Evrim sürüyor da, hangi yönde?

Güncelleme Tarihi:

Evrim sürüyor da, hangi yönde
Oluşturulma Tarihi: Mart 15, 2006 11:47

Bizim gericiler bir dini inancı bilimsel gerçek diye kabul ettirmeye gayret ederken, Ademoğlu evrimini sürdürüyor. (Herkes değil, kimileri evrimin belli bir noktasına takılıp kalmış yol boyunca, iki bin senedir aynı şeyi tekrarlayıp duruyor...)

Neyse, dogma dogmadır, tartışılmaz: adam ‘kendi beynini’ kullanmaya niyetli olsa zaten, başkasının koyduğu dogmaya esir olmaz.. onun için biz, işin ‘bilim’ tarafına göz atalım.

Sciencepresse’de yer alan bir makaleye göre...

İnsanoğlu evriminin sonuna gelmiş değil, hâlâ evrimi sürüyor. ‘Yapay ayıklamalar’ neticesinde son birkaç bin yıl içinde ‘görevi değişen’ genler mesela büyük baskı altında imiş.

Altı yıl önce, araştırmacılar insanı oluşturan 25-30 bin geni belirlediklerini müjdelemişlerdi, büyük tantanayla. İki yıl kadar önce de, bizi birkaç milyon yıl önce en yakın kuzenimiz şempanzeden ayıran 700 temel geni tanımladıklarını duyurmuşlardı. (Bunlar özellikle çoğalma, doğurganlık ve ... nedense, koku alma ile ilgili genlerdi.)

Araştırmacılar şimdi bu 700 geni mercek altına almışlar. Chicago Üniversitesi’nden uzmanlar, son 15 bin yıl içinde evrim geçirmiş olması olasılığı en yüksek genleri incelerken çok şaşırtıcı bulgular elde etmişler: mesela, deriye rengini veren, beyin fonksiyonlarını yahut çoğalmayı düzenleyen genlerin değişime uğradığını gözlemlemişler.

Lafı uzatmayalım: bu genlerin, son 15 bin yıl içinde ‘beslenme alışkanlıklarında meydana gelen temel değişimlere’ ayak uydurabilmek için evrim geçirdiğine kanaat getirmişler.

15 bin yıl önce beslenmemizde meydana gelen devrimin adı ise... tarım!

Peki ya derimizin rengiyle ilgili değişimler? Mesela, bazı Avrupa ırklarının, Kuzey’e doğru göçleri sırasında, derilerine açık bir renk veren pigment oranının arttığı gözlemlenmiş: az güneş ışığı, az D vitamini demekmiş; derinin rengi ne kadar açık olursa, vücut güneş ışığındaki D vitaminini o kadar kolay absorbe edermiş...

Projenin başındaki Prof. Jonathan Pritchard, Public Library of Science’te yayımlanan makalesinde, bu evrimin tamamlanmadığını, en azından tıptaki gelişmelerin genetik farklılığı ‘azalttığını’ öne sürüyor. “Belki bugün hâlâ bir fetüsün hayatta kalmasını temin eden, yahut çevre baskısına (mesela kirliliğe) direnç gösteren genler ‘doğal ayıklama’da önemli bir rol oynayabilir, biz bunun sonuçlarını birçok nesil sonra ancak gözlemlemeye başlayabiliriz...’

Yani biz ‘evrim var mıdır, yok mudur’ diye abesle iştigal ededuralım, evrim tablosunda maalesef bizi çoktan sollamış olan ülkelerde, bilim adamları, evrime yeni bir tanım getirmek üzereler...

(Dedim ya, bu yazıda - yorumlar hariç - büyük çapta, Sciencepresse’de yayımlanan ‘Evrim sürüyor ama hangi yönde?’ başlıklı makaleden faydalandım.)

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!