Üsküdar'da, oğlunun dairesine girmeye çalışan hırsızı öldüren akademisyen beraat etti. Mahkeme kararında "affın İstanbul'da asayişi bozduğuna" dikkat çekildi.Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmaya tutuksuz sanık Kandil katıldı. Duruşmada, Cumhuriyet Savcısı Ahmet Kıpçak, geçen celse sunduğu mütalaasındaki görüşlerini savunduğunu söyledi. Sanık vekili avukat Hilmi Türkmen de, yazılı ve sözlü savunmalarını tekrar ettiklerini ifade ederek, sanık Kandil'in cezalandırılması istenen TCK'nın 461. maddesi değerlendirilirken, sanığın içinde bulunduğu ruh halinin dikkate alınmasını istedi. Türkmen, ''Mahkeme heyeti aynı şekilde kendisini sanığın yerine koyarak ne şekilde hareket edeceğini tespit etmesi gerekir. Buna göre müvekkilimin, ciddi bir tehlike altında kalarak ve ruh haliyle saldırıyı bertaraf etmek amacıyla zaruret hudutlarını aşmadan söz konusu fiili işlediğinden beraatını istiyorum'' dedi. Sanık Mustafa Kandil de, önceki savunmalarını tekrar ettiğini anlatarak, ''Maktulün vurulduğundan dahi haberim yoktu. Bu olaydan yarım saat kadar sonra bir kişinin vurulmuş olduğunu öğrendim. Ben bu olayın üzüntüsünü yaşıyorum. Ceza verilse de, verilmese de bunun üzüntüsünü yaşıyorum'' diye konuştu. ''SANIĞIN YERİNE KENDİMİZİ KOYDUĞUMUZDA...''Duruşmada daha sonra Mahkeme Heyeti adına Başkan İsmail Rüştü Cirit kararı açıkladı. Olayın gelişimini ve istenen cezayı anlatan Cirit, ''son yıllarda özellikle affın tesiri ile büyük megapol olan İstanbul şehrinde asayişin bozulduğuna, sık sık kişilerin gasp ve hırsızlık olayına maruz kaldığına'' dikkat çekti. Sanığın da bu şekilde talihsiz bir olay yaşadığını ve yapılan keşifle, kısmen yeni bir yerleşim yeri olan meskenin ışıklandırmasının tam olarak yapılmaması nedeniyle gürültü duyan sanığın ruhsatlı silahını alarak çatıya çıktığında oğlunun evinin balkonunda bir karaltı görmesi üzerine ateş ettiğini anlatan Cirit, şunları söyledi: ''Yargıtay'ın içtihatlarına göre heyetimizce sanığın yerine kendimizi koyduğumuzda sanığın ciddi bir tehlike karşısında kalarak o ruh haliyle balkona ateş ettiği, yasal sınırları aşmadığı, müdafaada ifrada kaçmadığı tüm dosya kapsamının değerlendirmesiyle anlaşılmıştır. Sanık hakkında TCK'nın 461/2 ve 461/ilk maddesi uyarınca ceza tertibine yer olmadığına oy birliğiyle karar verildi.'' ''SEVİNEMEDİM''Duruşma sonrasında gazetecilere açıklama yapan Mustafa Kandil de, verilen karara sevinemediğini ifade ederek, ''Ben bir eğitimciyim. Bir çocuğu öldürüp beraat etmek beni sevindirmedi'' dedi. Kandil'in avukatlarından Selim Ant ise, beklenen bir karar olduğunu anlatarak, kararın Yargıtay'ın sonuçlandırdığı davalar gözönüne alınarak verildiğini söyledi. Ant, ''Bu karar aynı zamanda, özellikle İstanbul'da artan hırsızlık ve gasp olaylarına karşı açılan davalara örnek teşkil edecektir'' diye konuştu. OLAYIN GEÇMİŞİMarmara Üniversitesi (MÜ)
Atatürk EÄŸitim Fakültesi öğretim görevlisi Mustafa Kandil, Ãœsküdar Küplüce Mahallesi DoÄŸan Sokak'ta oÄŸlunun oturduÄŸu daireye girmeye çalışan Erhan Biçer'i, 7 Eylül 2002 tarihinde av tüfeÄŸiyle vurarak öldürmüş ve olayın ardından teslim olmuÅŸtu. DuruÅŸmada esas hakkındaki görüşünü bildiren Cumhuriyet Savcısı, sanık Mustafa Kandil'in, olayı ciddi bir tehlike duyarak gerçekleÅŸtirdiÄŸini, öldürmek istememesine raÄŸmen, silahla vurarak Erhan Biçer'in ölümüne neden olduÄŸunu belirtmiÅŸti.  Sanık Kandil'in fiilinin, TCK'nın ''kasten adam öldürmek'' suçunu düzenleyen 448. maddesine göre 24 yıldan 30 yıla kadar ağır hapisle cezalandırılması gerektiÄŸini belirten savcı, ancak suçun ''hırsızlık eyleminin binanın içinde oturanlar için tehlike oluÅŸturması nedeniyle iÅŸlendiÄŸi'' göz önüne alınarak, bu cezanın TCK'nın 461/2 maddesi uyarınca üçte birden yarısına kadar indirilmesini istemiÅŸti.Â
button