Garson puro koşturmadığı gün AB'ye girersiniz

Güncelleme Tarihi:

Garson puro koşturmadığı gün ABye girersiniz
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 30, 2002 02:18

"Türkiye'de bir belediye başkanıyla yemek yiyorduk. Bir ara kaykıldı, geriye hiç bakmadan elini zafer işareti gibi yaptı. Garson koşup, araya puro yerleştirdi, bir diğeri de yaktı. Bu kafayla AB'ye giremezsiniz."

Hürriyet'in Frankfurt kadrosuyla yemekte buluşan Bavyera İçişleri Bakanı Beckstein, ‘‘Türkiye AB'ye girer mi’’ sorusuna şöyle karşılık verdi: ‘‘Tatilde gördüğüm Türk belediye başkanı, iki parmağını zafer işareti (V) yapar gibi açtı. Bir garson koşup arasına puro sıkıştırdı, bir diğeri de koşup yaktı. Bu davranış değişmedikçe AB üyeliği de zor.’’

MEDYANIN başkenti Frankfurt'ta Almanya'nın en çok konuşulan politikacılarından biri olan Bavyera Eyaleti İçişleri Bakanı Günther Beckstein ile sohbet etmenin keyfini yaşadık. Üç saatlik sohbetimiz sırasında Beckstein, adını vermediği bir Türk belediye başkanıyla ilgili şu puro hikayesini anlattı:

‘‘Sakın Türkler söyleyeceklerimi hakaret olarak algılamasın. Ama AB'ye girmek için sadece yasal değişiklikler yeterli değil. Bazı eksikliklerin giderilmesi gerekiyor. Örneğin Türkiye'de tatilde gördüğüm belediye başkanının davranışı değişmedikçe, AB üyeliği de çok zor. İki parmağını zafer işareti yapar gibi açan belediye başkanın parmaklarının arasına bir garson koşup puroyu yerleştirdi, bir diğeri koşup yaktı. Başkana bakıp, ‘Böyle bir şeyi Almanya'da yapsan seni uçururlar' dedim.

Tek bu davranışla bile insan haklarına verilen değer ortaya çıkıyor. Ülkesinde yabancılara gayrı menkul satış izni vermeyen ya da zorluklar çıkaran Türkiye'nin gideceği daha çok yolu var.

Şunu çok iyi biliyoruz. Eğer aralıkta Türkiye'ye umut verilmezse, Türk insanı hayal kırıklığına uğrayacak. Bu yüzden bir noktada olumlu sinyal çıkacağına inanıyorum.’’

TÜRK KIZINI ALAMADIK

Her yaz tatilini Türkiye’de geçiren Beckstein, İstanbul'dan Antalya'ya kadar tüm sahili avucunun içi gibi biliyor. Ankara, Nevşehir, Mardin ve Diyarbakır ise cabası. En üzüldüğü şeylerden birisi ise kendisi gibi hukukçu olan büyük oğlunun Türk kız arkadaşı ile bir araya gelememesi. Çok güzel olduğunu söylediği kızın ailesi, bu birlikteliğe bir türlü razı olmamış.

16 kez Türkiye'ye giden Beckstein, Türkiye hayranı olduğunu ‘‘Güney kıyılarınız bir tablo gibi. Bir ressam olsam oturup yapacağım’’ diye gözlerinin içi gülerek açıklarken, öğretmen eşinin tek kelime Almanca bilmeden Türk kadınları ile nasıl kaynaşıp Türk usulü reçel yaptığını heyecanla anlatıyor.

Beyler karşınızda müstakbel bakan duruyor

Hürriyet'in Frankfurt kadrosuyla yemek yiyen Beckstein, genel seçimleri CDU/CSU'nun kazanacağından emin. ‘‘Beyler karşınızda, 22 Eylül'den sonra Almanya'nın en büyük adamlarından biri olacak biri oturuyor’’ diye espri yapıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!