Geçmiş olsun

Güncelleme Tarihi:

Geçmiş olsun
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 29, 1997 00:00

Lifli yiyecekler
Haberin Devamı

ABD'de, kalp krizi riski taşıyan 12.000 erkek ile yapılan araştırmaya göre, lifli yiyecek tüketiminin az da olsa artırılması, kandaki yağ oranını dolayısıyla kalp krizi riskini düşürüyor. Lifli yiyecek kaynakları ise lifli kahvaltı besinleri, kepekli ekmek, meyve, sebze ve baklagiller. Sadece düşük yağ oranına dayalı bir diyet yerine yüksek oranda lifli yiyecek tüketimine dayalı beslenme şekli çok daha faydalı.

Gözlük romantik mi?

Ciba Vision, ‘‘gözlüğün aşka engel olup, olmadığını'' araştırmış. Gözlüğün romantik anlarda rahatsız edici olduğunu düşünen insanların, memleketlerine göre oranları şöyle: Yüzde 45'i İsveçliler, yüzde 24'ü Amerikalılar, yüzde 13'ü İngilizler, yüzde 12'si Fransızlar. Bir de uyandığınızda, en çok ne görmek isterdiniz, sorusu sorulmuş. İtalyanların üçte biri, Hollandalıların yarısı doğayı, Almanların yüzde kırkı ve Amerikalıların yüzde 25'i eşlerini, İngilizlerin yüzde 35'i saatlerini görmeyi tercih ediyorlar.

Yaşlı babalar

New Generation dergisindeki bir makalede, İngiltere'de her yıl yaklaşık 50 bin erkeğin baba olduğu belirtiliyor. Yaşlı erkeklerin, çocuklarına daha fazla zaman ayırdıkları tespit edilmiş. Ancak yaşlı babaların çoğunluğunun ikinci evlilikleri ve daha önce de çocukları olmuş ancak istedikleri kadar ilgilenemediklerini belirtmişler.

Cinsel terapi

İstanbul Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı'na, cinsel sorunlarla ilgili yapılan başvuruların dağılımı şöyle: Vaginismus yani kadının cinsel ilişkiye giremeyecek kadar kasılması yüzde 52, cinsel isteksizlik yüzde 25, orgazm olamama yüzde 19, ağrılı orgazm yüzde 2 oranında. Uyarılmadığı için başvuran kadın hiç olmamış. Erkeklerde, ereksiyon bozuklukları için başvuranların oranı yüzde 48, boşalma sorunuyla gelenler yüzde 20, her iki sorunu da yaşayanlar yüzde 22. Erkeklerin yüzde 8'i cinsel isteksizlik nedeniyle uzmanlardan yardım istemiş.

Sevgisizlik ve intihar

İntihar eğilimi olan insanlarda yapılan çalışmalarda, bu kişilerin kayıp hissi, yalnızlık ve sevilmediği duygusunu çok sık yaşadıkları tespit edilmiş. Kimseye güvenmiyorlar ve bu nedenle yardım da istemiyorlar. Sadece kendi acılarıyla beraberler ve çıkış yolunu bulamıyorlar. Yaşamak için çok fazla sebepleri olduğunu göstermek isteyen terapistleri pek dinlemedikleri ortaya çıkmış. Bu durumda terapistler intihar eğilimi olan insanlarla farklı konularda iletişim kurmaya çalışıyorlar, örneğin ilk olarak intihar etmeme kontratı yapıyorlar.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!