Gezgin

Güncelleme Tarihi:

Gezgin
Oluşturulma Tarihi: Eylül 05, 1999 00:00

Haberin Devamı

Şişman Washington

Yolum bu sefer dünyanın başkenti Washington D.C'ye düştü..Zengin memurların kentinde skandalların yaşandığı Beyaz Sarayı, dünyanın kaderinin belirlendiği binaları, 200 yıl önce kurulan semtleri ve dünyanın en şişman insanlarını gördüm.

Geçen hafta ABD'nin başkenti Washington D.C'deydim. Dünyadaki son gelişmelere bakarak, buraya 'Yeryüzünün Başkenti' demek daha doğru olur sanırım.. Bu kadar önemli bir kent olmasına rağmen, Washington gezi listemde hiçbir zaman yer almadı. Hep bu kentin yaşamadığına, ruhunun olmadığına inandırdım kendimi.. Ama buraya yaptığım zorunlu bir yolculuk sonunda, 'kalbimin yarısının' orada kalması, ön yargılarımı biraz olsun değişmesine neden oldu.. Belki de taktığım 'duygusal' gözlükler, Washington'u başka türlü gösterdi bana.

Washington, sonradan değil, önceden olma bir başkent. 1790 yılında Philadelphi'da toplanan Amerikan Kongresi, yeni başkentin yerinin seçilmesi konusunda yetkiyi, ilk Başkan George Washington'a verir. Başkan da, Potomac Irmağı kenarında, George Town ile Alexandria kentleri arasında kalan yeri uygun bulur. Kentin ilk planı, Fransız askeri mimar Pierre-Charles L'Enfant'a yaptırılır.

FEDERAL ÜÇGEN

Washington tam bir 'memur' kenti.. Memur kenti dediğimde, aklınıza, etrafı gecekondularla çevrili Ankara gelmesin.. Burada yaşayan memurlar, ücret sıralamalarında epey yükseklerde yer alan kişiler.. Onun için de kentin etrafını çeviren yeşillik alanlar, bu memurların yaşadığı villalarla kuşatılmıştı. Resmi binaların çoğu, Capitol Hill ile Beyaz Saray arasında kalan, 'Federal Üçgen' olarak bilinen bölgede yeralıyordu.

Resmi binalarla soğuklaştırılmış kentin en ilgi çeken yeri Beyaz Saray'dı.. Yetkililerin bildirdiğine göre, Monica skandalından sonra, buraya olan ilgi daha da artmıştı. Gerçekten de binlerce kişiyi, sarayın çevresinde içeriye girebilmek için sırada beklerken gördüm. Ziyaret merkezindeki uyarılarda ise Beyaz Saray'a, fotoğraf makinesi, video kamera, el bombası, tabanca, büyük sırt çantası ile girilemeyeceği belirtiliyordu. Ayrıca içeride ciklet çiğnemek de yasaktı.

PROTESTOCULAR

Adının Beyaz Saray olmasına bakmayın. Kocaman bahçe içinde, 2 katlı küçük beyaz bir bina.. Daha haşmetli bir yapı bekliyordum.. İnsan bu kadar büyük bir skandalın, bu kadar küçük bir binada nasıl gerçekleştirildiğine şaşıyor. Eskiden araç trafiğine açık olan yol, şimdi geçit vermiyordu.. Yolun araçlara yasaklanan bu bölümü, artık ziyaretçiler ve protestocular tarafından kullanılıyordu. Ben oradayken, iki protestocu yola çadır kurmuştu. Bir tanesi 'Sigaraya Getirilen Yasağı' protesto ediyor, bu yasağın demokrasi ile bağdaşmadığını vurgulamaya çalışıyordu.. Diğerinin ise neye karşı çıktığını pek anlayamadım.. Çadırının etrafına dizdiği pankartlardan birinde 'savaşlara hayır', diğerinde 'uyuşturucular serbest bırakılsın', bir başkasında da 'İsa seni özledik' yazıyordu.

Başkentte herşey düzen içindeydi.. Adım başı 'Down Town Sam'lara rastlıyordum. Bunlar kırımızı giysili, kovboy şapkalı, göğüslerinin üstünde kocaman bir soru işareti taşıyan görevlilerdi. Kent hakkında herşeyi bunlara sorabiliyordunuz: Anlayacağınız bunlar ayaklı danışma merkezleriydi..

DEPREME İLGİ

Federal Üçgen'i terk edip, kentin daha yaşayan bölümlerine geçmeden önce size iki anımı anlatacağım. Bindiğim taksinin zenci şoförü, Türkiye'den geldiğimi öğrenince hemen deprem konusunu açtı ve 'o müteahhit hala yakalanmadı mı?..' diye sordu. Veli Göçer'i kastettiğini anladım ve henüz yakalanmadığını söyledim.. Şoför büyük bir öfke ile küfür ettikten sonra, 'eğer onun yaptığı binalarda benim yakınlarım ölseydi, cezasını ben verirdim' dedi. Türk olduğumu anlayan diğer bir taksi şoförü de para almak istemedi, ücreti depremzedelere bağışladığını söyledi.

Kentin merkezindeki taşlaşmanın aksine, kenarlar yemyeşildi. Büyük parklar ve geniş yeşil alanlar, kentin soluk almasına yardımcı oluyordu. Washington, sınırları içinde dünyanın en büyük parkını barındıran kent ünvanını da elinde bulunduruyordu. 710 hektarlık bir alanı kaplayan bu parkın adı; Rock Creek'di.

