Hürriyet'e mektuplar

Güncelleme Tarihi:

Hürriyete mektuplar
OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 28, 2003 00:00

Bir olay ve bir isyanGEÇTİĞİMÄ°Z günlerde gazetenizdeki bir haber ve bu haber ile ilgili ‘‘Okur Temsilcisinin Notu’’, beni uzun zamandır size yazmayı düşündüğüm bu mektup için cesaretlendirdi.Hürriyet'e ve Kanal D'ye bugüne kadar ‘‘kamu yararı olmayan’’ haberlerde göstermiÅŸ oldukları duyarlılıklar için teÅŸekkür ediyorum.- KiÅŸilik haklarımıza saldırmadınız.- Yalan haber yapmadınız.- Yargısız infaz yapmadınız.- Özel mülke girip, izinsiz çekim yapmadınız.- Çok özel fotoÄŸrafları gazete, dergi ve televizyonlarınızda yayınlamadınız.- Hastanede tedavi olurken, ‘‘kaçtı’’ diye haber yapmadınız.Ä°yi ki varsınız. Size minnettarlığımı sunmayı bir borç biliyorum.11.10.2002 tarihinde oÄŸlum Murat Savyer ile eÅŸi Åžerife Savyer bunalıma girerek intihara kalkışmışlardı. Gelinim ne acıdır ki vefat etmiÅŸ, oÄŸlum ise ölümün eÅŸiÄŸinden dönmüştü. Bu olayla ilgili olarak bazı gazetelerde neredeyse tam sayfa, itham edici ‘‘Jülyet Öldü, Romeo Kaçtı’’ baÅŸlıkları yer aldı.Bazı dergiler olayı, tamamen uydurma bilgilerle, çok özel fotoÄŸrafları seçerek yayınladılar. Televizyon kanalları da haberi dakikalarca verdiler. Bir TV istasyonu o kadar ileri gitti ki, daha olayın başında tamamen yargısız infaz yaparak ‘‘planlı bir cinayettir’’ dedi.Bütün bu yayınlar tek taraflı, çarpıtılarak, evime izinsiz girip çekim yapılarak, nikáh kasetleri izinsiz gösterilerek, çocuklarımızın çok özel fotoÄŸrafları kullanılarak, mezar başı çekimleri gelinimizin ailesi tarafından yönlendirilerek yargısız infaz biçiminde yapıldı. Biz ise bu süreç içinde yargıyı etkilememek için hep sustuk, sustukça sindirildik.Türkiye bir hukuk devletidir. Benim bildiÄŸim, suçu hukuken sabit olana kadar herkes masumdur. Bu sahipsiz ülkede aylardır cehennemi yaşıyoruz. Kendimizi toplum dışına itilmiÅŸ hissediyoruz.Bu yayınlar bize çok zarar verdi, çok bunaldık, yaÅŸamak için tek nedenimiz oÄŸlumuz. Maddi sıkıntılarımızı giderebilmek için, doÄŸup büyüdüğüm Heybeliada'daki evimi ve oturduÄŸumuz evimizi sattık.Bugüne kadar konuÅŸmadık, iki sebebi vardı.Birincisi, gelinimiz ölmüştü, acı ve saygı duyuyorduk. Ä°kincisi, dava daha baÅŸlamamıştı.Bir kısım medyanın kötü, haksız ve tek taraflı yönlendirmesi ile olaydan 7 ay sonra oÄŸlum sanık olarak tutuklandı ve dava bu ÅŸekilde görülecek. En azından ilk duruÅŸmaya kadar. Ä°ki kiÅŸi intihar eder, biri yaÅŸarsa, diÄŸerinin suçu yaÅŸamak oluyor. Kanun böyleymiÅŸ.Zuhal SAVYERKadıköy-Ä°STANBULÇok güzel ve süper sporcuGEÇTİĞİMÄ°Z günlerde spor sayfasında atılan bir baÅŸlığın anlamını çözemedim. BaÅŸlık şöyle: ‘‘Hem Çok Güzel, Hem de Süper.’’ Yazıda sporcunun, filenin Michael Jordan'ı kabul edildiÄŸini, en deÄŸerli oyuncu seçildiÄŸini, dünyaca ünlü olduÄŸunu öğreniyoruz ama baÅŸlıkta sporcu özellikleri boÅŸaltılarak ‘‘güzel olduÄŸu’’ yazılıyor. Ãœst baÅŸlıkta ise ‘‘boyu’’ öne çıkarılıyor. Memleketimizde ‘‘güzellik’’ (kadın güzelliÄŸi elbette), ‘‘süperlikle’’ birleÅŸtiÄŸinde akla gelen ilk ÅŸey ‘‘süper modellik’’, ‘‘süper güzellik’’ olabiliyor. Sporcu, aÄŸzıyla kuÅŸ tutsa ‘‘güzel olmaktan, güzel anılmaktan’’ kurtulamıyor. Sporcu kadınlar, aynı sporcu erkekler gibi bedenlerini ‘‘spor yapmak üzere’’ sergiliyorlar. Ama bizim memlekette kadınsanız ‘‘hem güzel, hem baÅŸarılı’’ olmak zorunda ‘‘görülüyorsunuz’’. Becerileriniz bedeninizin önüne geçemiyor. Çünkü görenler ‘‘erkek gözlerine sahip’’.Mine K.TEMSÄ°LCÄ°NÄ°N NOTU Okurumuzun bu ÅŸikáyetini Spor Ä°stihbarat Åžefi Mehmet Arslan, ‘‘Eczacıbaşı'nın transfer ettiÄŸi dünyanın en ünlü voleybolcularından Barbara Ruziç gerçekten ‘süper' ama aynı zamanda da ‘güzel' bir sporcuydu. BaÅŸlıktaki ‘süper' kelimesi okurumuzun iddia ettiÄŸi gibi özellikle Ruziç'in güzelliÄŸini vurgulamak için deÄŸil, sporcu özelliÄŸini tanımlamak için kullanıldı. Ruziç'in, sporcu özelliÄŸinin içi boÅŸaltılmadı, tam tersine onun güzelliÄŸiyle bütünleÅŸtirildi’’ diye yanıtladı.Ancak haberle ilgisi olmadığı sürece insanların fiziksel ve diÄŸer özelliklerinin yazılmaması günümüz çaÄŸdaÅŸ Batı gazetelerinin uyguladığı bir ilke. Yani eÄŸer haber konusuyla doÄŸrudan bir ilgisi yoksa, bir insanın güzel veya çirkin olduÄŸu, dini, ırkı, fiziksel özelliklerinin belirtilmemesi gerekir.Kırkpınar ve eÅŸcinsellik25 Temmuz Cuma günü yayımladığınız ‘‘EÅŸcinseller Kırkpınar'a KoÅŸuyor’’ baÅŸlıklı haberinizi kınıyorum. Ben de bir yaÄŸlı güreşçiyim. 1993-1994 senelerinde orada güreÅŸ yaptım. Dedem de, babam da yirmiÅŸer yıl yaÄŸlı güreÅŸ yapmıştı. Biz 650 yıllık geleneÄŸe sahip olan Kırkpınar'ı uluslararası yapmaya çalışıyoruz.Bir Ä°ngiliz gazetesi yazdı diye, Kırkpınar'ı eÅŸcinsellikle bir araya getirmemeniz gerekirdi. Aklımıza böyle bir ÅŸey sokulmamalıydı. Çünkü cinsellik, çok tehlikeli bir boyut. Ben orada güreÅŸirken, 650 yıllık geleneÄŸin içinde bulunmaktan onur duydum. Ben güreÅŸirken bir eÅŸcinsel beni seyredip, beÄŸenecek diye düşünmedim.Artık Kırkpınar'a gelecek 20-30 yaÅŸlarındaki güreşçiler, seyircinin yüzüne bakarken bile utanacak. 