Hortumcuyu ayırt etme ÅŸansım olsa Reina'dan içeriye almam

Güncelleme Tarihi:

Hortumcuyu ayırt etme şansım olsa Reinadan içeriye almam
OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 07, 2003 00:00

BoÄŸaz'ın gözler ve ayaklar altına serildiÄŸi Reina'nın sahibi Mehmet Koçarslan, eÄŸlence dünyasının pek güleryüzlü denmeyecek patronlarından biri. Öğle sıcağının gölgesine kurulmuÅŸ masaya otururken ‘‘Yarım saat geciktiÄŸim için özür dilerim’’ dedi. Oturduktan sonraki ilk sözü ise ‘‘Sizin için renkli, özel bir malzeme olduÄŸumu düşünmüyorum’’ oldu. Avokadolu karidesin üstüne hakiki Ege levreÄŸini yedikten sonra anca açılabildi. Kahvelerimizi yudumlarken Mehmet bey tam kıvamına gelmiÅŸti. Koskoca Reina'nın yanı sıra ‘‘Türkçe Kulüp’’ ve iddialı underground mekanlarından ‘‘Cyristal’’ın sahibi olacaksınız... Bodrum Cennet Koy'un en güzel arazisini alıp butik Hotel Reina'yı yapmaya hazırlanacaksınız... Bodrum Türkbükü'nde Aslı Altan'la birlikte ‘‘Safran’’ı açacaksınız... Peynircilikten madenciliÄŸe, ÇemiÅŸkezek'ten Los Angeles'a kadar uzanan bir yaÅŸamöykünüz olacak... Sonra da kalkıp ‘‘Sizin için renkli, özel bir malzeme olduÄŸumu düşünmüyorum’’ diyeceksiniz...Mehmet bey, madem öyleydi de nereden çıktı saatler süren 4 kaset dolusu konuÅŸma?.. MeÄŸer ne renkli bir yol haritanız varmış da, kendiniz bile farkında deÄŸilmiÅŸsiniz...Kavga ettiÄŸim eÅŸimi ABD’de bulup barıştım- EÅŸim Müge'yle bir arkadaşım vasıtasıyla tanıştım, kısa zamanda birbirimizi tanıyıp flört etmeye baÅŸladık. Ä°liÅŸkimiz tatlı tatlı sürerken Ä°kinci senenin sonunda aramızda büyük bir tartışma oldu. Ertesi gün öğrendim ki, başını alıp New York'a gitmiÅŸ. Uzun süre aradıktan sonra Müge'nin Amerika'daki adresini bir biçimde öğrendim. Sene 1992, mevsim kış. Ä°ki ay Türkiye'deki iÅŸlerimi askıya alıp onunla birlikte kaldım. Mütevazı bir gökdelenin, mütevazı bir stüdyo dairesini kiralayıp birlikte döşedik, bu süre içinde aramızdaki sorunlar da çözüldü. Müge birkaç ay sonra Türkiye'ye geldi, ani bir kararla sokaktan iki adam çevirip evlendik. O sırada kız kardeÅŸim Berna eÅŸiyle Los Angeles'ta bir ev alıp orada yaÅŸamaya baÅŸlamıştı. Müge de oraya yerleÅŸmeyi çok arzulayınca okyanus kıyısında bir cennet olan Palos Verdes'te bir villa satın aldım. O kadar güvenli bir yer ki, kapıları bile kilitlemiyoruz, 27 yıldır hiçbir suç iÅŸlenmemiÅŸ. Kızlarımız Yasemin, Melisa ve Reyna da orada dünyaya geldiler, bu yüzden hepsi otomatik olarak Amerikan vatandaşı oldu. Kızım Reyna’ya layık olacağım- Gece hayatının yabancısı deÄŸilim, özellikle bekárlık yıllarımda en çok 29'a, Åžamdan'a giderdim. Bu sektörde çalışmak konusunda hiçbir ilgim yoktu, ta ki 1997'de burasının satışa çıkarıldığını duyana kadar. Geçen yıla kadar çok iÅŸletme geldi buraya, Nyx'den Havana'ya, Chinawhite'a kadar; o zamanlar ben hep arkadaki insandım. Chinewhite, benim sözümü dinleyip tek restoran yerine bugünkü konseptimizi uygulasaydı bitmezdi. Sonunda iÅŸi kendim yapmaya karar verdim. Yeniden dekore edildi ve sonunda buraya küçük kızım Reyna'nın adını verip açtık. Reyna, Müslümanların da kullandığı bir ad, Ä°spanyolcada kraliçe anlamına geliyor. Her baba gibi, benim için de kızım kutsaldır. Buraya kızımın adını verdiysem,ona layık bir ÅŸeyler yapacağım.