Hürriyet'e mektuplar
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Haziran 03, 2002 01:35
Haber doğruysa tekzip yayımlanmaz
3 Aralık tarihli gazetemizde yer alan ‘‘İlaç Yazan Doktora Nataşalı Promosyon’’ başlıklı haberle ilgili olarak İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Fatih Sürenkök, tekzibinin yayımlanmaması gerekçesiyle gazetemizi Basın Konseyi'ne şikáyet etti. Basın Konseyi Yüksek Kurulu, Sürenkök'ün şikáyetini ‘‘yersiz’’ buldu ve doğru bir haber hakkında tekzip yayımlanmasına gerek olmadığını belirterek şu açıklamayı yaptı:
Haberde, İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Aşkın Demirci'ye atfen, ‘‘Bazı ilaç firmaları, kendi ilaçlarını yazan doktorları, Nataşalı hafta sonu tatilleriyle ödüllendiriyor. En çok yurtdışı kongre masraflarının üstlenilmesi, bilgisayar, televizyon, elektronik cihazlar gibi hediyeler veriliyor. Ancak son zamanlarda bize ulaşan bilgiler artık sınırların nerelere kadar zorlandığını ortaya koydu. Bu sektörde Nataşa promosyonu bile yapıldığı bilgisi Tabip Odası'na ulaştı. Bazı hekimlere Kuşadası'nda Rus kadınlarla hafta sonu tatili bile teklif edildi’’ ifadeleri geçmektedir.
İzmir Tabip Odası, DHA muhabiri Nesrin Coşkun imzalı haberin aynı tarihte Milliyet, Radikal ve Posta gazetelerinde yayınlandığını, ancak gönderdikleri tekzip metninin bu gazetelerde yer aldığı halde Hürriyet Gazetesi'nde yer almadığını, bu nedenle üç gazete hakkındaki şikáyetlerini geri aldıklarını, Hürriyet'le ilgili şikáyetlerinde ise ısrarlı olduklarını bildirmiştir.
Basın Konseyi Yüksek Kurulu, haberin doğru olması durumunda tekzip hakkı doğmayacağı, dolayısıyla gönderilen metnin yayınlanmamasının Basın Meslek İlkeleri'ne aykırı sayılmayacağı sonucuna varmış ve Hürriyet Gazetesi hakkında ‘‘şikáyetin yersizliğine’’ oybirliğiyle karar vermiştir.
Açık adres vermeyin
MÜVEKKİLİMİZ Cemile Aslı Üstünkaya hakkında toplumsal haberlerin gazetelerinizde yer aldığı maddi bir vakıadır.
Ancak haber niteliğindeki vakıalar aktarılırken müvekkilimin açık adresinin verilmesi, bazı suiniyetli kişiler için hedef gösterilmesi anlamına gelebilir. Bu konu üzerinde hassasiyetle durulmasını rica ederiz.
C.Aslı ÜSTÜNKAYA
Vekili
Av. Zehra Şahin
23 Nisan belgesi ve teşekkür
‘‘23 Nisan Hürriyeti’’nden dolayı yolladığınız belge çok güzeldi. Onu çerçevelettirip asacağım. Onun için size çok teşekkür ediyorum. Benim o dostluk ile ilgili yazdığım makale burada bir gazetede yayımlandı. Ve gazetenizle karşılaştırıldığında benimkinin daha iyi olduğu açıklandı. Benim için bir gün düzenlendi. Bizim sınıfta herkes dostluk yemini etti. Size o güzel belgeyi gönderdiğiniz için yine çok teşekkür ederim. Sizden yaşımı büyük gösterdiğim için de (14 yazmıştım) çok özür dilerim. Yayın hayatınızda başarılar.
Bekir SARITAŞ
İzmir devrimi fetvaya girdi
EFENDİM, ‘‘İzmir devrimi fetvaya girdi’’ hakkında yazmak istiyorum. Verilen kararlar ne hanımefendinin cenazesiyle ilgili, ne de reformla.
Çünkü bu kararları, ilmihal kitaplarında da görebilirsiniz. Ama dini bilgileri zayıf olanlar, bu fetvaların yeni olduklarını zannedebilirler. Bu fetvalar reform değil, Kuran ve sünnetin bizlere gösterdiği yoldur. Siz manşetten verince, sanki Kuran ve sünnetin dışına çıkıldığı zannediliyor.
