Haneke 'huzursuz seyirler' diler

"Hayır ben sanıldığı gibi kötümser biri değilim. Tam tersine iyimserim. Bana göre, eğlencelik filmleri yapanlar benden daha kötümser. İyimser kişi, insanları sarsıp kayıtsızlıktan kurtarmaya çalışır."  Avusturyalı yönetmen Michael Haneke, insanların aslında çok iyi bildikleri konuları pek de alışkın olmadıkları biçimde yansıtan filmleri için işte bunları söylüyor.

Sinema filmini bir kaç saat içinde tüketilip bitirilecek bir 'nesne' olarak görmeyen Haneke, kendi deyimiyle 'seyirciyi huzursuz eden' filmler yapmayı tercih ediyor. Onların rahatını bozmak 'hoşuna gidiyor.'

Türkiyeli sinema seyircisi Michael Haneke ile en çarpıcı filmlerinden biri olarak nitelendirilen 'Funny Games' ile tanıştı. Ardından da "Birleşmemiş Avrupa"nın öyküsünü anlattığı, Juliette Binoche, Thierry Neuvic, Josef Bierbichler'in rol aldığı Bilinmeyen Code (Code Inconnu) geldi.

"DUYGUSAL BUZLAÅžMA"

1942'de Münih'de doğan ve Viyana Üniversitesi'nde felsefe eğitimi gören Haneke, filmlerinde "Kendi kendine yabancılaşma, duygusal buzlaşma, gerçeklik duygusunu yitiren gerçeklik" gibi konuları ele alıyor. Artık sevmesini, hatta nefret etmesini bile bilmeyen bir toplumu anlatıyor.

Zamanlama, gerilimi tırmandırma ve mantıklı bir olay örgüsü kurma gibi standartları reddediyor Haneke; izleyicilerini sıkmak, kızdırmak hatta hayal kırıklığına uğratmaktan çekinmiyor. Seyirciyi kendi sinema dünyasının içine çektikten sonra birden geri çekiliyor ve seyirciye hem aldatılıp kandırıldığını, hem de bunu yapanlarla suç ortaklığı ettiğini gösteriyor.

1967 ile 70 arasında Alman televizyonu için senaryolar yazan Haneke, Stuttgart, Düseldorf, Frankfurt, Hamburg gibi kentlerde tiyatro oyunları da yönetti.

Sinemaya Duygusal Buzlaşma adlı üçlemesinin ilk filmi olan Yedinci Kıta ile başladı. Gerçek bir öyküden yola çıkan film, orta sınıf Viyanalı bir ailenin intiharını anlatıyordu.  Üçleme, 1992 yapımı  Benny'nin Videosu, 1994 tarihli Bir Şans Kronolojisinin 71 Parçası ile tamamlandı.

Haneke daha sonra da bir Kafka uyarlaması olan Åžato'yu çekti. Sansürden de epey çekmiÅŸ bir yönetmen Haneke. Sansürün gerekçesi olarak yönetmenin ÅŸiddeti eleÅŸtirmek için ÅŸiddet kullanması gösterilse de Haneke bunun baÅŸka yolu olmadığı görüşünde. "Mesele, neyi gösterebileceÄŸimde deÄŸil" diyor yönetmen "Daha çok, seyirciye var olanın yerine neler gösterildiÄŸini fark etme fırsatı verip vermemekte. Özellikle ÅŸiddet konusunda mesele, ÅŸiddeti nasıl gösterdiÄŸimde deÄŸil. Mesele, seyirciye ÅŸiddet ve ÅŸiddetin anlatılması konusunda kendi konumunu nasıl gösterdiÄŸim .." Â