Hazin Avrupa

Güncelleme Tarihi:

Hazin Avrupa
Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 2001 00:00

ÇOK yazık, iktisadi dev AB siyasi ve askeri planda hala cüceliği aşamıyor. Başka bir deyişle, ne masaya yumruk vuracak cebri bir güce, ne de o güce emir verecek ortak bir komutana sahip olduğundan, ağzıyla kuş tutsa, dünya sathında fazla bir kıymet-i harbiye ifade etmiyor. ‘Fasulyeden’ sayılıyor. 11 Eylül ertesindeki gelişmeler bu hazin olguyu tekrar gözler önüne serdi. Önce ‘cihet-i askeriye’den başlayalım...* * *BUNU bilmek için kahin kukuletası takmaya veya Clausewitz'in ‘Savaşa Dair’ kitabını devirmeye gerek yok, malum bilek güreşini de zorunlu kılabilecek kriz durumlarında devlet orduları, o devlet siyasetlerinin uzantısını oluşturur.Yani herkes topu, tüfeği kadar konuşur. Aksi durumda, konuşmuş kim takar?Oysa, rehavet içindeki AB, amiyane tabirle, bu konuda nal topluyor !Zaten şöyle bir bakın, İngiltere'nin Hint Okyanusu'unda biraz da mostralık kabilinden bandıra göstermesini hariç tutarsak, Afgani harekatta Avrupa yok...Yok, zira elinde imkan yok. Çolak kolu ve kısa namlusu oralara uzanamıyor.Hala ‘büyük güç’ olduğu iddiasındaki Fransa'nın tek bir uçak gemisi var ki, uskur avaryasından pist arzızasına, kızaktan indiği günden beri başından bin bir vukuat geçti. Şu sıra da bakımda bulunuyor. Tersaneden ay sonunda çıkacak.Paris'in ‘medar-ı iftiharı’ nükleer denizaltılarda ise Taliban'ın külahına sallanan cinsten klasik füze yok... Ölme eşeğim ölme, 2004'te hizmete girecek.Dolayısıyla, Fransız ‘yardım’ı bir kaç dinleme uçağının ötesine geçemiyor. Diğer AB ülkelerinin ise hiç sözünü etmeyelim, doğrusu komik kaçar...* * *FAKAT askeri fukaralıktan da önemlisini, ‘ortak dış politika’ sloganı hep dil pelesengi yapıldı ama, böyle bir ‘ortaklık’ hiç teoriden pratiğe geçemedi.Hele hele hafta sonu yaşanan traji-komik bir olay her şeye tuz biber ekti.Çünkü, İngiliz Başbakanı Tony Blair Afganistan konusunu tartışmak için, kendisine akran saydığı diğer ‘iki ağabey’i, yani Fransız ve Alman önderlerini pazar günü için aniden Londra'da ‘kısıtlı bir savaş konseyi’ne davet etti.İtalya ve İspanya'dan oluşan ‘iki ortanca’ buna çok kızıp ‘bizim canımız patlıcan’ mı diye kazan kaldırınca da, metazori Roma ve Madrid de çağrıldı. ‘Madem genişledi, eh dönem başkanıdır bari Belçika da gelsin’ denildi ki, ateş püsküren Brüksel lideri önce ‘ne haliniz varsa görün, gitmem’ cevabını yolladı. Sonra, skandal büyümesin diye Manş'ı geçmeyi kerhen kabullendi.Hollanda Başbakanı ise ‘başlarım sizin kısıtlı zirvenize’ diyerek, uçağa atladığı gibi, çat kapı, soluğu ‘davetsiz misafir’ olarak Londra'da aldı.Dolayısıyla, bir defa daha belli oldu ki, adı resmen telaffuz edilmese dahi Avrupa Birliği bünyesinde fiili bir ‘başkentler hiyerarşisi’ mevcuttur.Bu da, ‘çok vitesli ve çok halkalı AB’nin pratikteki ispatını sunmaktadır.* * *TAMAM, ‘üç ağabey’ler, ‘iki ortanca’lar ve ‘fasulyeden küçük’ler ‘savaş konseyi’nde toplandılar, bari ortak bir tavır saptayabildiler mi ? Ne gezer ! Bırakın tüm Avrupa'nın tek bir tutumda bütünleşmesini, bizzat iç bünyedeki hiyerarşik gruplaşmalar dahi darmadağın oldu. Farklı notalar cazgırlaştı.İlk ‘ağabey’ Londra, iki ‘ortanca’ Roma ve Madrid'le beraber ABD'ye tam destek verdi. Fransız ve Alman ‘ağabey’ler ise mesafe konulmasını istediler.Ayıkla pirincin taşını, ‘savaş konseyi’ bir ‘kakofoni konseri’ne dönüştü.Şu kesin, ‘cihet-i askeriye’de nal topladığı ve ‘cihet-i siyasi’de de ayrı telden çaldığı müddetçe, AB ‘cücelik’ten ‘devliğe’ sıçrayamaz. Mümkünatı yok !Ta ki, on iki yıldızlı Avrupa bandırası çekecek ve uskur avaryası yapmayacak uçak gemileri yedi denizde dolana ve ta ki; o gemi amirallerine tek bir ağızdan komut verecek olan siyasi otorite tek bir rota belirleye...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!