Fadıl'a sakın inanmayın

GEÇEN hafta Galatasaray maçından çıkıyorum. Orta yaşlarda bir polis memuru koluma girdi: ‘‘Fatih Bey, sizi dinlemedik yandık. Şu ş....siz Fadıl'ın Jet Kent'inden ev aldık. Yıllar oldu. Ne ev var, ne Fadıl. Keşke siz uyardığınız zaman kulak verseydik.’’ Canı pahasına kazandığı üç beş kuruşu Fadıl Akgündüz'e kaptıran memura öylesine üzüldüm ki, anlatamam. ‘‘Neyse’’ dedim, ‘‘Hiç değilse bundan böyle yeni canlar yakamayacak.’’Bu olayın üzerinden bir hafta geçmedi ki, faks makinemden çıkan káğıt, Fadıl Akgündüz'ün yeniden işbaşı yaptığını gösterdi. Jet Fadıl Avrupa'da yaşayan yurttaşlarımızı yine toplamaya ve İMZA adını verdiği hayali otomobilin fabrikasına ortak yapmaya, o yetmiyormuş gibi fabrikası bile olmayan bir otomobili kampanyayla satmaya başlamış. Fadıl'ın sözde şirketi bu kez ABD'de kurulmuş. Her şey tamamlanmış. Üretimi ise saygın bir Avrupalı otomobil üreticisi yapacakmış. Düne kadar Siirt'te yapılacak üretim, Avrupa'ya kaymış. Sözde fabrika Siirt'teyken fabrikanın olmadığını kanıtlıyorduk. Şimdi Avrupa'ya taşıdı. Yarın öbür gün herhangi bir fabrika binasını gösterip ‘‘İşte bu benim’’ diyecek. Fadıl İMZA'yı başka fabrikada imal ettirecekmiş. Öyle diyor ama bir yandan da İMZA Motors Inc. adlı şirketine de ortak topluyor.Palavra şirketin sermayesi 1 milyar 750 milyon dolar. Fadıl ilk aşamada beheri 1 dolardan 875 bin hisse satacak. Fadıl millete hisseleri de gösteriyor. Fakat durum komik. Hisselerin üzerindeki her şey İngilizce. Zaten Amerikan şirketi. Ama üzerine ‘‘Örnektir’’ yazısı Türkçe basılmış.Tipik dolandırıcılık girişimi. Tam komedi. Komedi bununla da bitmiyor. Fabrika yok, otomobil yok ama satış kampanyası var. Fadıl efendi ‘‘İmza S700 satış kampanyası katılım formu’’ da bastırmış. Daha otomobil yok ama olsun. Fadıl var. Türkiye'de binlerce kişiyi mağdur etmiş, Almanya'da topladığı paraları geri ödeyememiş bir Fadıl var. Fadıl otomobili sudan ucuz. 3 kapılısı 30 taksitle 6 bin 600 Euro.5 kapılısı 8 bin 850 Euro.Station biraz pahalı. 9 bin 600 Euro. Teslimat tarihi çok yakın. Yağmaz ayın başında, yağarsa on beşinde.Otomobili alabilmek için ayrıca 4 bin dolarlık da hissen olacak. Tam sarma. Anlayacağınız Fadıl Avrupa'da yine vurgun peşinde. Üç beş otomobil dergisine para verip oralarda sayfa yaptırmış ki, inandırıcı olsun. Siz siz olun sevgili okurlar, bu yalanlara kanmayın. On binlerce Fadılzededen biri olmayın. Sizin verdiğiniz markları, dolarları Fadıl efendi Rus kapatmalarla yiyor. Haberiniz olsun. Daha duyarlı bir basın‘ŞEHİDİMİZİ artık rahat bırakın’ diye yazdım. Sağ olsun Hürriyet bu yazıyı birinci sayfadan kullandı. Hürriyet niye büyük gazete sorusunun yanıtı da galiba burada. Ben yazıda Hürriyet'i de eleştiriyorum, Hürriyet yazıyı birinci sayfadan kullanıyor. Casa kazasında şehit olan Astsubay Ümit Başaran'ın fotoğrafının Bordo Berelilerle ilgili her haberde kullanılmasının önüne geçmek istemiştim. Yazının çıktığı gün şehidimizin kardeşinden çok kısa bir teşekkür geldi:‘‘Ben bugün yazınızda bahsettiğiniz şehit Ümit Başaran'ın kardeşiyim. Öncelikle günlerdir bizi sıkan ve üzen bir konuda gösterdiğiniz duyarlılıktan dolayı size teşekkür etmek istiyorum. Daha önce bu konuda Sabah Gazetesi'ni arayıp görüşmek istedim. Fakat tahmin edersiniz ki, gazetelerimiz görüşmek isteyen vatandaşlarımızın karşısına muhatap çıkarmıyorlar. Bunun üzerine kendilerine faks çektim. Ancak hiçbir duyarlılık göremedim. Sizin bu konuda yazmış olduğunuz yazı bizi çok mutlu etti. Umarım aynı duyarlılığı diğer basın kuruluşları da gösterirler. Tekrar teşekkürlerimi ve saygılarımı sunarım.Akın Başaran.’’Bir gün sonrasında da Ümit Başaran'ın babası Turan Başaran'dan bir mektup elime ulaştı. Şehit oğlu gibi kendisi de emekli bir astsubay olan Turan Başaran ‘‘Oğlumun resmini gazetelerde gördüğümüz zaman sadece üzüntümüz tazelenmiyor, ölüp ölüp diriliyorduk’’ diyor ve ekliyor:‘‘Oğlum son derece ketum ve mesleğine áşık bir askerdi. Ülkenin birlik ve bütünlüğünün korunmasında ön saflarda görev yapan arkadaşlarının deşifre olmaması için basını duyarlı davranmaya davet ediyoruz. Oğlum 16 Mayıs 2001'den bu yana arkadaşlarının arasında yok ama her yerde onlarla birlikte olduğuna inanıyorum.’’Başaran Ailesi'nin avukatı da yolladığı bir faksla ‘‘Uzun süredir bu yayınları engellemek için hukuki bir mücadele veriyorduk. Umarım sizin kendi duyarlılığınızla gündeme getirmenizden sonra bu mesele hallolmuş olur’’ diyor. Ben de öyle umuyorum.NE ZAMAN ADAM OLURUZ?Arlıyla arsız aynı kefeye konulmadığı zaman.