Fazla erken bir iyimserlik mi?

Güncelleme Tarihi:

Fazla erken bir iyimserlik mi
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 21, 2004 00:00

TÜRKİYE-AB Ortaklık Konseyi’nin yapıldığı Brüksel’den dönen Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ‘Müzakereler başlayacak’ diye kesin konuşmuş.Fazla erken bir iyimserlik mi?Avrupa Parlamentosu’nun 13 Haziran seçimleri öncesi Almanya’da Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel Başkanı Angela Merkel bildiğini okuyor.‘AB doldu, Türkiye giremez’ diyen Merkel gençler tarafından yuhalanmış ama unutmamak gerekir ki onun gibi düşünenlerin sayısı da az değil.Fransa’da çatlak seslerden geri adım yok.Eski başbakanlardan Alain Juppe’nin başını çektiği o çatlak sesler ne demişti?‘Türkiye Kopenhag kriterlerini yerine getirse de üye olamaz’...Chirac derseniz yerel seçimlerde sosyalistlerin zaferi nedeniyle iyice yıpranmış, Türkiye’nin üyeliğini savunacak hali kalmamış.Chirac’ın yerine geçeceği söylenen Fransa’nın yeni güçlü adamı Maliye Bakanı Nicholas Sarkozy Türkiye’ye soğuk. Nasıl olmasın, en yakın dostu Ermeni tasarısı için bastıran Sanayi Bakanı Patrick Deveciyan.AB için lobicilik faaliyetlerinde tüm bu dengeleri hesaba katarak hareket etmek gerek.Öte yandan, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Hıristiyan Demokratlar’ın oy oranı da bizi yakından ilgilendiriyor.Avrupa Komisyonu Başkanı en fazla oyu alacak partiden seçilecek.Prodi’nin yerine kim gelecek? Eylül sonu, ekim başında yayınlanacak İlerleme Raporu nasıl çıkacak?Brüksel’deki bazı çevreler bu raporun ‘gri’ renkte çıkabileceği görüşünde. Aynı çevrelere göre Hırvatistan’a ‘yeşil ışık’ yakmış olan siyasi irade Türkiye konusunda tam anlamıyla oluşmamış.Bu durumda Dışişleri Bakanı Gül fazla erken bir iyimserliğe kapılmamış mı?New York Times ile kaçan fırsatTROYA filmi nedeniyle yazılıp çizilenlerden Amerikalıların Troya’nın Türkiye’de olduğunu dahi bilmediklerini öğrendik.Belirli çevreler hariç çoğunlukla Amerikalılar bırakın Troya’yı Türkiye hakkında da fazla fikir sahibi değiller.Yıllar önce New York’ta, Türkiye’yi ülkesinin bir eyaleti ya da şehri sanan birine dahi rastlamıştım.Oysa bizde en ücra bir köyde dahi ABD hakkında bir şeyler söyleyecek biri mutlaka çıkar.Hele Irak operasyonundan sonra...Her neyse, ABD’nin en saygın gazetesi New York Times dört yıl aradan sonra ilk kez ‘Türk Günü’ nedeniyle özel bir ek yayınlamaya karar veriyor.New York Times Türkiye temsilcisi Tarkans Yavuz, aylar öncesinden ek için sponsor aramaya başlıyor.Yirminin üzerinde holding, banka ve STK temsilcisine mektuplar gönderiliyor.Ancak Yapı Kredi ve Garanti Bankası dışında kimseden bir ses seda çıkmadığı için Türkiye özel eki sadece bir sayfa çıkıyor...Ekte Türkiye hakkında temel bilgiler, bir harita ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD-Türkiye ilişkileriyle ilgili geniş bir mesajı yer alıyor.Tek sayfalık Türkiye özel eki, New York Times’ın ulusal baskılarında yer aldığı için 50 eyalette seçkin bir okuyucu kitlesine ulaşmış durumda..Ne yazık ki, Amerikalılara sesimizi duyurma fırsatını kaçırmış bulunuyoruz.Türk yazarların kitaplarını dünyaya tanıtma kampanyası DÜNYADA esmekte olan Troya fırtınasından yararlanmak isteyen Turizm ve Kültür Bakanlığı bir Troya operasyonu başlatmış. Turizm ve Kültür Müsteşarı Prof. Mustafa İsen dün, ABD’de filmin reklamlarında Troya kalıntılarıyla ilgili bilgi verildiğini söylüyor. Masrafı, Troya filmi için 175 milyon dolar ila 250 milyon dolar arası harcadığı söylenen Warner Bros üstlenmiş.ABD’de film izleyicileri arasında bir bilgi yarışması da düzenlenmiş. Kalıntıların yerini doğru bilene ödül: Türkiye seyahati.ABD’den yeni dönen Mustafa İsen başka bir kampanyadan söz ediyor.‘1940’lı yıllarda Batı dillerinde yazılmış olan klasik eserler Türkçe’ye kazandırıldı. Şimdi biz bunu tersine çeviriyoruz. Türk yazarların eserlerini İngilizce’ye çevireceğiz. Türkçe’nin birikimini dünyaya taşıyacağız’ diyor.İsen’in verdiği bilgiye göre, bakanlık dünyanın önde gelen yayınevlerine yazarlarımızla ilgili dosyalar gönderecek.Yayınevleri yazarlarla doğrudan temasa geçecek. Meselá Siracuse Üniversitesi Yayınevi, Sait Faik’ın eserlerinin çevrilmesi için bakanlık ile temas kurmuş.Bakanlık yılda 20 ila 25 kitabı İngilizce’ye çevirmeyi tasarlıyormuş.Mustafa İsen’in verdiği bu haber benim son günlerde aldığım en iyi haber.İki yıl önce Washington’da Barnes and Noble Kitabevi’nde Orhan Pamuk’un ‘Benim Adım Kırmızı’nın İngilizce’sini görünce neler hissettiğim geldi de aklıma...Hem yazarlarımızın dünyaya açılması, hem Türkiye’nin tanıtımı için son derece yararlı bir adım.KA-DER 10. maddenin vetosunu istiyorKadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği KA-DER dün Cumhurbaşkanı’nı kadın ve erkek arasında ‘fiili eşitliği’ kapsamayan 10. maddeyi veto etmeye çağırdı.KA-DER iki yıl boyunca çeşitli ülkelerde örnekleri inceleyerek, hukukçulara ve 50’ye yakın kadın derneğine başvurarak 10. maddeye bir öneri getirmiş. Bunun dikkate alınmasını talep ediyor.Anlayacağınız ‘pozitif ayrımcılıkta’ top şimdi Cumhurbaşkanı Sezer’de.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!