Ãœst düzey güvenlik personelinin silahlarını da içeride alıyoruz- Ä°ki yıl önce narkotik polise baÅŸvurup kapı personelimize eÄŸitim vermelerini saÄŸladım. Bu konuda da çok titizim, tuvaletler sürekli aranır, ayrıca aşırı alkollülere içki servisi yapılmaz. Öteki mekanlarımın bir iÅŸletmecisi bana inanılmaz bir olay anlattı. Bir uyuÅŸturucu satıcısı gizlice lokalden içeri girmiÅŸ, onlar da hemen yakalayıp dışarı atmışlar. Yarım saat sonra narkotikte baÅŸkomiser olduÄŸunu söyleyen biri bu satıcıyla birlikte gelip ‘‘Bu benim ajanım, içeri alın’’ demiÅŸ. Silaha da aynı ÅŸekilde düşmanım, içeri silah girmesiyle içeride cinayet iÅŸlenmesi arasında bence hiçbir fark yok. Çünkü alkollü insanın algılaması farklıdır, bu yüzden bize gelen üst düzey güvenlik personelinden de silahlarını içeri teslim etmelerini rica ediyoruz. Çağırdığımız doktor hastadan daha sarhoÅŸtuReina'nın giriÅŸ fiyatını baÅŸka yerlerle rekabet için deÄŸil, ülkenin ekonomik gerçeklerine göre ayarlıyorum. Geçen yıl giriÅŸ 20 milyondu, dolar 1 milyon 700 bin liraydı. Bu yıl ilk kez dolar geri gidince ben de 30 yerine 25 milyon yaptım, baÅŸkaları ne yaparsa yapsın.Geçen yıl bir müşterimiz alkol komasına girdi, getirdiÄŸimiz doktor ondan daha alkollüydü. Bir ara o hasta müşterimiz yattığı yerden doÄŸrulup ona yardım etmeye çalıştı.Åžu anda ses konusunda herhangi bir problem yok, kimse kapımıza gelmiyor. Devletin kurallarına sonuna kadar uyacağız, ona karşı çıkmak yok.Ben bunca senedir bu iÅŸin içindeyim, yeraltı dünyası bu tür yerlere bulaÅŸmaz, hele bana hiç bulaÅŸmaz. Bahsi geçen o malum ÅŸahıslar böyle iÅŸlerle uÄŸraÅŸmaz; onlar iki üç insanın arasındaki milyonlarca dolarlık anlaÅŸmazlıklara racon kesiyor, sanki mahkemelerin yerini onlar aldı. En azından madenci olduÄŸum için silah ruhsatım, silahım var ama, yanımda taşımıyorum.Bu iÅŸte korkunç tehlikeler var- Yener bey, bu iÅŸi kesinlikle seçilmiÅŸ, doÄŸru insanların yapmalarına izin verilmeli. Buralarda korkunç tehlikeler var: Buralara 18 yaşında gençler giriyor, bence bu sınır kesinlikle 21 yaÅŸa yükseltilmeli. Çünkü 21 yaÅŸ tam olgunlaÅŸma, sorumluluk yüklenme dönemi. 18 yaşındaki birisinin viski, votka gibi ağır alkolleri alıp sabahlara kadar oturması doÄŸru deÄŸil. Bu durumdaki bir gencin ‘‘Hadi ÅŸunu da yapalım’’ gibi teklifleri kabul etmeyeceÄŸini kimse garanti edemez. Ben sigara kullanmam, alkolü de çok seyrek ve sınırlı alırım. Buraya yöneticiler ve iÅŸadamları gelirTürkiye'deki bu tarz mekanları alt alta koyun, her ÅŸeylerini kazanç olarak kabul edin, iddia ediyorum ki toplam cirosu 50 milyon dolar deÄŸildir. O zaman bu mekanlar niye günah keçisi gibi gösterilmeye çalışılıyor? Buraya üretenler, yönetenler, iÅŸadamları geliyor, magazinel tipler ise yüzde 7'yi geçmez.Belki hortumcular da geliyordur, onları ayırt etme ÅŸansım olsa asla içeri almam. Müşterilerim arasında tarzını, tavrını sevmediÄŸim insanlar da var ma, onları içeri almamak gibi bir lüksüm yok.Ä°stanbul kömürünü askere ilk veren benim- Ben 1958 Tunceli ÇemiÅŸkezek doÄŸumluyum. 1967'de de Ä°stanbul'a geldik. Babam sayfiye amacıyla Kemerburgaz Çiftalan Köyü'nde denize sıfır 120 dönüm bir yer aldı. Derken o bölgede kömür çıkarılmaya baÅŸlanınca babam da peynirciliÄŸin yanı sıra 1974'te madenciliÄŸe baÅŸladı. KabataÅŸ Lisesi'ni bitiremedim babamın yanına geçip madencilikte çalışmaya baÅŸladım, ardından kömür üretimi ve pazarlamasıyla ilgili kendi ÅŸirketimi kurdum. Kısa zamanda bütün kurulu tezgahları bozdum, ilk defa Ä°stanbul kömürünü askeri birliklere ben verdim. YARIN: Laila'nın sahibi Åžefik ÖztekÂ
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!