EVLİ EVİNE

Tüm 'Memur Kent'lerde olduğu gibi, hafta arası saat 18.00'den itibaren Washington boşalıyordu. Aslında bu sadece bu kente özgü bir olay değildi.. Aslında dünyada 24 saat yaşayan kent sayısı çok az.. Londra, Paris, Amsterdam, New York, Roma, Berlin, Buenos Aires, Rio De Jenerio bir de İstanbul.. Bu listeye belki bir kaç kent daha ekleyebilirsiniz, o kadar.. Bunların dışında hem Avrupa'da, hem Akerika'da yaşam akşam 18.00'den sonra adeta duruyor.. Washington'daş akşam saatlerinde sadece, iki uçta bulunan George Town ile Alexandria'da yaşam izlerine rastlanıyordu. Daha önceleri bağımsız birer kent olan bu iki bölge, şimdi Washington'un birer semti haline gelmişti.. Potomac Irmağı'nın kıyısındaki bu ilk yerleşim bölgelerinde, evler ahşap ve iki üç katlıydı.. Bütün bir semt, eski haliyle yeniden düzenlenmişti.. Sınırları içinde üç üniversiteyi barındıran George Town, daha genç ve hareketliydi.. Washington'un en güzel lokantaları ve barları burada yer alıyordu. Bu yıl 250. kuruluş yılını kutlayacak olan Alexandria ise Old Town dışında, daha sessiz ve oturaklıydı. Old Town'da, Potomac Irmağı kıyısındaki balık lokantalarında sunulan mönüler ise oldukça lezzetliydi.

Laf yemekten açılmışken bundan sonraki bölümde, kent anlatımını bırakıp, diğer gözlemlerime geçeceğim.. Bildiğiniz gibi sigara yasağını en katı şekilde uygulayan ülkelerin başında Amerika geliyor.. Tüm toplu yerlerde sigara içmek kesinlikle yasak.. Otellerde en kötü odalar, lokantalarda en ücra köşeler sigara içenlere veriliyor. Tüm bu önlemlere bakıp, insan sağlığına bu kadar önem verdikleri için Amerikalı yöneticileri alkışlayabilirsiniz. Ama çevrenize baktığınızda, gördüğünüz anormal kilolardaki insanlar, sigaranın birincil tehlike olmadığını gösteriyordu.

ŞİŞMANLIK HASTALIĞI

Neredeyse Amerika'nın yarı nüfusu, şişmanlık hastalığına yakalanmış durumda.. Televizyonlardaki reklamları gördükten sonra bu hastalığın pençesine düşmemek olanaksız.. Washington'da bulunduğum ilk günler, televizyonda seyrettiğim çukulata, dondurma, hamburger, patates kızartması reklamlarının etkisinde kalıp, bu gıdaları bilinçsizce tükettiğimi dehşetle farkettim. Daha doğrusu otelin spor salonundaki tartının üstüne çıkınca gözlerime inanamadım.. 4 günde tam 2 kilo almıştım.. Tabii hemen, sıkı bir rejime girdim.. Söz aramızda, gezi sırasında rejimin hiç tadı olmuyor.

AĞIZLAR BOŞ DURMUYOR

Yolda gördüğüm herkes mutlaka birşeyler yiyip içiyordu.. Onlar için yürümek veya araba kullanmak, yemek yemeğe engel teşkil etmiyordu. Amerika'da porsiyonların büyük olduğunu önceden biliyordum. Bu gidişimde, bunların daha da büyüdüğünü gördüm. Ben, yarım tabakla tıka basa doyarken, onlar bir-iki tabağı bitiriyor, üstüne de neredeyse bir kova dondurma yiyorlardı.

Bir sabah, mönüden kendime mütevazi bir kahvaltı seçtiğimi sandım.. Tepsi büyüklüğünde tabakta gelenleri görünce, gözlerime inanamadım: Tabağın içinde, ortadan ikiye bölünmüş 3 tane hamburger ekmeği vardı. Herbirinin üstüne birer tane yumurta kırılmış, yumurtaların üstü de eritilmiş peynirle kaplanmıştı.. Tabağın diğer yarısı ise, yağda kızartılmış bol soğanlı rende patates ile doldurulmuştu..

Bir de 'Low Fat-az yağlı' aldatmacası vardı.. Yağ bataklığına saplanmış insanlar, bu 'Low Fat' ilanlarına kanıp, daha çok yiyorlar, bu nedenle de daha çok yağlanıyorlardı..

Washington'da gördüğüm şişman insanlardan sonra, Amerika'da 'Obesite'nin sigara'dan, AIds'ten daha tehlikeli bir hastalık olduğuna inandım.. Sigara yasağı ile damarlardaki tahribatı önlemeye çalışan yetkililer, yağlanma ile damarların tıkanacağını ve şişmanlıktan kaynaklanan diğer öldürücü hastalıkları gözardı ediyorlardı. Gözardının ötesinde, cazip reklamlarla insanı daha da yağlanmaya itiyorlardı..

Dünyanın nereden, hangi binalardan yöneltildiğini merak ediyorsanız Washington'a gidebilirsiniz. Örneğin New York'taysanız, 3,5 saatlik bir tren yolculuğu ile bu kente gelir, gündüzünü gecesini yaşadıktan sonra, ertesi sabah yine trenle dönebilirsiniz.

Yani Amerika gezinizde, eğer yakında bir yerlerdeyseniz, Washington'u da gezilecek yerler listesine alabilirsiniz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!