Hüsrana uğramış bir hayal

Güncelleme Tarihi:

Hüsrana uğramış bir hayal
Oluşturulma Tarihi: Mart 30, 2005 00:00

DÜN öğle saatlerinde eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’dan dolaylı bir mesaj aldım.Mesajın özeti şuydu:‘Benim adımın Leyla Zana ile yan yana telaffuz edilmesinden üzüntü duydum.’Karadayı Paşa’nın hassasiyetini anlıyorum.Yıllarca PKK teröristi ile savaşmış bir komutan, Öcalan’ın annesinin, kardeşinin elini öpen bir siyasetçi ile yan yana görünmek istemiyor.O nedenle bu hassasiyetini, sizlere iletiyorum.* * *Ama benim de söyleyeceklerim var.Yazımda, altını çize çize anlatmak istediğim şey de işte buydu.‘Yan yana yaşayamama’ sendromu.Türkiye geçmişte çok elim olaylar yaşadı.30 bine yakın insanımız bu olaylarda hayatını kaybetti.Şimdi önümüzde cevap bekleyen çok, ama çok acil bir soru var.Geçmişe takılıp bu öfkeyi, bu küskünlüğü taşımaya devam mı edeceğiz?Yoksa geleceği kurtarmaya mı çalışacağız?Eğer geleceği kurtarmak istiyorsak, aşmamız gereken birinci engel, işte yukarda anlattığım psikoloji olmalı.Bu hafta başında TESEV’in Türkiye ve Ermenistan’da yaptırdığı anketin sonuçlarını okuduk.İki ülkenin halkı kızlarının veya oğullarının öteki halktan biriyle evlenmesine iyi gözle bakmıyor.Yani ‘yan yana görünmek’ bile hoşuna gitmiyor. Hadi orası Ermenistan ve arada tarihte yaşanan bir trajedi var.* * *Peki ya bizler?‘İsmim onunla yan yana görünmesin’ duygusu...Bunu nasıl aşacağız?Ben işte bu sorunun cevabını arıyorum.Yoksa, Karadayı Paşa ile Zana’nın aynı partide birlikte siyaset yapacağına inanacak kadar sosyoloji cahili değilim.Sadece bunu hayal edebilecek kadar umutlu olmak istiyorum.Anlatmak istediğim tek şey buydu.Demek ki muvaffak olamamışım...* * *Zaten sıkıntım da bu noktada iyice büyüyor.Toplumun ana gövdesini oluşturan insanlar, bu bir arada yaşama duygusuna sahip olmadığı zaman, meydan azgın azınlıkların yaygarasına kalıyor.Aklın ve beraberlik duygusunun terk ettiği bu alanı etnik, şoven, dinci fanatizm dolduruyor.Ben se fanatizmi hüsrana uğratacak hayaller kurmak istiyorum.Hiç kuşkunuz olmasın kurmaya da devam edeceğim.İşte böyle bir yandan düş kırıklığına uğruyorum.Ama bir yandan da umutlarımı artıran gelişmeleri görüyorum.Dün, Hürriyet’in ‘Kelebek’ ekinde Ömür Gedik, ‘Gelibolu’ filmiyle ilgili çok ilginç bir bilgi verdi.Tolga Örnek’in yönettiği ‘Gelibolu’ belgeseli, vizyona girdiği günden beri büyük bir gişe başarısı elde etmiş.Filmi izleyen insan sayısı 300 bin kişiyi geçmiş.Çanakkale Savaşı, tarihimizin en önemli direniş noktalarından biridir.Demek ki bu ülkenin insanları bu savaşın ideallerine sahip çıkıyor.O savaşta Osmanlı İmparatorluğu’nu ve bugünün Türkiye’sini oluşturan insanların hemen hepsi çarpıştı.Onlar içinde Türk’ü, Kürt’ü, Rum’u, Yahudi’si vardı.* * *Türkiye, geçmiş 30 yılında, kendini birleştiren değil, bölen duyguların esiri oldu.1960’lı, 70’li yıllarda, ‘komünist-faşist’, 1980’li, 90’lı yıllarda ‘Türkçü-Kürtçü’, ‘dinci-laikçi’ kamplaşmaları neredeyse 35-40 yılımızı aldı götürdü.Ben diyorum ki, bir kere de bizi bölen değil, birleştiren, yan yana oturtan duygular topluma hákim olsun.Yani bunun hayalini kuruyorum.Çok mu naifim? Çok mu safım?Ne yapayım, başka türlü olamıyorum...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!