Gül'den 'Türkmenleri koruruz' mesajı
Güncelleme Tarihi:
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Irak'taki herkesin Türklerin akrabası olduğunu ve bu akrabaların huzur içinde olmasını istediklerini belirterek, “Bu Irak'ın içişlerine karışma değildir. Irak'ın içişlerine karışmak gibi bir duygumuz yoktur” dedi.
Gül, Çin Halk Cumhuriyeti'ne hareketinden önce Atatürk Havalimanı VIP Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin Irak seçimlerine ilişkin sorularını yanıtladı.
Irak'ta yapılan seçimlerin ülkeye barış ve huzur getirmesini, siyasi sürecin sağlıklı bir şekilde başlamasına sebep olmasına ve bir sonraki seçimlerin daha dikkatli yapılmasına vesile olmasını umduklarını ifade eden Gül, seçimlerin Irak'ın toprak ve siyasi bütünlüğünün bozulmasının önünü alacağını umut ettiklerini söyledi.
Gül, “Türkiye'nin en çok önem verdiği konu, komşu Irak'ın toprak ve siyasi bütünlüğünün korunması ile Irak'ın demokratik bir ülke olarak kendi içinde huzurlu, komşularıyla barış içinde olmasıdır” dedi.
Abdullah Gül, bugün zorlukların bulunduğunun farkında olduklarını ve seçimlerin zor şartlar altında yapıldığını ifade ederek, önlerinde birçok tehdit ve tehlikelerin bulunduğunu vurguladı.
Türkiye'nin komşu ve dost bir ülke olarak uyarılarını sürekli yaptığını dile getiren Gül, şöyle devam etti:
“Bütün Iraklıların dikkatli olmasını istedik. Şimdiye kadar büyük bir memnuniyetle görüyoruz ki herhangi bir etnik çatışma ya da mezhep çatışması olmamıştır. Bunları tetikleyici herhangi bir gelişme ümit ediyorum ki olmaz ve Ortadoğu'da ummadığımız bir karışıklıkla karşılaşmayız. Bütün gayretimiz buna yöneliktir. Şüphesiz ki bir kaos ortamı çok büyük sıkıntılar getirir. Önemli olan bunlardan kaçınmaktır. Onun için herkesin dikkatli hareket etmesi gerekir.”
KERKÜK'ÜN GELECEĞİ
Bakan Gül, Kerkük'teki duruma ilişkin bir soru üzerine, bu konunun Irak'ın bütün komşularını ve BM'yi ilgilendirdiğini belirterek, geçici anayasaya göre şu anda Kerkük'ün özel bir statüsü bulunduğunu söyledi. Gül, “Kerkük'ün geleceğine bütün Iraklılar karar verecektir. Türkiye bunu desteklemektedir. Bu seçimlerde 275 kişilik bir ulusal meclis seçilmektedir. Bu meclis anayasa yapacaktır ve anayasa yapılırken buna karar verilecektir. Dolayısıyla bütün Iraklılar karar verecektir” dedi.
Bu siyasi süreç işlerken herhangi bir grubun, çevrenin veya etnik yapının bunu tehlikeye atıcı zorlamalar içine girmemesi gerektiğinin altını çizen Gül, bu tür davranışların Irak'ın normalleşme sürecini etkileyebileceğini ve Türkiye'nin kaygısının bu olduğunu bildirdi.
"BAŞKA AKRABALARIMIZ SIKINTIYA DÜŞERSE"
Gül, şunları kaydetti:
“Irak'ta herkes bizim akrabamızdır, Kürtler de, Türkler de, Araplar da... Oradaki akrabalarımızın huzur içinde olmasını isteriz. Nasıl ki bir zamanlar Kürt olan akrabalarımız büyük bir sıkıntıya düştü ve Türkiye olarak kucağımızı açtıysak, nasıl Saddam'ın zulmüyle karşı karşıya kaldıklarında Türkiye 10 sene boyunca onları koruduysa, başka akrabalarımız sıkıntıya düşerse onların da huzur içinde olmasını talep etmek bir komşu ülkenin hakkıdır. Bu Irak'ın içişlerine karışma değildir. Irak'ın içişlerine karışma gibi bir duygumuz yoktur. Irak'ın normalleşmesini destekliyoruz.”