5-6 ay önce yine buna benzer bir haber çıkmıştı. Bu tür haberler, bizim geleneÄŸimizi zayıflatmaktan baÅŸka iÅŸe yaramıyor.Japonların Sumo güreÅŸi var. Onların kıyafetleri daha tuhaf. Ama kimsenin aklına eÅŸcinselleri tahrik ediyor diye bir ÅŸey geliyor mu?Voleybolcu kızlar mayo giyiyor; bazı magandalar baÅŸka amaçlarla maça geliyor diye diye bunu yasaklayalım mı?Ayrıca, Batı'da da pek çok gazete, ulusal çıkarlar nedeniyle bazı ÅŸeyleri yazmıyorlar. Bence de her ÅŸeyi yazmak gerekmez.Tunakan PEHLÄ°VANTEMSÄ°LCÄ°NÄ°N NOTU: Bu haber, Ä°ngiliz The Times Gazetesi'nde yayınlanmış, Hürriyet ona atfen kullanmıştı. Bir Ä°ngiliz gazetesinde yayınlanan haber, ‘‘Ulusal çıkarlar söz konusu ise bazı ÅŸeyler yazılmamalı’’ mantığıyla gizlenemez. Zaten günümüz internet ortamında, artık hiçbir ÅŸeyin gizli kalması mümkün deÄŸil. SürmanÅŸette imla hatası19 Temmuz tarihli gazetenizin birinci sayfasındaki manÅŸet haberin yanında yer alan yazı Türkçe imlasına göre hatalı. Haber aynen şöyle yazılmış:‘‘BDDK BaÅŸkanı Engin Akçakoca, tasfiyesi süren Ä°mar Bankası'nda biri resmi, diÄŸeri gizli çifte hesap sisteminin ortaya çıkarıldığını açıkladı.’’Burada hece ‘‘nda’’ diye bölünemez.Koskoca gazetenin imlasını denetleyen yok mu?Birol KIRAÇTEMSÄ°LCÄ°NÄ°N NOTU Hürriyet'in imla hataları birkaç kademede düzeltilerek önlenmeye çalışılıyor. Öncelikle muhabirlerin haberi yazarken buna çok dikkat etmeleri gerekiyor, ardından haber editörleri, sayfa editörleri, yazı iÅŸleri müdürleri devreye giriyor. Son olarak da düzeltmenler sayfaları okuyup denetliyorlar. Ancak buna raÄŸmen bazen hatalar oluyor.Gazetemizin Düzeltme Åžefi Recep CoÅŸkun, bu ÅŸikáyet konusunda okurumuzun haklı olduÄŸu söyledi, uyarısı için teÅŸekkür etti ve şöyle dedi: ‘‘İmla kuralına göre, özel isim dahi olsa satır sonuna geldiÄŸi zaman sözcükler kesme iÅŸaretinden sonra deÄŸil hecelerden bölünür. Bu kural bileÅŸik sözcükler için de geçerlidir. Satır sonuna sığmayan bileÅŸik sözcükler, bileÅŸmeyi oluÅŸturan sözcüklerden deÄŸil, hecelerden bölünür. ÖrneÄŸin: ‘‘ilk-okul’’ deÄŸil ‘‘il-kokul’’, ‘‘deniz-anası’’ deÄŸil ‘‘deni-zanası’’.OKURLARIMIZDAN KISA KISAÖZGÃœR EREN 30 Haziran tarihli gazetenizde ‘‘Güney Yüzünden Ä°ki Profesör Mahkemelik’’ diye baÅŸlık attınız. Haberin devamında olumsuz bir ifade yok, ama baÅŸlıkta Yılmaz Güney'i suçlar bir ifade var.ERTUÄžRUL KARAHAN Deprem haberleri bana Erzincan depremini ve sizin manÅŸetinizi hatırlattı. O zaman yüzlerce kiÅŸinin öldüğü sigorta hastanesini yapan müteahhidi manÅŸete taşımıştınız. Aynı firmaya ÅŸimdi baraj ve gölet iÅŸi verildi. Neden iÅŸin takipçisi olmuyorsunuz.RAMAZAN AVÅžAR Hürriyet'in verdiÄŸi bu imkándan ve yaptığı çalışmalardan dolayı tebrik ederim. Çünkü bu durum okuyucusuna verdiÄŸi deÄŸeri göstermektedir. Gelecek günlerde daha çok okuyup yazmak ümidiyle.YAVUZ ÖZGÃœL 21 Temmuz günü TV sayfasında, NTV ve CNBC-E kanallarının tüm gün programını yayınlamamışsınız. Bulmacayı baÅŸka bir sayfaya kaydırıp, daha detaylı TV programları verebilirsiniz.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!