Garp cephesinden

TÜRKİYE-AB ilişkileri şu an doğal sürecini izlediği için belki Erich Maria Remarque'nin romanına atfen 'Garp Cephesi'nde yeni bir şey yok' denilebilir.Ancak, bunu kesinlikle olumsuz biçimde yorumlamamak gerekiyor. Tersine, o 'Garp Cephesi'nde durum 'iyi', hatta 'gayet iyi'dir!Nitekim, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün önceki gün Topluluk Komisyonu Genişleme Sorumlusu Günter Verheugen'le yaptığı temas bunu tekar ortaya koydu.* * *İLKİN şunu söyleyeyim ki, teorik açıdan ülkemizi sivilleştiren dev atılımlardan dolayı, AB yürütme organı amiyane tabirle, Türkiye'ye 'hoşafın yağı kesik' bakıyor.Nitekim, Verheugen gerek Gül'le gerçekleştirdiği görüşmede, gerekse sonra düzenlediği basın toplantısında, Ankara'daki gelişmelere övgü üstüne övgü düzdü.Dolayısıyla, Zeynel Lüle'nin geçen haftaki 'Hürriyet'te 'tarihi devrim' başlığıyla önceden haber verdiği gibi, Brüksel Komisyonu tarafından Ekim ayında açıklanacak olan 'İlerleme Raporu'nun son derece olumlu bir içerik taşıyacak.Yüzden doksan dokuz virgül doksan dokuz, 'doğru rota' damgası vurulacak. Bu müjdeyi yan cebimize koyalım ve 'Garp Cephesi' teftişine devam edelim.* * *FAKAT, şimdiden söyleyeyim de sonra 'bak gaz verdin' denilmesin, tabii Türkiye'deki olumlu gelişmelerin 'İlerleme Raporu'nda altı çizile çizile vurgulanacak olması, her şeyin süt liman bir manzarayla sunulacağı anlamına gelmiyor.Eleştirisi de olacak, eksiği de hatırlatılacak, yanlışı da belirtilecek.Ancak yine de, birkaç istisna hariç burada esas olarak o eleştiriler, eksikler, yanlışlar değil, 'beklentiler' ön plana çıkacak.Başka bir deyişle, 'aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz' hesabı, 'bunlar teorik olarak çok iyi, çok güzel, çok mükemmel ama bir de şunun pratiğini görelim de, üyelik müzakereleri kararını o vakit verelim' sentezine varılacak. Muhtemelen bu arada da, yukarıdaki olguya dikkat çekmek için, Kürtçe tv yayınından azınlık vakıfları sorununa, kanunen artık meşruiyet kazanmış olan ancak henüz idari uygulamasına geçilmeyen şeylere dair 'küçük iğnelemeler' yapılacak. Fakat bunları abartmamak ve özünde 'Türkiye'nin rotası iyidir' cümlesinin döndüre döndüre tekrarlayacağını bilmek, dolayısıyla da sevinmek gerekiyor.Ya Kıbrıs ?* * *DOĞRUSU, Kim Jong İl'in Kuzey Kore'sinde mi, yoksa Rauf Denktaş'ın Kuzey Kıbrıs'ında mı bulunduğu bendenize hala meçhul olan 'KKTC' rumuzlu 'devlet' (!) karikatürünün ve 'lider'inin (!) ülkemizdeki hangi 'derin güç odakları' tarafından 'kollandığını', tıpkı Bursa'daki Sağır Sultan gibi AB de gayet iyi biliyor.Dolayısıyla, şu anki izlenimim odur ki, bu konuda fazla 'bastırmayacak'.Hatta, forsunu o odaklardan aldığı için Dışişleri Bakanlığı Kıbrıs Dairesi'nde 'ilişilmezlik ve dokunulmazlık' kazanmış bir avuç 'diplomatik rical' tarafından gaza getirilen AKP hükümetinin inanılmaz yanlış bir kararla 'KKTC'yle (!) 'gümrük birliği' gerçekleştirmesini dahi, Avrupa 'görmezden' geleceğe benziyor. Anlaşılıyor ki, 'İlerleme Raporu'nda konuya 'hafiften değinilecek' ve genel bir 'Ada'da çözüm zorunluluğu' vurgulanarak, nasıl sivilleşme sürecinde teoriden pratiğe geçişe zaman tanınıyor, Kıbrıs sorununda da zaman faktörü öne geçecek.Evet evet, 'Garp Cephesi'nde yeni bir şey yok', çünkü müjdeler olsun, bu defa 'Şark Cephesi'nde, yani Türkiye tabyalarında çok, çok, çok yeni şeyler var!