Eserlerimi kullandı ama adımı yazma cesaretini gösteremedi

Güncelleme Tarihi:

Eserlerimi kullandı ama adımı yazma cesaretini gösteremedi
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 20, 2002 00:00

Türkiye'nin en meÅŸhur sanatçıları Kürt kökenlidir. Ä°brahim'i (Tatlıses) çocukluÄŸundan beri tanıyorum. Çok çalışkan bir insandı. Ä°brahim Tatlıses ve Mahsun Kırmızıgül'ün Türk ve Arap sanatına etkileri olmuÅŸtur. Birçok Kürtçe türküleri TürkçeleÅŸtirerek repertuvarlarını zenginleÅŸtirmiÅŸlerdir. Ä°brahim Tatlıses ve birçok sanatçı albümlerinde benim bestelerimi kullandılar. Karşı deÄŸilim. Ama bestenin Åživan Perwer'e ait olduÄŸunu yazma cesaretinde bulunmadılar. Hatta bazıları gerek benim eserlerimi ve gerekse baÅŸka türküleri, resmi koÅŸullardan yararlanarak kendilerine mal ettiler. Altlarına kendi imzalarını attılar. Acaba onlar benim yerimde olsalardı ne hissederlerdi? Åživan Perwer'in geçtiÄŸimiz 24 Mart'ta Paris'te Saint Denis'de verdiÄŸi konseri binlerce kiÅŸi izledi, Fransız Liberation gazetesi arka kapağını ona ayırdı. Liberation gazetesi, Åživan Perwer hakkında ÅŸunları yazdı: ‘‘Şivan'ın bir önemli özelliÄŸi de gruplar üstü kalması ve gruplardan herhangi birine angaje olmayı reddetmesi. DoÄŸal olarak PKK ile arasında problemler oldu. Çünkü PKK kontrol edemediÄŸi herÅŸeyi reddeder. Konserlerine PKK militanları gelerek aleyhinde sloganlar attılar, zaman zaman konserlerini zor kullanarak engellediler. O da, kendisine ambargo uygulayan MED TV'yi eleÅŸtirdi. PKK militanlarının engelleme çabasına raÄŸmen her konserde dinleyici sayısı artıyor. Kürtler tarafından ulusal bir anıt gibi görülüyor. YaÅŸar Kemal, onu hayranlıkla dinliyor. Türkiye'de ÅŸarkıları yasak deÄŸil.’’ Asıl adı Ä°smail Aygün olan Åživan Perwer, 1955 Siverek doÄŸumlu. Ä°lkokulu doÄŸduÄŸu köyde, orta ve liseyi Urfa'da bitirti. 1973'te Gazi EÄŸitim Enstitüsü Matematik Bölümü'nde okumaya baÅŸladı. Eylül 1975'te Ankara'daki Güven Park'da düzenlenen ‘‘DoÄŸu Gecesi’’nde sahneye çıktı ve parçalarını Kürtçe seslendirdi. ÇeÅŸitli illerde yarı yasaklı konserler verdi. Bu konserler nedeniyle takibe uÄŸradı, organizatörler ağır cezalara çarptırıldı. Konser kayıtları el altından satılmaya baÅŸlayınca tüm ülkede adı duyuldu. Haziran 1976'da Almanya'ya yerleÅŸti. 1976-1980 döneminde Almanya'da müzik tarihi eÄŸitimi aldı. 22 albümü var. Åžu sıralarda turne için bulunduÄŸu Paris'ten sorularımızı yanıtladı. Sürekli dengbejlere göndermeler yapıyorsunuz. Dengbejlik nedir? - Kürt müzik mirasını dengbej'lere (söyleyen ses) borçluyuz. ÇocukluÄŸumu ve gençliÄŸimi, dengbejler ve strangbejler aracılığıyla nesilden nesile aktarılan anonim müzik içinde geçirdim. Kürt toplumu yakın tarihimizi dengbejlerin yarattığı türkülerle öğrenmiÅŸtir. Kürt kültürünün geliÅŸiminde önemli bir vektör, yaratıcı ÅŸair ve bestecilerdir. Bu meçhul kahramanlar sayesinde Kürt kültürü yasaklara raÄŸmen bizlere ulaÅŸtı. Bu nedenden dolayı son albümümde Kürt müzisyenlerinin eserlerini kendi üslup ve yorumumla seslendirdim ve onlara armaÄŸan ettim.TURNE MÃœKKEMMEL OLDUDünyanın her yanında turnelere gittiniz. Son olarak Kuzey Irak'ta bir dizi konser verdiniz. Bu turneden hangi izlenimlerle döndünüz?-Kuzey Irak'taki Kürt otonom bölgesi, ikili ambargoya (dünyanın Irak'a ve BaÄŸdat'ın da kuzey bölgesine uyguladığı) raÄŸmen son 10 yıl içinde çok önemli geliÅŸmelere sahne olmuÅŸ. Turne çok mükemmel geçti. Bölgedeki tüm müzisyenlerin bütün türkülerimi profesyonelce çalabildiklerini gördüm. Bu benim için büyük bir sürprizdi. Halkın bana eÅŸlik etmesi, gösterdiÄŸi sevgi ve tezahürat bana oksijen dolu derin bir nefes aldırdı. MüziÄŸimin Kürtleri bölen sınırlara, lehçe farklarına raÄŸmen bütün bölge insanına ulaÅŸabildiÄŸini gördüm. MED TV’YE BEN ÇIKMIYORUMTüm siyasi gruplardan bağımsız bir çizgi izlediniz. MED TV'de ambargoluydunuz. Ne Ä°sa'ya ne Musa'ya yaranabildiniz. Konserlerinize gelen bazı Kürt grupları sloganlar atarak sahneye çıkışınızı engellemeye çalıştı.