Halis Ağa'nın dilekçesi

Güncelleme Tarihi:

Halis Ağanın dilekçesi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 01, 2001 00:00

NİHAYET beklenen oldu ve işadamı Halis Toprak, son 20 yıldır bilmem kaçıncı defa ‘‘Devlet beni kurtarsın’’ diye ortaya çıktı. Bu yazıyı Halis Toprak'ın gazetelerde yer alan ‘‘krizde bir milyar dolar kaybettim’’ beyanatı dolayısıyla kaleme alıyorum. Ama yazı, Halis Toprak hakkında olmayacak. Türkiye'de irili ufaklı çok Halis Toprak var. Sizlere Halis Ağa'yı değil, bu ülkenin iş hayatına, hatta ekonomik hayatına egemen olan sakat felsefeyi anlatmak istiyorum. Bu ‘‘gayri iktisadi’’ iktisadi felsefe, tiyatro dekoru gibi köykentler projelendirmeden, üzerine uçak konmamış havaalanları inşaatına; Jet Fadıl'ın, Siirt'te dünyanın dev otomobil şirketleriyle rekabet edecek otomobil fabrikası kurma balonundan, zarardaki medya holdinginin, kendi bankasına 500 milyon dolar borç takmasını tertipleyen basın patronunun iş yapma tarzına kadar her oluşumun kılavuzudur. Aynı felsefeyi, iflastan kurtulmak için siyasete atılan, ‘‘Baba’’ sayesinde borçlu olduğu devlet bankasından sorumlu bakan olup, şirketlerinin ödeyemediği borçlarını bir çırpıda halleden Çağlar'ın hayatında da gözlemleyebiliriz.Bir köşe yazısıyla, toplumumuzda genel kabul görmüş, ‘‘kára zarara bakma, iş yap ve işi büyüt’’ şeklinde özetlenebilecek batıl iktisadi inancı, etrafıyla anlatmam mümkün değil. Hele hele bu inancı, dünyayı ‘‘onlar kötü, ben iyi’’ paradigmasıyla algılayan okurun beyninin hangi köşesinde kuluçkaya yattığını, okurun bizzat kendisine anlatmam hiç mümkün değil. Yine akılda kalması için bir iki hususu vurgulayayım.1. Binlerce yılda oluşan ve ancak hukukun hákimiyeti içinde gelişen ‘‘serbest pazar’’ ekonomisinin ‘‘akli ve ahlaki’’ dayanağı, girişimlerin kár etmek mecburiyetinde olmasıdır. Kársız şirket, tufeylidir, asalaktır, yani yaşamını başkalarının sırtından sürdürür. Zarardaki şirket, ister özel ister kamusal olsun, ülkeye güç değil, yüktür.2. İş bilmez işadamları için, fabrika kurmak, kredi almak için ‘‘vesile’’dir. Amaç, kurulan şirketin değil, girişimcinin bu işten kár etmesidir. Alınan borç, kısmen işe, kısmen de patronun cebine akıtılır. İş yapıyoruz, fabrikalar kuruyoruz tiyatrosu bu maksatla oynanır.3. Sahip olduğu işletmelerinin, dürüstçe elde ettiği kárdan pay alarak zenginleşen işadamının serveti, ona anasının sütünden de helaldir. Ama şirketleri zarar ettiği halde kendi zenginleşiyorsa, o servet haramdır.4. Ülkeye yararlı, yani yaptığı işle milli geliri artıran işadamıyla, ülkeye zararlı işadamı arasındaki fark, borç ödeme sırasında ortaya çıkar.5. Borçlarını büyüterek, zararlı işlerini sürdüren, bu arada kişisel servetlerini artıran utanmaz işadamlarının standart palavrası ‘‘mal varlığımın değeri, borçlarımdan fazladır’’ yalanıdır. Böyle nebat yoktur.6. İmar durumu değişiklikleriyle, arsadan elde edilen rantlar, sadece kişisel serveti artırır. Rantlar, katma değer yaratmadığı için, katma değerler toplamı olan milli geliri artırmaz. Bu servet artışlarına ‘‘transfer kazancı’’ denir. Gayrimenkul yatırımlarıyla övünmek, iş bilmediğini itiraftır.SON SÖZ: İflasta, halas vardır.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!