Ramazan CANÇEKER
Buket Saygı'nın üstsüz fotoğrafı
SAYIN editör! 27 Mayıs tarihli gazetenizin son sayfasında ‘‘Evlilik Yaz Sonunda’’ başlıklı haberde, manken Buket Saygı'nın tek göğsü dışarda fotoğrafını yayımlamışsınız. Acaba bu bayan, defilelerde ve yollarda hep böyle yarı çıplak mı dolaşıyor ki normal giyimli fotoğrafını yayımlamamışsınız.
Saygı ve dostça sevgilerimle.
Hakverdi TURHAL
Bir intihar haberi ve eleştiri
11 Mayıs tarihli Cumartesi ekinizin bulmacasında okuduğum yazı beni şaşkınlığa uğrattı. Çocuklarına süt alamadığından dolayı intihar eden bir anne için ‘‘ışığa koştu’’ ibaresi kullanılmıştı. Bu tanım kullanılırsa, bu anne, geçim sıkıntısı çeken ve sorunlarına çözüm bulamayan her anne için bir kahraman olur. Bu bizim en son isteyeceğimiz şeydir. Bebeğine süt alamayan anne, bir dram teşkil eder. Anne yapabileceği en yanlış şeyi yapmış ve yaşamına son vermiştir. Ve çocukları için gerçekleştirebileceği en kötü davranışı sergilemiştir. Altı çizilmesi gereken budur.
Ali DEMİRCİ
Psikolojik Danışman
OKURLARIMIZDAN KISA KISA
ATİLLA KADIKÖY: Yabancı yayınlardan aldığınız yazıları, içine yorum katmadan olduğu gibi tercüme etmenizi istiyorum. Tabii ki Paris Metrosu'ndaki olayı bu konum içinde saymıyorum.
MUSTAFA BAYSAN: Zaman zaman yaşanan talihsiz hayvan ölümlerinde ölen hayvanın kanlı-yaralı fotoğraflarını yayımlamamanızı rica ediyorum. İlginize şimdiden teşekkür ederim.
3 Aralık tarihli gazetemizde yer alan ‘‘İlaç Yazan Doktora Nataşalı Promosyon’’ başlıklı haberle ilgili olarak İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Fatih Sürenkök, tekzibinin yayımlanmaması gerekçesiyle gazetemizi Basın Konseyi'ne şikáyet etti. Basın Konseyi Yüksek Kurulu, Sürenkök'ün şikáyetini ‘‘yersiz’’ buldu ve doğru bir haber hakkında tekzip yayımlanmasına gerek olmadığını belirterek şu açıklamayı yaptı:
Haberde, İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Aşkın Demirci'ye atfen, ‘‘Bazı ilaç firmaları, kendi ilaçlarını yazan doktorları, Nataşalı hafta sonu tatilleriyle ödüllendiriyor. En çok yurtdışı kongre masraflarının üstlenilmesi, bilgisayar, televizyon, elektronik cihazlar gibi hediyeler veriliyor. Ancak son zamanlarda bize ulaşan bilgiler artık sınırların nerelere kadar zorlandığını ortaya koydu. Bu sektörde Nataşa promosyonu bile yapıldığı bilgisi Tabip Odası'na ulaştı. Bazı hekimlere Kuşadası'nda Rus kadınlarla hafta sonu tatili bile teklif edildi’’ ifadeleri geçmektedir.
İzmir Tabip Odası, DHA muhabiri Nesrin Coşkun imzalı haberin aynı tarihte Milliyet, Radikal ve Posta gazetelerinde yayınlandığını, ancak gönderdikleri tekzip metninin bu gazetelerde yer aldığı halde Hürriyet Gazetesi'nde yer almadığını, bu nedenle üç gazete hakkındaki şikáyetlerini geri aldıklarını, Hürriyet'le ilgili şikáyetlerinde ise ısrarlı olduklarını bildirmiştir.
