Halk oynamaya başlayınca

BUGÜNLERDE ardarda gelen vergi bombardımanından dolayı, herkes şaşkın durumda...Özellikle, Maliye Bakanı'nın salı günü ‘‘Kesinlikle, ek vergi ya da yeni bir vergi yok’’ açıklamasının hemen ardından, çarşamba günü otomobile ve içkiye gelen vergileri duyanlar, kulaklarına inanamadı. Yeni vergilerle birlikte, içki, sigara, akaryakıt ve otomobil vergilerinde, yüksek oran yönüyle dünya birincisi oluyoruz.Tam bu vergileri tartışırken, perşembe sabahı Maliye Bakanı yeni bir müjde (!) verdi ve deprem nedeniyle getirilen ve uygulama süresi bu yıl sonunda dolacak olan özel işlem vergileri ile özel iletişim vergisinin, 2004'den itibaren kalıcı olacağını açıkladı.PEACOCK-WISEMANÖzel İşlem Vergisi'nin kalıcı hale getirileceğinin açıklanması, bize maliye teorisinin önemli kuramlarından birini anımsattı. Peacock ve Wiseman adlı iki İngiliz Maliyeci 1. ve 2. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında kamu harcamalarındaki ani artışların nedenlerini araştırırken, bunların savaş, bunalım gibi olaylar sonucunda arttığını, buna paralel olarak vergilerin de hızlı bir şekilde artırıldığı ve daha da önemlisi olağanüstü koşullar sona erdiğinde, bu vergilerin kalıcı hale geldiğini tespit etmişler.Hükümetlerin bu tür olağanüstü olayları bahane ederek artırdığı vergileri, daha sonra kalıcı hale getirmelerinin bir alışkanlık haline geldiğini teorileştirmişler.Dönüp bakıyoruz, bizimkiler de Peacock ve Wiseman'ı doğrularcasına, deprem nedeniyle getirilen geçici vergileri, kalıcı hale getiriyorlar. Olay bununla da bitmiyor; Ek Taşıt Vergisi, Anayasa Mahkemesi iptali, ardından otomobile yeni vergi, içkiye asgari vergi. Sonra gelecek yeni vergiler, bir de yeniden değerleme oranına göre 1 Ocak'ta taşıt vergileri, harçlar, emlak vergisi, çöp vergisi, cezalar ve daha birçok vergi artırılacak...OYNATMAYA AZ KALDIBu bize aşağıdaki fıkrayı anımsattı.‘‘Padişahlardan biri, yeni vergiler koyduğunda ya da mevcut vergileri artırdığında, sadrazama;- Git bakalım, halkın arasında bir dolaş. Vergilere alışmışlar mı?dermiş. Sadrazam da, halkın arasında dolaştıktan sona padişaha;- Padişahım, halkın suratı biraz asık, canı da sıkılmış durumda ama işlerine devam ediyorlar...Dediğinde padişah da şu şekilde yorum yaparmış. - Tamam, demek ki sorun yok. Alışırlar alışırlar...Bir süre sonra yine vergiler artırıldığında, padişahın talimatı üzerine sadrazam halkın arasında dolaşır ve izlenimlerini aktarırmış;- Padişahım, bu kez suratları çok asık. Merhaba desen, yüzüne dik dik bakıyorlar. Sonraki her an kavga edecek gibiler. Suratlarından düşen bin parça. Galiba bu kez vergileri çok artırdık.- Yok yok. Merak etme sen. Önemli bir şey gözükmüyor. Alışırlar, alışırlar...Bu böyle devam etmiş gitmiş.Günlerden bir gün, yine yeni vergiler getirildiğinde, sadrazam halkın arasına karışmış, dolaşıp geldiğinde şaşkın bir vaziyetteymiş.- Padişahım hiç sormayın. Bu kez kafam karmakarışık. Çünkü hiçbir şey anlamadım. Herkes çok neşeli, gülüyor hatta sokaklarda dans ediyorlar, oynuyorlar...‘Aman' demiş padişah.- Eğer halk dansetmeye ve oynamaya başladıysa, demek ki durum çok kötü . Hiçbir şeyi umursamıyorlar demektir. Galiba vergileri çok artırdık. Hemen vergileri indirelim. Yoksa perişan oluruz...’’Yılbaşında yeniden değerleme oranına göre artırılacak yeni vergilerde, artış oranı yüksek tutulursa, halk oynamaya başlayacak. Bizden söylemesi...