Hürriyet'e mektuplar

Güncelleme Tarihi:

Hürriyete mektuplar
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 08, 2002 01:51

Papaz değil imam karısı olsaydı

GAZETENİZDE
çıkan ‘‘Papazın karısı’’ ile ilgili haberleri üzüntüyle okudum. Orda burda bu tarzda atan tutan adamları hep görürüz de, bu seviyesiz atışların günlük gazetemizde yarım sayfa seri haber olarak çıkmasına anlam veremedim. Bilmiyorum, Yunanistan'dan kaçıp, camiye sığınan bir adamın Türkiye'de imamların hanımları arasında makbul olması haberini Yunanistan'ın en saygın gazetesinde okusak tepkimiz ne olurdu?

Lütfen hem biz okurlarınıza, hem komşumuza biraz saygı.

Dr. Kasım KAZBAY

EDİTÖRÜN NOTU: Okurumuzun sözünü ettiği tür haberler, Türk basınında geçmiş yıllarda yayımlanmıştı.



Röntgenini AİHM istemedi

6
Mayıs'ta yayımladığınız ‘‘AİHM Raporu İçin Röntgeni Çekildi’’ başlıklı yazıyla ilgili olarak, aşağıda belirtilen hususların açıklanmasında yarar görülmüştür. İmralı Kapalı Cezaevi hükümlüsü Abdullah Öcalan'ın, kendisini muayene eden iç hastalıkları uzmanının talebi üzerine, İl Sağlık Müdürlüğü'nce sağlanan röntgen cihazıyla cezaevinde akciğer grafikleri çekilmiştir. Hükümlünün röntgeninin AİHM’in raporu için çekildiği haberi gerçekleri yansıtmamaktadır.

Ali Suat ERTOSUN

Hákim Bakan a. Genel Müdür



Elçinin adı yanlış

İTALYA'
nın Ankara Büyükelçisi'nin adı, 1 Temmuz 2002 tarihli sayınızın 21. sayfasında yazıldığı gibi Roberto Suro değil, Vittorio Surdo'dur. Düzeltmenizi ve Cinnah Fısıltıları'nı yazanları uyarmanızı bekleriz.

Selçuk BATUR/İSTANBUL

EDİTÖRÜN NOTU:

Cinnah Fısıltıları'nı kaleme alan arkadaşlarımız, bu hatanın teknik bir nedenden kaynaklandığını bildirdiler. İtalya'nın Ankara Büyükelçisi'nin ismi Vittorio Claudio Surdo'dur. Özür dileriz.



Datça Kaymakamı'nın açıklaması

16
Mayıs tarihinde yayımladığınız ‘‘Bir Haber Yazdı, Hayatı Karardı’’ başlıklı şahsımı suçlayıcı haberinizi üzülerek okudum.

Bu haber, DHA muhabiri Sinan Kara'nın söz ve yorumlarına dayanan araştırılmamış bir haberdir. Kaymakam ve bağımsız çalışan yargı organlarının, savcı ve hákimlerin işbirliği yapmak suretiyle Sinan Kara hakkında kamu ve yargı gücünü kullanarak keyfi uygulamalar yaptıkları, birkaç gün içinde cezaya çarptırdıkları iddiası gülünçtür.

Kaymakam olarak Sinan Kara'nın mahkûmiyeti için adliyeye dilekçe yazmadım, savcı ve hákimleri bu davalar konusunda etkilemem de söz konusu değil.

Zaten bu yargıya müdahale olarak değerlendirileceğinden dolayı mümkün de değildir. Ayrıca fakirlere yemek adı altında protokol ve siyasi parti yöneticilerine Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'ndan yemek verdiğim iddiası da asılsızdır, hesaplar ibra edilmiştir.

Savaş TUNCER

Kaymakam



Ben masumum

22 Haziran tarihli gazetenizde benimle ilgili bir haber okudum. Haberin başlığında ‘‘10 Milyona 8 Yıl’’ yazıyordu. İnanın ki bu haberi okuyunca çok üzüldüm. Çünkü ben Yargıtay'da benim aleyhime böyle bir karar verildiğinden habersizdim. Umutlarım yüksek mahkemenin gerçekleri anlayacağı ve üzerime atılan suçun bir iftiradan oluştuğuna karar vereceği yönündeydi.

Efendim, bilmiyorum benim dosyam hakkında bilgi sahibi misiniz? Ama inanmanızı istiyorum ki, ben böyle bir suç işlemedim. Bir tartışma sonucu kız arkadaşımı o anın siniri ve öfkesiyle istemeyerek tokatlamıştım. Ama kesinlikle ne çantasına el uzattım, ne de parasını veya eşyasını aldım.

Ben adalet önünde, iftiraya uğradığımı ve suçsuz olduğumu kanıtlayamadım. Ekonomik durumum iyi değil, hukukçulardan yardım istiyorum.

Hakkı AKYOL

Denizli Kapalı Cezaevi İşçi Koğuşu



AB karşıtı cepheye imza vermedim

9 Haziran tarihli gazetenizde, ‘‘AB Karşıtı Cephe’’ haberinde 130 imzalı ‘‘Türkiye Cumhuriyeti'ni Kuran Türk Ulusuna Çağrı’’ başlıklı gazete ilanında, öğretim üyeleri arasında benim de adım geçmektedir.

Böyle bir bildiri ve ilandan haberim olmadığı gibi, bunun için bir imza da vermiş değilim. Durumun bu şekilde düzeltilmesi için gereğini saygılarımla rica ederim.

Prof. Dr. Ahmet ARSLAN

Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü



Şehit Binbaşı'nın katili

10 yıllık bir Hürriyet okuruyum. Geçenlerde ‘‘İsrail, Binbaşının Katilini Öldürdü’’ başlıklı bir haber yayımladınız. İddiasında bulundu denilemez miydi? Bülent YILMAZ

EDİTÖRÜN NOTU: Açıklamayı, İsrailli resmi makamlar yaptı.



OKURLARIMIZDAN KISA KISA

CEM SELÇUK: Gazetenizin boyutları çok büyük ve toplu taşıma araçlarında okumak imkánsız. Bunu, bir de küçük boy basamaz mısınız? Gençler buna ilgi gösterebilir.

GÖKHAN KARAHAN: Bazı spor yazarlarınızın Uzakdoğulu insanlara ‘‘çekik gözlüler’’ diye hitap etmesini, düzeyli gazetenize yakıştıramıyorum.

NURDAN ÖZTÜRK: Lütfen artık Sayın Ecevitler'in özel hayatıyla ilgili başlıklarınızı değiştirin. İnsanların özel hayatı sizlerin malzemesi değildir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!