Gamze’ler ölmesin diye yürüyor
Güncelleme Tarihi:
Asım GÜNEŞ/İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Ekim 09, 2005 00:00
Gamze Salman, 4 yıl önce 14 yaşındayken kendisine áşık olduğunu söyleyen 17 yaşındaki M.A. tarafından sokak ortasında kafasından vurularak öldürüldü. Polis annesinin tabancasını kullanan M.A. 10 yıl hapse çarptırıldı ama Salman Ailesi’nin yüreğine düşürdüğü ateş hiç sönmedi. Mutluluğu unuttuklarını söyleyen anne Neşe Salman, başka Gamze’lerin ölmemesi için Umut Vakfı üyeleriyle birlikte silahsızlanma için yürüyor.
28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü çerçevesinde düzenlenen ‘Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü’nün 5’incisinde, elinde genç bir kızın fotoğrafını taşıyan hüzünlü bir kadın dikkat çekti. 6 yaşındaki oğlu Ayberk’le eyleme katılan Neşe Salman, kendisine yönelen kameralara, ‘Silah taşımak cehalet ve korkaklığın ürünüdür. Benim kızım öldü, başkaları evlat acısı çekmesin’ diyordu.
GÜLMEYİ UNUTTUM
Umut Vakfı’yla birlikte 4 yıldır bireysel silahsızlanma için çalışan Neşe Salman’ı yakan olay 25 Mart 2001’de meydana geldi. Günlerden pazardı. Kumburgaz’daki Mehmet Erçağ Ticaret Meslek Lisesi 1’inci sınıfta okuyan Gamze Salman, sabah erken saatlerde muhasebe kursuna gitmek için evden ayrıldı. Arkadaşlarının ifadesine göre derse girmeyen Gamze Salman bir şeyler almak için okulun karşısındaki Migros’a gitti. Dönerken, arkasından yaklaşan 17 yaşındaki M.A. tarafından kafasından vuruldu. 14 yaşındaki Gamze Salman olay yerinde hayatını kaybederken polis annesinin tabancasını taşıyan M.A. bir kurşun da kendisine sıktı.
Acı haberle yıkılan Salman Ailesi bir daha eskisi gibi olamadı, Gamze’nin acısı asla dinmedi.
Olayı anlatırken gözleri dolan Neşe Salman, ‘Gamze ilk gözağrımdı. Çok sevecen, arkadaş canlısı ve hareketli bir çocuktu. Okulun folklor ve bando ekibindeydi. Hiçbir zaman tam olarak mutlu olamadık. Gülmeyi unuttum. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı’ dedi. Gamze’nin fotoğrafları ve okulda aldığı başarı belgeleri evin duvarlarını süslerken kız kardeşi Gaye Salman hálá ablasının eşyalarını saklıyor.
ANNESİ SUÇLU
Kendisini çenesinden vuran M.A. iyileştikten sonra yargılandığı mahkemece 10 yıl hapse çarptırıldı. Kızının katilinin birkaç yıl içinde serbest kalacak olmasına tahammül edemediğini söyleyen Neşe Salman, ‘Benim kızım geri gelmeyecek. O elini kolunu sallayarak dolaşacak. Böyle adalet olmaz. Adalet suçlunun yanında mı? 18 yaşından küçük ve ilk suçu olduğu için cezasını iyice hafiflettiler. Öldürdüğü kız 14 yaşındaydı. Ayrıca insanın cezalandırılması için katliam mı yapması gerekiyor?’ diye konuşuyor.
Asıl suçun M.A.’nın annesinde olduğunu belirten Neşe Salman şunları söyledi: ‘Daha önce de annesinin tabancasıyla okula gelip gidiyormuş. Polis bir anne, silahını 17 yaşındaki oğlunun almasını nasıl engellemez? Asıl suçlu annesi. Onun da cezalandırılması gerekirdi. Diğer çocuklarımı okula göndermeye korkuyorum. Biz iyi birer insan olmaları için uğraşırken başkaları psikopat yetiştiriyor ve acısını bizler çekiyoruz. Olaydan sonra Umut Vakfı yetkilileri bizimle temas kurdu. Çalışmalarını anlatınca onlara destek olmak için elimden geleni yaptım. Biz evladımızı kaybettik, başka Gamze’ler ölmesin. Silah oldu mu mutlaka kullanılıyor.’
Ürküten rakamlarla bireysel silahlanma
Türkiye’de her yıl 3 bine yakın insan ateşli silahlarla ölüyor. Bunların 700’ü serseri kurşunlarla can veriyor. Bireysel silahlanmadaki artış endişelendiriyor.
2004’te polis bölgesinde 266 bin 892 tabanca taşıma, 303 bin 414 bulundurma ruhsatı; 2005’in ilk altı ayında 284 bin 289 tabanca taşıma ruhsatı, 312 bin 892 de tabanca bulundurma ruhsatı var.
2005’in ilk 6 ayında ise 29 bin 221 tabanca taşıma, 17 bin 75 tabanca bulundurma ruhsatı verilmiş.
Türkiye’de 2005 itibarıyla jandarma ve polis bölgelerinde ruhsatlı silah sayısı 2 milyon 145 bin. Ruhsatsız silahların ise bunun 2 katı olduğu düşünülüyor.