Irak halkının çok sıkıntılar çektiğini ve Türkiye'nin bu sıkıntıların bitmesini istediğini ifade eden Gül, Türkiye'nin, Irak'ı bölgede yanında ikinci bir ülke olarak görmek istediğini ve bu amaçla geçmişte büyük fedakarlıklarda bulunduğunu dile getirdi.
Irak'ta olan bitenlerin sadece Irak halkına değil, bütün komşularına zarar verdiğini kaydeden Gül, Türkiye'nin, iyi niyetiyle, dostane bir şekilde bütün akrabalarının huzur içinde yaşamasını istediğini ifade etti.
“IRAK'TAKİ GELİŞMELERİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ”
Cemil Çiçek, dün Bakanlar Kurulu'nda ele alınan konuları açıkladıktan sonra, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Çiçek, “Barzani'nin, Kerkük'ün Kürt şehri olduğu yönünde bazı açıklamaları oldu. Bu konu gündeme geldi mi” şeklindeki bir soruyu yanıtlarken de Irak'taki seçimlerle ilgili bir değerlendirme yaptıklarını, Dışişleri Bakanı Gül'ün bilgi verdiğini, bakanların görüşlerini dile getirdiğini söyledi.
AB, Kıbrıs gibi Irak'ın çoğunlukla Bakanlar Kurulu'nun gündeminde yer aldığını belirten Çiçek, şunları kaydetti:
“Irak'taki gelişmeler Türkiye'nin yakından, önemle takip ettiği bir konudur. Kamuoyunun, vatandaşlarımızın şundan emin olması lazım gelir ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükümeti olarak en yakından, en ince ayrıntısına kadar takip ettiğimiz bir konudur Irak konusu. Bunun altını önemle çiziyorum. Bu konuda söylenen beyanlardan tutun, yapılan işlere, atılan adımlara, verilen kararlara, yapılan açıklamalara kadar hepsini en ince ayrıntısına kadar değerlendirmeye çalışıyoruz. Vatandaşlarımızın bundan emin olması lazım.
Dün (önceki gün) yapılan seçimlerle ilgili olarak, ümit ediyoruz ki Irak'ta yeni bir dönem başlamış olsun. Bu BM Güvenlik Konseyi'nce de teyit edilmiş bulunan bir anayasal süreci başlatmış oluyor. Türkiye bu seçimlerin yapılmış olmasını önemli bulmaktır. Ancak topyekun bir değerlendirme yapılabilmesi için seçim sonuçlarının ortaya çıkmış olması lazım.
Irak'ta ilk defa belli şartlar altında bu seçimler yapılmaktadır. Seçim sonuçları açıklandıktan sonra, Türkiye olarak kesin görüşümüzü ortaya koyacağız.”
TÜRKİYE'NİN ENDİŞELERİ
Irak'ta seçimlere bazı bölgelerde yüksek, bazı bölgelerde de düşük katılım olduğunu anlatan Çiçek, şöyle konuştu:
“Şüphesiz Irak'ta huzurun, barışın sağlanması, demokratik bir Irak'ın tesisi bakımından, burada bir dengenin kurulması ve seçime katılmamış olan kesimlerin de bir şekilde bu hususun telafi edilmiş olmasını önemsiyoruz. Kalıcı bir barış, ortaya çıkan hükümet meşruiyeti açısından da bu telafilerin yapılmış olmasına bağlıdır.”
Türkiye, Irak'la ilgili endişelerini, her kademede dile getirdiğini, başta BM olmak üzere endişelerini hiç vakit geçirmeksizin ifade ettiğini belirten Çiçek, “Dolayısıyla Türkiye, Irak konusunda ne gibi hassasiyetler varsa, bunu soğukkanlı, herhangi bir tahrike kapılmaksızın, bölgenin istikrarını da hesaba katarak, bir devlet ciddiyeti içinde değerlendirmiştir, değerlendirmektedir. Mesele karşılıklı bir demeç konusu olmanın ötesinde, çok ciddiyeti olan konulardır. Biz de bu ciddiyet içinde konuyu takip ediyoruz.”