Her sabah umutla uyanıyor

Güncelleme Tarihi:

Her sabah umutla uyanıyor
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 12, 2017 20:58

Tutuklu gazetecileri ziyaret eden Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç’in Silivri Cezaevi’nden sonraki durağı Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu oldu. Türenç, gazeteci Mediha Olgun ile görüşmesi sonrasında izlenimlerini yazdı.

Haberin Devamı

SÖZCÜ gazetesinin internet sitesinin sorumlu müdürü Mediha Olgun Adalet Bakanlığı’nın verdiği açık görüş izin listesindeydi. Silivri Cezaevi’ndeki meslektaşlarımla vedalaştıktan sonra uçarcasına Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na gittim. Vardığımda saat 16.00’yı geçmişti. Açık görüş iznim saat 17.00’de bitiyordu.

Silivri’de olduğu gibi, kimlik sorgulamasından sonra, gözlerimiz kayda alındı. Yeşil ışık, alnımın ortasına vurduğunda ‘onay sesi’ çıktı cihazdan ve döner kapıdan da yine alnımın ortasına vuran yeşil ışığın kabulüyle üst kata alındık.

KERMES ODASI GİBİ

Kadın görevli, “Buyurun toplantı odasına. Az sonra Mediha gelir” dedi. Toplantı odası, sanki bir Anadolu kentindeki dikiş kursu kapanış kermesi gibi. Etraf, özenle dikilmiş rengarenk kadın elbiseleriyle dolu.

Haberin Devamı

Mediha geldi, gülümseyerek bana baktı:

“Hoş geldiniz. Ne kadar memnun oldum bilemezsiniz.”Birbirimize sarıldık.

‘’Biliyor musunuz, şoktayım. İlk günden beri şoktayım. İki buçuk aydır hâlâ yaşadıklarıma inanamıyorum” diye söze girdi ve devam etti:

“Her sabah yeni bir umutla tüm bunların düzeleceğini bekliyorum. Adalete inancımı yitirmek istemiyorum. Bir hata olduğunu, düzeltilmesi gerektiğini düşünüyorum her yeni güne başladığımda, mutlaka bir yanlışlık oldu diyorum.”

Mediha’nın şaşkınlığı aslında 19 Mayıs tarihinde sabah saat 06.00’da başlamış. Kapıya dayanan erkek polisler, tüm özel eşyalarını elleriyle hallaç pamuğu gibi atmış. Oğlu Arda’ya, “Korkma oğlum, gazetecilik böyledir. İncelenir, düzelir durum” demiş önce. Sonra gözaltı süresi. Yine düzelir diye beklemiş. Savcılığa çıkarıldığında, “Buradan salınırım” diye düşünmüş. Cezaevine gönderildiğinde, inanamamış, “Yok artık!” diye isyan etmiş:

‘GAZETECİLİK SUÇ MU’

“Ortada bir haber var. Marmaris’ten Gökmen Ulu imzalı bir haber. Siyasetin magazin haberi. İmza benim değil. Künyede üstümde müdürlerim var. Gelip beni alıyorlar. İsyandayım. Ben birinci derecede sorumlu da değilim. Gazetecilik ne zamandan beri suç oldu?” İnternet sitesinin sorumlu yazı işleri müdürü, video servisi yöneticisi olarak adı geçtiği için söz konusu Marmaris haberiyle ilgili ‘FETÖ’ye bilerek - bilmeyerek yardım’ iddiasıyla 19 Mayıs gününden beri özgürlükten mahrum Mediha.

Haberin Devamı

‘GAZETECİ, YAZAR AKADEMİSYEN HEP BERABERİZ’

 Mediha’ya, kimlerle birlikte kaldığını sordum. Anlattı: “Gazeteci, yazar ve akademisyen kadın tutuklularla beraberiz. Nazlı (Ilıcak) Hanım’layız. 3 odalı bölümdeyiz. Ortaya açılıyor kapılar. Mutfak da ortak. Zaman’dan Hanım Büşra Erdal da bizimle. Öğretmenler de. Yapılacak bir şey yok. Tutukluyuz.”
Mediha’ya bakımlı olduğunu söyledim, şunları anlattı: “Bir kadın tutuklu hepimizin saçlarını ördü. Havamız değişti. Ruhunuzu almak istiyorlar. Ortada suç olmadığı için, iddianame de havada kalıyor. Sürecin hızlandırılmasını istiyorum.” ‘‘Tek tip elbiseleri size getirirlerse ne yaparsın?’’ diye sorduğumda ise diğer tutuklu gazeteciler gibi isyan etti:

Haberin Devamı

“Nasıl tek tip elbiseyi giyer de mahkemeye herkesin huzuruna çıkarım. O kadarını bize yaparlar mı? Düşünmek bile istemiyorum.”

Ayrılırken ise arkamdan sesi yankılanıyordu:

‘’Oğlum Arda’ya iyi olduğumu söylemeyi unutmazsınız değil mi?’’

BAKMADAN GEÇME!