Hak ve özgürlüğün yolu cebir değildir
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ekim 22, 2011 00:00
Çiçek, Saadet Partisi’ne yakınlığıyla bilinen ve genel başkanlığını Recai Kutan’ın yaptığı Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin (ESAM) düzenlediği Milli Anayasa Şûrası’nın açılışında özetle şu mesajları verdi:
Çağdışılık
“Sorunların çözümü için kim hak, hukuk ve demokrasi çerçevesinde, normal yollardan değil de kan dökerek, kin kusarak, masum insanları katlederek neticeye varmak istiyorsa, bunlar çağdışı yaratıklardır. Bu bir ilkelliktir, çağdışılıktır. Geldiğimiz bu noktada amasız, fakatsız herkesin safını belirlemesi lazım. Ya demokrasiden haktan, hukuktan yana olacağız ya da masum insanları katletmek için çaba sarfeden, başkalarının oyuncağı haline gelmiş kesimlerden yana olacağız. Günümüzde bu safların çok net ve açık ortaya çıkmış olması gerekir.
Hak ve özgürlük talep ediliyorsa, bir kısım uygulamalardan şikâyet ediliyorsa bunun yolu cebir değil, şiddet değil, sürece katkı vermektir. Toplum olarak burada bir mecburiyetimizin olduğunu düşünüyorum. 1950’den bu tarafa geçen sürenin 30 yılında şikâyet ettiğimiz bu Anayasa var. Eğer hepimizin katkısıyla öncelikleri, dengeleri, çerçevesi, Türkçesi ve felsefesiyle yeni bir Anayasayı yapamadığımız takdirde kimsenin şikâyet etmeye hakkı olmaz. Yeni bir Anayasa yapmak dağı yerinden oynatmak kadar zordur, ama bu zoru başarmak zorundayız.
Kaddafi’li mesaj
Çağımızda çok köklü değişiklikler oluyor. Dünün anlı şanlı adamlarının bugün bir çukurda hayatı son bulmuş. Diktatörlüklerin birer birer devrildiği çağda 20-30 yıl sonrasını öngöremeyebiliriz. Ama bir anayasanın öngörülemeyenlerin çözümünü engelleyecek hükümler ihtiva etmemesi lazım. ”
Çağdışılık
“Sorunların çözümü için kim hak, hukuk ve demokrasi çerçevesinde, normal yollardan değil de kan dökerek, kin kusarak, masum insanları katlederek neticeye varmak istiyorsa, bunlar çağdışı yaratıklardır. Bu bir ilkelliktir, çağdışılıktır. Geldiğimiz bu noktada amasız, fakatsız herkesin safını belirlemesi lazım. Ya demokrasiden haktan, hukuktan yana olacağız ya da masum insanları katletmek için çaba sarfeden, başkalarının oyuncağı haline gelmiş kesimlerden yana olacağız. Günümüzde bu safların çok net ve açık ortaya çıkmış olması gerekir.
Hak ve özgürlük talep ediliyorsa, bir kısım uygulamalardan şikâyet ediliyorsa bunun yolu cebir değil, şiddet değil, sürece katkı vermektir. Toplum olarak burada bir mecburiyetimizin olduğunu düşünüyorum. 1950’den bu tarafa geçen sürenin 30 yılında şikâyet ettiğimiz bu Anayasa var. Eğer hepimizin katkısıyla öncelikleri, dengeleri, çerçevesi, Türkçesi ve felsefesiyle yeni bir Anayasayı yapamadığımız takdirde kimsenin şikâyet etmeye hakkı olmaz. Yeni bir Anayasa yapmak dağı yerinden oynatmak kadar zordur, ama bu zoru başarmak zorundayız.
Kaddafi’li mesaj
Çağımızda çok köklü değişiklikler oluyor. Dünün anlı şanlı adamlarının bugün bir çukurda hayatı son bulmuş. Diktatörlüklerin birer birer devrildiği çağda 20-30 yıl sonrasını öngöremeyebiliriz. Ama bir anayasanın öngörülemeyenlerin çözümünü engelleyecek hükümler ihtiva etmemesi lazım. ”