Basın Konseyi Yüksek Kurulu, haberin doğru olması durumunda tekzip hakkı doğmayacağı, dolayısıyla gönderilen metnin yayınlanmamasının Basın Meslek İlkeleri'ne aykırı sayılmayacağı sonucuna varmış ve Hürriyet Gazetesi hakkında ‘‘şikáyetin yersizliğine’’ oybirliğiyle karar vermiştir.
Açık adres vermeyin
MÜVEKKİLİMİZ Cemile Aslı Üstünkaya hakkında toplumsal haberlerin gazetelerinizde yer aldığı maddi bir vakıadır.
Ancak haber niteliğindeki vakıalar aktarılırken müvekkilimin açık adresinin verilmesi, bazı suiniyetli kişiler için hedef gösterilmesi anlamına gelebilir. Bu konu üzerinde hassasiyetle durulmasını rica ederiz.
C.Aslı ÜSTÜNKAYA
Vekili
Av. Zehra Şahin
23 Nisan belgesi ve teşekkür
‘‘23 Nisan Hürriyeti’’nden dolayı yolladığınız belge çok güzeldi. Onu çerçevelettirip asacağım. Onun için size çok teşekkür ediyorum. Benim o dostluk ile ilgili yazdığım makale burada bir gazetede yayımlandı. Ve gazetenizle karşılaştırıldığında benimkinin daha iyi olduğu açıklandı. Benim için bir gün düzenlendi. Bizim sınıfta herkes dostluk yemini etti. Size o güzel belgeyi gönderdiğiniz için yine çok teşekkür ederim. Sizden yaşımı büyük gösterdiğim için de (14 yazmıştım) çok özür dilerim. Yayın hayatınızda başarılar.
Bekir SARITAŞ
İzmir devrimi fetvaya girdi
EFENDİM, ‘‘İzmir devrimi fetvaya girdi’’ hakkında yazmak istiyorum. Verilen kararlar ne hanımefendinin cenazesiyle ilgili, ne de reformla.
Çünkü bu kararları, ilmihal kitaplarında da görebilirsiniz. Ama dini bilgileri zayıf olanlar, bu fetvaların yeni olduklarını zannedebilirler. Bu fetvalar reform değil, Kuran ve sünnetin bizlere gösterdiği yoldur. Siz manşetten verince, sanki Kuran ve sünnetin dışına çıkıldığı zannediliyor.
Ramazan CANÇEKER
Buket Saygı'nın üstsüz fotoğrafı
SAYIN editör! 27 Mayıs tarihli gazetenizin son sayfasında ‘‘Evlilik Yaz Sonunda’’ başlıklı haberde, manken Buket Saygı'nın tek göğsü dışarda fotoğrafını yayımlamışsınız. Acaba bu bayan, defilelerde ve yollarda hep böyle yarı çıplak mı dolaşıyor ki normal giyimli fotoğrafını yayımlamamışsınız.
Saygı ve dostça sevgilerimle.
Hakverdi TURHAL
Bir intihar haberi ve eleştiri
11 Mayıs tarihli Cumartesi ekinizin bulmacasında okuduğum yazı beni şaşkınlığa uğrattı. Çocuklarına süt alamadığından dolayı intihar eden bir anne için ‘‘ışığa koştu’’ ibaresi kullanılmıştı. Bu tanım kullanılırsa, bu anne, geçim sıkıntısı çeken ve sorunlarına çözüm bulamayan her anne için bir kahraman olur. Bu bizim en son isteyeceğimiz şeydir. Bebeğine süt alamayan anne, bir dram teşkil eder. Anne yapabileceği en yanlış şeyi yapmış ve yaşamına son vermiştir. Ve çocukları için gerçekleştirebileceği en kötü davranışı sergilemiştir. Altı çizilmesi gereken budur.
Ali DEMİRCİ
Psikolojik Danışman
OKURLARIMIZDAN KISA KISA
ATİLLA KADIKÖY: Yabancı yayınlardan aldığınız yazıları, içine yorum katmadan olduğu gibi tercüme etmenizi istiyorum. Tabii ki Paris Metrosu'ndaki olayı bu konum içinde saymıyorum.
MUSTAFA BAYSAN: Zaman zaman yaşanan talihsiz hayvan ölümlerinde ölen hayvanın kanlı-yaralı fotoğraflarını yayımlamamanızı rica ediyorum. İlginize şimdiden teşekkür ederim.