2004’te şahsa karşı işlenen suç sayısı 158 bin 241. Kasten adam öldürme 1828, ihmal ya da kazara öldürme 854. Olaylarda ele geçirilen ruhsatlı silah sayısı 2 bin 593, ruhsatsız silah sayısı 10 bin 355.
2005’in ilk altı ayında şahsa karşı işlenen suç sayısı 115 bin 377. Kasten adam öldürme 1219, ihmal ya da kazara öldürme 448. Olaylarda ele geçirilen ruhsatlı silah sayısı 1447, ruhsatsız silah sayısı 6 bin 711.
GÜLMEYİ UNUTTUM
Umut Vakfı’yla birlikte 4 yıldır bireysel silahsızlanma için çalışan Neşe Salman’ı yakan olay 25 Mart 2001’de meydana geldi. Günlerden pazardı. Kumburgaz’daki Mehmet Erçağ Ticaret Meslek Lisesi 1’inci sınıfta okuyan Gamze Salman, sabah erken saatlerde muhasebe kursuna gitmek için evden ayrıldı. Arkadaşlarının ifadesine göre derse girmeyen Gamze Salman bir şeyler almak için okulun karşısındaki Migros’a gitti. Dönerken, arkasından yaklaşan 17 yaşındaki M.A. tarafından kafasından vuruldu. 14 yaşındaki Gamze Salman olay yerinde hayatını kaybederken polis annesinin tabancasını taşıyan M.A. bir kurşun da kendisine sıktı.
Acı haberle yıkılan Salman Ailesi bir daha eskisi gibi olamadı, Gamze’nin acısı asla dinmedi.
Olayı anlatırken gözleri dolan Neşe Salman, ‘Gamze ilk gözağrımdı. Çok sevecen, arkadaş canlısı ve hareketli bir çocuktu. Okulun folklor ve bando ekibindeydi. Hiçbir zaman tam olarak mutlu olamadık. Gülmeyi unuttum. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı’ dedi. Gamze’nin fotoğrafları ve okulda aldığı başarı belgeleri evin duvarlarını süslerken kız kardeşi Gaye Salman hálá ablasının eşyalarını saklıyor.
ANNESİ SUÇLU
Kendisini çenesinden vuran M.A. iyileştikten sonra yargılandığı mahkemece 10 yıl hapse çarptırıldı. Kızının katilinin birkaç yıl içinde serbest kalacak olmasına tahammül edemediğini söyleyen Neşe Salman, ‘Benim kızım geri gelmeyecek. O elini kolunu sallayarak dolaşacak. Böyle adalet olmaz. Adalet suçlunun yanında mı? 18 yaşından küçük ve ilk suçu olduğu için cezasını iyice hafiflettiler. Öldürdüğü kız 14 yaşındaydı. Ayrıca insanın cezalandırılması için katliam mı yapması gerekiyor?’ diye konuşuyor.
Asıl suçun M.A.’nın annesinde olduğunu belirten Neşe Salman şunları söyledi: ‘Daha önce de annesinin tabancasıyla okula gelip gidiyormuş. Polis bir anne, silahını 17 yaşındaki oğlunun almasını nasıl engellemez? Asıl suçlu annesi. Onun da cezalandırılması gerekirdi. Diğer çocuklarımı okula göndermeye korkuyorum. Biz iyi birer insan olmaları için uğraşırken başkaları psikopat yetiştiriyor ve acısını bizler çekiyoruz. Olaydan sonra Umut Vakfı yetkilileri bizimle temas kurdu. Çalışmalarını anlatınca onlara destek olmak için elimden geleni yaptım. Biz evladımızı kaybettik, başka Gamze’ler ölmesin. Silah oldu mu mutlaka kullanılıyor.’
Ürküten rakamlarla bireysel silahlanma
Türkiye’de her yıl 3 bine yakın insan ateşli silahlarla ölüyor. Bunların 700’ü serseri kurşunlarla can veriyor. Bireysel silahlanmadaki artış endişelendiriyor.
2004’te polis bölgesinde 266 bin 892 tabanca taşıma, 303 bin 414 bulundurma ruhsatı; 2005’in ilk altı ayında 284 bin 289 tabanca taşıma ruhsatı, 312 bin 892 de tabanca bulundurma ruhsatı var.
2005’in ilk 6 ayında ise 29 bin 221 tabanca taşıma, 17 bin 75 tabanca bulundurma ruhsatı verilmiş.
Türkiye’de 2005 itibarıyla jandarma ve polis bölgelerinde ruhsatlı silah sayısı 2 milyon 145 bin. Ruhsatsız silahların ise bunun 2 katı olduğu düşünülüyor.
2004’te şahsa karşı işlenen suç sayısı 158 bin 241. Kasten adam öldürme 1828, ihmal ya da kazara öldürme 854. Olaylarda ele geçirilen ruhsatlı silah sayısı 2 bin 593, ruhsatsız silah sayısı 10 bin 355.
2005’in ilk altı ayında şahsa karşı işlenen suç sayısı 115 bin 377. Kasten adam öldürme 1219, ihmal ya da kazara öldürme 448. Olaylarda ele geçirilen ruhsatlı silah sayısı 1447, ruhsatsız silah sayısı 6 bin 711.