçınılmazdır.”

YAZIKLAR OLSUN SİZE
YENİ yönetim sistemini yurtiçinde ve yurtdışında milletimize anlatmak üzere çalışmalara başladığımızda karşımızda garip bir tablo bulduk. Baktık ki terör örgütlerinin hepsi bir olmuş karşı çıkıyor. Ana muhalefet partisi de karşı çıkıyor. Hollanda’nın yönetimi benim Dışişleri Bakanımın uçuş iznini iptal ediyor. Benim bayan bakanımı Hollanda’ya sokmuyor. Atlarını, itlerini benim oradaki vatandaşlarımın üzerine salıyor. Almanya’nın Şansölyesi de onun yanında yer aldığını söylüyor, yazıklar olsun size. Bunların birbirinden farkı yok, al birini vur öbürüne. 16 Nisan’da benim milletim, Batı’nın bu yanlış tavırlarına karşı en güzel cevabı inşallah sandıkta demokratik bir şekilde verecektir. Yurtdışında 3 milyona yakın seçmenimiz var. Bunları engellediler. Varsın engellesinler. Almanyasıyla, Hollandasıyla, Avusturyasıyla, İsviçresiyle, Belçikasıyla, Danimarkasıyla kim olursa olsun biliniz ki Cumhurbaşkanınız her zaman dik durdu, bundan sonra da dik duracak.

İLK DEĞİL SON DEVLETİMİZDİR
TÜRKİYE  Cumhuriyeti ilk değil, son devletimizdir. Dolayısıyla Osmanlı da bizimdir, Selçuklu da bizimdir, binlerce yıllık tarihimizde gelip geçmiş tüm devletler bizimdir. Devleti yaşatmanın yolu insanı yaşatmaktan, insanı yaşatmanın yolu da onun kendisini huzur içinde, güven içinde hissetmesini sağlamaktan geçiyor. Bu ülke geçmişte önceliği insanı yaşatmaya vermek yerine kendi saplantılarının esiri olan bir anlayış yüzünden çok bedel ödedi.

BAKMADAN GEÇME!