- Ambargo diye birÅŸey söz konusu deÄŸil. MED TV'ye çıkmamam benden kaynaklanıyor. Her sene katıldığım konserler ve yaptığım albümlerle dinleyicilerimle kaynaÅŸmayı tercih ediyorum. Bence, halkın denetiminden bu ÅŸekilde geçilir ve bir sanatçının sanat deÄŸeri böyle ölçülür. Tek enstrümanım düşüncelerim, dilim ve müziÄŸimdir. Televizyon sadece bir aksesuardır. Fakat ulaÅŸacağım yerlere bir televizyon sayesinde ulaÅŸabileceksem, bu ekranların bağımsız olmasını isterim. Kürt, Türk, Arap veya Fars olsun hiçbir halk George Orwell'in 1984 adlı romanındaki Big Brother'ına (Büyük Birader) baÅŸ eÄŸmemelidir. HER ZAMAN BÄ°RLİĞİ SAVUNDUMDiyarbakır ve Urfa'nın billboard’larında fotoÄŸraflarınız görülüyor. Son dönemde Türkiye'deki geliÅŸmeleri izliyor musunuz? -Türkiye demokrasisinde tıpkı Mehter Marşı'nda olduÄŸu gibi bir adım ileri iki adım geri atılıyor. Diyarbakır billboard'larında benim afiÅŸlerim asılırken, diÄŸer yandan Kürtçe kaset dinlediÄŸi için bir ÅŸoföre üç yıl hapis cezası verilebiliyor. Hayatım boyunca birlik ve beraberliÄŸi savundum. Nazım Hikmet'in dediÄŸi gibi, ‘‘Bir aÄŸaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine.’’ Ahmede Hani'de, ‘‘Birlik bir toplumu diriltir’’ derdi. Elbette bazı partiler (Kürt partileri) bu tutumumu anlayamadılar ve baskılara maruz kaldım. Ben bir sanatçıyım diye haykırmak zorunda kaldım. Hozanım, hozan...AB’YE GÄ°RMEK YERÄ°NDETürkiye'nin Avrupa ailesinin bir parçası olmasını nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?-Türkiye'nin Avrupa ailesine girmesini yerinde buluyorum. Ama daha olumlu adımlar atılması gerekiyor. Kalpler barışır, kültürler paylaşılır.Türkiye'de en çok neyi özlediniz?- En çok köyümün doÄŸal renk ve parfüm senfonisini özledim. ÇeÅŸmeden akan buz gibi suyu, bol kokulu ve tadına doyulmaz nar ve karpuzu özledim. Daldan tek tek kopararak dut yemeyi özledim. Kavunu taÅŸa vurup parçalayarak yemeyi, daÄŸların doÄŸal akustiÄŸini özledim. Babamın kavalını, annemin toprağını okÅŸamayı özledim. Ve elbette, sevdiklerimi kucaklamayı özledim.SÄ°YASÄ° PARTÄ°YE AÄ°TLÄ°K SANATA UYGUN DEĞİLDÄ°RKültürüne sonsuz baÄŸlı ama çok- kültürlülüğü savunan bir sanatçıyım. Bir siyasi partiye ait olmanın sanata uygun olmadığını düşünüyorum. Sanat hiç kimsenin egemen olamayacağı bir bölgedir. Sınırları aÅŸan müziÄŸimi sınırlandırmak istemiyorum. Düşünce özgürlüğüm, sanatımın özüdür. Hiçbir partiyle ya da iktidarlarla nedensiz zıtlaÅŸma aracı deÄŸildir.En çok Mozart, Bach severim Kürt ve Türk müziÄŸi dinlerimTürkülerim benim için sadece sanat deÄŸil müzikoterapidir.Belki de sanatta sadece duygularıma kapılmamamı ve rasyonel olmamı matematik saÄŸlamıştır. Bilimin müzikten uzak olmadığını düşünüyorum. En çok klasik müziÄŸi severim: Mozart, Beethoven, Bach... Rap de dahil içtenlikle yapılan her türlü müzik beni etkiler. Daha çok Kürt ve Türk müziÄŸini dinliyorum. Merhum Hafız Burhan, Münir Nurettin Selçuk ve Kürt kökenli Diyarbakırlı Celal Güzelses'i beÄŸenirim. NeÅŸet ErtaÅŸ ve Aşık Mahsuni'yi de.Klasik olarak Mevlana ve Yunus Emre gibi Ali Heriri'miz, Cervantes ve Ömer Hayyam gibi Melayi Ciziri'miz, Shakespeare, Firdevsi ve Fuzuli gibi Ahmede Hani'miz, Pir Sultan Abdal ve KaracaoÄŸlan gibi de Fequiya Teyran'ımız var. Ayrıca Dostoyevski, Nazım Hikmet ve Neruda gibi Cigerxwin'imiz var.En usta romancı olarak Mahmud Baksi'yi görüyorum. En usta çevirmenimiz ise Mehmet Emin Bozarslan'dır. Mizahta Musa Anter'in eÅŸi yoktur. Katıldığım konserlerde sesimi ve tarzımı beÄŸendikleri için Kürtçe öğrenip sözlerimi de anlamaya çalıştıklarını söylüyorlar. Tabii ki böyle ÅŸeyler bir sanatçının egosunu etkiliyor.Sanatıma en fazle etki yapanlar arasında Arif Ciziri, Hasan Ciziri, Said Afia, Kawis Afia, Meryem Hanlar'ı sayabilirim. Yazar ve ÅŸairlerden YaÅŸar Kemal, Aziz Nesin ve Nazım Hikmet en iyileridir. Ahmet Altan'ın ve Muhsin Kızılkaya'nın da kalemini ve üslubunu beÄŸeniyorum.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!