Hedef 43 milyon seyirci

Güncelleme Tarihi:

Hedef 43 milyon seyirci
Oluşturulma Tarihi: Aralık 07, 2009 12:58

Yerli yapımların birbiri ardına vizyona girerek gişe yarışını sürdürdüğü Türkiye'de 2009 yıl sonu seyirci sayısı 43 milyon olarak bekleniyor.

Haberin Devamı

Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürü  Abdurrahman Çelik, 2009 yılında sinemada gelinen noktayı ve yeni  hedefleri değerlendirdi. Yeni sinema sezonunun Ekim ayında başladığını anımsatan Çelik, Haziran  ayına kadar devam edecek olan sezonda 70'i yerli olmak üzere 300 yapımın vizyona  girmiş olacağını ifade etti.

Yerli yapımların izleyicinin beğenisine çıktığını, ancak Türkiye'de  seyirci sayısının halen istenilen düzeyde olmadığını dile getiren Çelik,  “Türkiye'deki seyirci sayısı Avrupa ortalamasının altında. Son 4 yıl içerisinde  her yıl seyirci sayımız ortalama yüzde 20'ler, 25'ler civarı artış gösterse de  hala Avrupa ortalamasını yakalamış değiliz” dedi.

Avrupa ortalaması  yakalandıktan sonra sinema sektörünün daha büyük hedeflere doğru yol alacağına  inandığını belirten Çelik, şu değerlendirmeleri yaptı: “Geçen yıl seyirci sayımız 39 milyondu. Bu yılı 42-43 milyon civarında  seyirciyle kapatmayı ümit ediyoruz. Ancak, film sayısının çok olması, nitelik ve  kalite yönünden iyi olduğu anlamına gelmez. Bizim seyircimizin beğenisine sunulan  filmler de kendi içerisinde kategorilere ayrılabilir. Genel anlamda çok da ayrım  yapmak mümkün değil ama 'sanat filmi' ve 'gişe filmi' diye düşünüldüğünde, gişe  için yapılmış filmlerin bazıları kendini kurtarıyor, bazıları kurtaramıyor. Her  ne kadar şu an 39-40 milyon seyirciden bahsetsek de aslında sinemaya gidenlerin  sayısı 8 milyon civarında. Arada bazı seyirci çeken filmlerin olması sayıyı  artırıyor.

Haberin Devamı

Sanat filmlerine ilgi ise Türkiye'de henüz çok değil. Yani, bu da Türkiye  açısından çok sıkıntılı bir durum. Biraz daha o alanda kendimizi geliştirmemiz  lazım. Bu, sinema kültürünün gelişmesiyle olacak bir şey. Bugün Nuri Bilge  Ceylan'ı Avrupa'da, Amerika'da milyonlar izliyor. En son ödül alan filmi  Türkiye'de 150 bin civarı seyirci çekti. Bu, Türkiye'deki sanat filmine bakışı  ortaya koyuyor. Biz daha henüz bir sinema seyircisi kültürü oluşturamadık.”

Yüzde 50'si kendini kurtarabiliyor
          
Çelik, 2008 yılında 52 yerli yapımın vizyona girdiğini, 6 filmin kar  ettiğini, 6'sının ise maliyetini çıkartarak “kendini kurtardığını” belirtti. “Geçen yıl 40 film zarar etti. Bu 40 film içinde de uluslararası alanda çok ciddi ödüller almış, ülkemizi çok iyi bir şekilde temsil etmiş filmlerin sayısı çok fazla aslında” diyen Çelik, “Bunun yaklaşık yüzde 50'si ne ödül  alabiliyor, ne de gişe yapabiliyor. Tamamen aslında zararda. Geri kalan yüzde  50'si de kar edebiliyor, kendini kurtarabiliyor veya uluslararası veya ulusal  büyük festivallerde ödül alma imkanına sahip olabiliyor. Dolayısıyla bunu böyle  kategorize etmek lazım” saptamasını yaptı.

Haberin Devamı

Çelik, son yıllarda Türk sinemasında genç yeteneklerin, yönetmen ve  yapımcıların çıktığını ve büyük başarılar kazandıklarını vurgulayarak, bunun çok  sevindirici bir gelişme olduğunu ifade etti. Son 2 yıl içerisinde ağırlıklı  olarak uluslararası ödül kazananların ilk filmlerini yapan yönetmenler olduğunu  dile getiren Çelik, şunları söyledi: “Geçen sene 'Tatil Kitabı', bu sene 'Sonbahar'. Bunlar hep ilk yönetmen  filmleri. 'Kızkardeşim Mommo' da neredeyse uluslararası alanda ödül bırakmadı.  Asya Oscarları arasında ilk beşe kaldı. İlk kez bir Türk filmi, UNICEF'in film  kataloğuna alındı, bu yeni bir şey, gözden kaçmaması gereken bir şey. UNICEF'in  kataloğuna girmek çok büyük bir başarı. Onu kendi kataloğunda satışa sunuyor ve  oradan elde ettiği gelirlerle yardıma muhtaç çocukların gelişimi, eğitimi gibi  birçok sosyal projelerde bunu kullanma imkanına sahip bulunuyor. İlk kez  Türkiye'den bir film seçildi ve bu da bizi tabii ki son derece mutlu etti.

Haberin Devamı

Bu yıl 70 film tabii yıl sonu açısından baktığımızda bir değerlendirme  yapmak lazım. Henüz seyirci sayıları oturmadı. Bu yıl biraz da krizin derin  hissedildiği bir yıl oldu herkes açısından. Kriz döneminde en çok etkilenen  sektörlerin başında reklam ve sinema, kültür sektörü geliyor. Sinema da bunların  içinde. Çok da geçen yıla oranla düşüş olmadı ama bu arada tam toparlıyor derken  domuz gribi meselesi ve bununla birlikte başlayan sıkıntılar sinemayı biraz  sarsıntıya uğrattı. Tam sezon açılıyor, Ekim ayında sezon açılışında rakamların  biraz daha yükselişe geçeceği, iyi filmlerin vizyona girdiği dönemde domuz gribi  tartışmalarının çok olması, toplu alanlardan kaçılması gerekliliğinin konuşulması  insanları ister istemez tedirgin etti, daha dikkatli davranmaya sevk etti.”

Haberin Devamı

Konuyla ilgili büyük işletmecilerle görüştüklerini aktaran Çelik, “Sayın  Bakan ile görüşme yapıp bir çalışma yaptık. Büyük alışveriş merkezleri  içerisindeki sinema salonları kendileri zaten ön hazırlıklarını yapmışlardı.  Salonlar her gün dezenfekte ediliyor, ilaçlanıyor, bir sonraki güne hazır hale  getiriliyor. Sinema salonları zaten son derece kaliteli, nitelikli, havalandırma  sistemleri son derece nitelikli salonlar haline dönüştü” diye konuştu.

Hedef 43 milyon seyirci

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!